Etken misiniz yoksa edilgen mi?

Saymış olduğum edilgen kişilik özelliklerini taşımadığınıza eminseniz, etken olduğunuzu düşünmüş olabilirsiniz. Ancak etken olabilmenin bazı şartları vardır ve o şartları taşımıyorsanız aslında bazı yönlerinizle edilgen grupta yer aldığınızın farkına varabilirsiniz.

Peki, kimdir etken insan? Etken olmanın şartları nelerdir?

Şimdi sizler için etken olmanın şartlarından ve etken insanların kişilik özelliklerinden bahsedeceğim. Kişisel projelerinizi oluştururken aşağıdaki maddeleri kullanabilirsiniz.

- Cinsel ayrımcılık ve ırkçılık yapmazlar. Kendilerini insan hakları konusunda adil bir bakış açısı geliştirebilecek şekilde eğitmişlerdir. Bu insani gelişimin temelidir.

- Siyasi konuları şövenistlik boyutuna getirmezler. İdealisttirler ve “Ülkesini en çok düşünen, işini en iyi yapandır” anlayışını benimseyip, ideallerine odaklanmasını bilirler.

- Yönetici vasıfları taşırlar. İnsanları yönlendirme ve kriz ortamında kontrolü sağlayabilme becerileri gelişmiştir.

- Hızlı karar alabilme yetisine sahiptirler. Atalete kapılmazlar. Sürekli yakınıp, her şeye bir mazeret üreten insanlardan değildirler.

- Yaratıcılıkları üst düzeydedir. Beyinlerindeki bağlantı sayısını arttırmak, kapasitelerini etkin biçimde kullanmak için çaba gösterirler ve bilgi birikimlerini genişletirler. Pozitif güç ortaya çıkarmak adına yaratıcılıklarını kullanırlar.

- Ego savaşlarına girmezler, üstünlük taslamazlar. Karşıt fikirlere saygıyla yaklaşırlar.

- İnisiyatif almaktan çekinmezler. Çözüm odaklıdırlar ve sorumluluk alma yetkinliğine sahiptirler.

- Öz saygılarını korurlar. İstemedikleri şeyler için insanlara “hayır” derken, suçluluk hissetmezler.

- Dikkat seviyeleri yüksektir ve farkındalıklarını arttırmak için çevresinde olup biten her şeyi etraflıca gözlemleyip, analiz ederler.

- Eleştirilere karşı tepkisel değillerdir. Peşin hükümlü davranmazlar, çünkü gelişime açıklardır. Eleştiri aldıklarında, bir an durup düşünürler ve konunun içinde kendileri için gerekli olan kısmı görmeye çalışırlar. Gördükten sonra onlara sadece kalanını süpürmek kalır. Takdir beklemezler.

- Öfke kontrolleri ve stres yönetimleri iyidir. Huzur kaynaklarının farkında olup, gevşeme tekniklerini kullanırlar. İletişimi çıkmaza sokmak yerine, iyileştirmenin yolunu ararlar.

- Hayatlarına dair kararları kendileri alırlar. Diğer insanları karar süreçlerine dahil etmezler.

- Tek başına yaşayabilecek yeterliliğe sahiptirler. Buna ev işleri ve yemek yapmak gibi konular da dahildir. Kendine yetebilen insanlardır, kimseye bağımlı değillerdir.

- Affedicidirler. Geçmişe hayıflanarak ânı kaçırmazlar. Kin, nefret, kıskançlık, haset gibi duyguları barındırmazlar. Olumsuz duyguların enerjilerini aşağı çekmesine izin vermezler.

- Öngörü sahibidirler. Bir sonraki adımı düşünerek hareket ederler.

- Kimse tarafından anlaşılmayı beklemezler. Bilirler ki: Dertlerinden bahsettiklerinde insanlar kendi yaşadıklarıyla kıyas yapıp, anlattıklarını hafife alabilirler. Acılar; üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin, kıyaslanabilme özelliğini kaybetmez.

- İyi bir dinleyicidirler. Dinleyerek hem yeni şeyler öğrenirler, hem de yorumlama kabiliyetlerini geliştirirler.

- Araştırmacıdırlar. Örneklemeler yaparlar ve metaforlar kullanırlar. Ünlü düşünürlerin aforizmalarından ezber listesi oluşturmuşlardır. Lafı gediğine koymak istediklerinde bunlardan faydalanırlar veya konuyla ilgili kısa bir öykü anlatarak karşılarındaki insanları büyülerler.

- Hitabet ve etkili konuşma kabiliyetleri yüksektir. Gerekmedikçe fikirlerini dillendirmezler. Dillendirmeleri gerektiğinde ise dürüst davranırlar. Kimseyi kazanmak gibi bir dertleri olmadığından, gereksiz yere övgüde bulunmazlar.

- Planlarını kendilerine saklarlar. İşlerini önem sırasına göre düzenleyip, her zaman planlı ilerlerler. Ancak bunu yaparken, henüz gerçekleşmemiş şeyleri kimseyle paylaşmazlar. Böylelikle zaaflarının kullanılmasına izin vermezler.

- Tatil anlayışları, yeni yerler keşfetmek ve yeni şeyler öğrenmeye dayalıdır. Tüm tatillerini bir şezlong üzerinde geçiremezler. Kültürel turları tercih ederler.