Güncelleme Tarihi:
Varis, günümüzde pek çok kişinin ve özellikle kadınların büyük bir sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Peki, bu dertle nasıl baş edebiliriz?
Öncelikle varisin ne olduğunu ve nasıl oluştuğunu açıklamak gerekirse, varis daha çok bacaklarda ve yüzün bazı kısımlarında ortaya çıkan bir damar hastalığıdır. Ortaya çıkış sebebini ise şu şekilde ifade edebiliriz. Kalp, akciğerler aracılığı ile gelen temizlenmiş kanı, atar damarlar ile tüm vücuda pompalar ve kirli kan ise toplardamarlar aracılığıyla tekrar kalbe döner. Işte bu toplardamar kapakçıklarında oluşan tıkanıklıklar ve aşırı basınç, kirli kanın yukarıya kalbe doğru akması yerine, aşağı doğru kaçmaya başlamasına sebep olabilir. Bu işlev bozukluğu da damarların genişlemesine, kıvrımlı, bükümlü bir şekil almasına yol açar. Böylece damar deri altında bu şekli ile görünür bir hal alır ve varisler meydana gelir.
Genel anlamda 3 çeşit varis ile karşılaşabiliriz. İri ve yeşil renge yakın varisler, örümcek ağı biçiminde varisler ve kırmızı ipliksi varisler. Bunlar çeşitli sebeplerle ortaya çıkabilirler. Bu sebeplerden bazıları, ne yazık ki bizim kontrolümüzde olmayan cinsiyet, genetik, yaşlılık gibi sebeplerdir. Kadınlar, sahip oldukları hormonlar ve yaşadığı hamilelik, menopoz gibi dönemler nedeni ile daha fazla risk altındadırlar. Bunun yanında hareketsiz yaşam tarzı, şişmanlık, fazla ayakta kalma da diğer önemli varis sebepleridir.
Ne var ki, günümüzün gelişmiş tedavi yöntemleri, varisleri kısa sürede yok edebilmektedir. Her şeyden once varisler, ciddi bir damarsal hastalıkla ilgili olabileceğinden, tedaviden önce mutlaka doktor tarafından dikkatle değerlendirilmelidir. Lazerler, varisleri yok etmede başarılı yöntemlerdir. Cilt rengi ve tipi gözetmeksizin vücudun yüz, diz arkası gibi daha hassas bölgeleri de dahil olmak üzere her türlü ciltte uygulanabilirler. Bu işlem esnasında hedefin çevre dokuları zarar görmez. Tedavi genellikle birkaç dakika sürer, sürenin uzunluğu ve seans sayısı tedavi edilen damar sayısına ve bulunduğu yere bağlıdır. Genellikle hastalar, tek bir tedavide elde edilen sonuçları yeterli bulmaktadırlar. 3 mm çapına kadar olan varisler tedaviye uygundur.
Tedavi sonrası acı, en az seviyede veya hiç yoktur. Tedaviyi takiben iki – altı hafta sonra büyük ölçüde gelişim görülür. Fakat tam sonuçların görülmesi için, bazen birkaç ay geçmesi de gerekebilir.
Hastaların tedaviden hemen sonra genellikle normal aktivitelerine dönmelerine izin verilir. Fakat tavsiye edilen, tedaviyi takip eden 24 saat içinde yorucu egzersizlerden, aşırı aktivitelerden kaçınmaktır. Genel anlamda, sıcak banyodan kaçınmak, güneşe çıkıldığında koruyucu krem kullanmak, güneşlenmeyi sınırlı tutmak, fazla kilo alıp vermemek, çok sıcak banyo yapmamak, saatlerce bacak bacak üstüne atarak oturmamak ve diz altı çorap giymemek de alınabilecek diğer tedbirlerdir.
Dermotolog Dr. Erçin Özüntürk