Pürüzsüz bir cilt için…

Pürüzsüz bir cilt herkesin istediği, hayal ettiği bir durumdur. İşin içinde elbette genetik faktör çok etkili olsa da beslenmenin de önemini küçümsememek gerekir. Öncelikle bu konu ile alakalı adım adım ilerleyelim istiyorum.

Haberin Devamı

Cilt sağlığında bazen hormonal faktörler sivilcelenme, yağlı görünüme sebep olabiliyor. Ya da bazı vitamin mineral eksikliklikleri ciltte kuruluk, solgun görüntü, pul pul dökülmelere yol açabiliyor. Böyle durum söz konusu olduğunda mutlaka doktor takibi ile tahlillerle hormonal dengesizlik ya da vitamin/mineral eksikliği varsa tespit edilmeli, uygun tedavi yöntemi uygulanması gerekir. Hatta bazen bazı durumlarda (alerji gibi) kişide komplikasyonlar cilde yansıyabiliyor.

Kuruyemişler, glüten alerjisi, besin alerjileri gibi durumlarda da kişinin cildinde bozulmalar görülebiliyor. Bu durumda kişinin bireysel hareket ederek elemesi gereken yiyecekleri elemesi gerekiyor.

Bunların haricinde zaten ergenlik döneminde de hormonlara bağlı olarak yüzme, sırtta, tüm vücutta sivilcelenmeler olabiliyor. Bunların çoğu geçici olmakla birlikte doktor takibi ile kontrol altına alınabilir.

Bunların haricinde cilde iyi ya da kötü gelen şeyler nelerdir?

- Öncelikle özellikle yüzünüz için koruyucu kremler önerilmektedir. Bu da UV ışınlarından korunmak açısından oldukça etkili bir korunma yöntemi.

- Sigara kullanımı cilt sağlığını doğrudan etkileyen faktörler arasında. O yüzden sigara kullanan bireylerde özellikle kadınlarda cilt sağlığını daha hızlı olumsuz etkilemekte, solgun, renksiz, daha kırışık görüntüye sebep olabilmektedir.

- Diğer bir konu ise gün içerisinde tüketilen su miktarı… cildinizin nem dengesini sağlayabilmek için mutlaka su tüketmeniz gerekmektedir. Tıpkı çiçekleri suladığınızda canlanması gibi cildinizi de suladığında canlandırabilirsiniz. İhtiyacı olan suyu vermediğinizde cildiniz hem parlaklığını kaybeder hem de daha kuru bir hal alır.

- Antioksidan tüketimini artırmanız gerekmektedir. Gün içerisinde maruz kaldığı makyaj malzemeleri, hava kirliliği vb. durumlar cildiniz için de oksidasyonu artırdığından zarar verici hal almaktadır. Böğürtlen, ahududu, çilek, nar, erik, portakal, kayısı, yaban mersini, elma gibi meyvelerin yanı sıra; sarımsak, kırmızı soğan, pancar, lahana, pırasa, domates, ıspanak, gibi sebzelerle de bu antioksidan açığını kapatabilirsiniz.

- Mutlaka doymamış yağ içeriğine, omega-3 miktarına dikkat etmelisiniz. Bunun için zeytin, zeytin yağı, avokado, balık, çiğ kuruyemişler, keten tohumu, chia tohumu gibi yiyecekler harika kaynaklardır. Bunların da tüketimini artırmak gerekir. Aynı zamanda da doymuş yağ içeriği besinleri azaltmak faydalı olacaktır.

- Aşırı tuz tüketiminden kaçının. Özellikle fabrikasyon tuz yükü arttığında cildin yaşlanmasını hızlandırmış olursunuz. 

Haberin Devamı

- Aşırı şeker tüketiminden kaçının. Şeker; kolajen yapısında bozulmaya sebep olduğundan cildin yapısını bozarak erken yaşlanmayı tetikler. 

- Kolajen içeriği yüksek besinler tüketmeye çalışın. İlikli su, paça çorbası, yumurta, hindi eti, balık gibi yiyeceklerin kolajen içeriği yüksektir. 

- Düzenli ve yeterli egzersiz cildinizin elastikiyetini sağlama, toksinlerden arınma ve esnekliği açısından oldukça önemlidir. Tüm bunlara bakıldığında aslında dengeli ve yeterli beslendiğiniz takdirde cildinizin yaşlanmasını geciktirebilir. Daha canlı ve pürüzsüz bir görünüm elde edebilirsiniz.

Yazarın Tüm Yazıları