GeriÇocuk Sağlığı Teknoloji engel tanımıyor
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Teknoloji engel tanımıyor

Teknoloji engel tanımıyor

Engelli arkadaşlarımız için yepyeni bir dönem başlıyor.

Bedeninin büyük kısmını kullanamayan engelli gençlerin bilgisayar kullanırken yaşadıkları zorluklara yönelik çözümler üreten TeknoKamp Projesi, engelli gençleri bilgisayarla tanıştırıyor ve onlara bilgisayarda neler yapabileceklerini gösteriyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü himayesinde, KMT Bilişim Teknolojileri, Bilkom, Anne Carlsen Center (ABD), Assistiveware (Hollanda) işbirliği ile başlayan TeknoKamp Projesi, Türkiye’deki özürlü gençlerimize umut olacak.

Engelli çocukların bilgisayar kullanırken karşılaştıkları tüm sorunlar için bir çözüm üretilen Teknokamp’larla ilgili olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Aylin Çiftçi ile konuştuk.

Teknokamp projesinden çıkan sonuçları nasıl buldunuz?

Bu işe başlamadan önce başarılı olup olmayacağı konusunda biraz tedirgindik. Çünkü ilk defa yapılacak bir çalışmaydı. Fakat daha ilk gün gördüklerimiz bütün endişelerimizi ortadan kalktı. Çalışmanın çok verimli geçeceğini ilk günden anladık. Teknokampa katılan gençler de çalışmalardan çok memnun olduklarını söyledi. Bu kampı Türkiye’nin her tarafına yaymamız gerektiğine inanıyoruz. Bunu da inşallah yapacağız. Bu pilot bir çalışma olduğu için sadece bedensel engelli çocukları gruba almıştık. Elini ya da kolunu kullanamayan, hatta gözüyle bilgisayarı kumanda etmek zorunda kalan gençleri düşünmüştük. Bundan sonraki çalışmalarda, bütün engel gruplarını düşünmek gerek. Mesela otistik çocukların iletişimi ile ilgili çok büyük sıkıntılar var. Bu çalışma onlar için de inanılmaz bir alan açıyor.

Otistik çocukların bu kamplarda yapabileceklerine örnek verir misiniz?

Mesela bilgisayarda müzik yapabilecek. Burada geliştirilmiş özel müzik programları var. Tek bir tuşla veya standart yapılan hareketlerle müziği kumanda edebilecekleri sistemler var. Biliyorsunuz otizmde tekrarlanan hareketler çok fazla oluyor ve bu ortam da bu hareketlere yatkın. O yüzden bu programlarla müziği çok aktif yapabilecekleri bir zemin elde ediyorlar. Onun dışında fotoğraflama, grafik tasarım, filme dönüştürme gibi pek çok şeyin yine ilgilerini çektiğini fark ettik. O yüzden otistik çocukların artık boncuk dizmek veya basit el işleri yapmaktan öte, teknolojiyi de kullanarak, daha yenilikçi, daha vizyonel çalışmaların içine girebileceklerini düşünüyoruz.

Teknokamplar gençlerin sosyalleşmesine de olanak hazırlıyor mu?

Bu kamplar sadece bir haftalık değil tüm yıla yayılan etkinlikler şeklinde olacak. Çünkü gençlerin sosyalleşmesi açısından da çok büyük katkı sağladığını görüyoruz. Burada içine kapanık olan kişilerin bu bir haftalık süre zarfında inanılmaz şekilde açıldıklarını, kendilerine olan güvenlerinin geri geldiğini ve aynı şekilde ailelerin de olaya bakışının çok değiştiğini fiilen gözlemliyoruz. O yüzden bunu, başta büyük şehirler olmak üzere tüm Türkiye genelinde devam edecek etkinlikler şeklinde, farklı engel gruplarına yönelik olarak yaygınlaştırma gayreti içinde olacağız. Buradaki hocalarımız Amerika’dan geldiler. Yazılımcımız Hollanda’dan geldi. Bunlar çok profesyonel ve alanlarında çok iyi olan kişiler. Tabi bizim bu anlamda eğitici eğitimlerini de gündeme almamız gerekiyor. Çünkü kendi eğitmenlerimizle, bunu sürdürülebilir hale getirebiliriz. Kısa bir süre zarfında aletlerin ve donanımların da Türkiye’de üretimi ile birlikte bu çalışmaları tamamen kendi çalışmalarımız şekline dönüştürüp etrafımızdaki tüm ülkelere örnek oluşturabilecek bir modele doğru götürebileceğiz.

Teknoloji engel tanımıyor

Bu teknokamp projesi bundan sonra hangi şehirde yapılacak?

Bu pilot bir proje idi. Bunu bütün yıl boyu devam eden kamp etkinliği şeklinde düşünüyoruz. Şu anda Ankara’da düşündüğümüz bir yerimiz var. İlk etapta burayı düzenleyeceğiz, teknik donanımları oraya alacağız. Eğitmenleri orada bulunduracağız ve bir yıl boyunca farklı engel gruplarından, farklı çocuklardan oluşan gruplar halinde eğitimi devam ettireceğiz. Ama bunu sadece Ankara için değil, bütün Türkiye için de yaygınlaştıracağız. Bu noktada çalışmayı sadece bakanlık olarak değil, aynı zamanda belediyeler olarak, sivil toplum kuruluşları olarak, özel kuruluşlar olarak desteklemek gerekecek. Bu işbirliklerini de kurmamız lazım.

Peki böyle bir süreçte ailelere de bir şeyler öğretmek ve bu olayın içine onları adapte etmek gerekiyor mu?

Şu anlamda bir destek çalışmasına ihtiyaç var; aileler genelde, engellilik ağırlaştıkça, çocuklarına karşı bir korumacılık geliştiriyorlar ve evden dahi çıkarma konusunda biraz kapalı oluyorlar. Bu nedenle bizim, ailelere belki bu anlamda teşvik ve motivasyon desteği sağlamamız gerekiyor. Bununla birlikte tabi, gençlerin talepleri olacak. Yani bilgisayar aldığı zaman, bilgisayara alınacak ek malzemelere ihtiyaç olacak. Bu kamp çalışmasında kullandıkları gibi tekerlekli sandalyelerine monte edilen kamera sistemleri, parmak ile kontrol edilebilen klavye sitemleri gibi detaylı ve kişiye özel donanımlar gerekecek. Tabi, aileleri bu anlamda eğitmek, bilgilendirmek, bunların neye yaradığını, nasıl kullanıldığını ve aslında bir lüks değil gereklilik olduğunu ailelerle paylaştığımızda, gençlerin de işlerinin kolaylaşacağını tahmin ediyoruz. Aynı zamanda maddi anlamda da destek olmak gerekecek. Çünkü herkesin bunları satın alacak gücü olmayabilir. Bu anlamda özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, hep birlikte hareket edecek. Önümüzde böyle bir çalışma bizleri bekliyor.

Burada teknoloji ile tanışan ve rahatlıkla bilgisayar kullanmayı başarabilen bir çocuk bu çalışmanın bir adım sonrasını bilmek ve arkasında destek görmek isteyecek. Bu aşamada ne olacak?

Aslında bu durum şu anda bile oluştu. Burada lise son sınıfta olan birkaç gencimiz var. Onlar mezun olur olmaz, bu alanda işe yerleşmek istiyorlar. Zaten aslında amaç buydu. Bizim amacımız onların ağızlarına bir parmak bal çalmak değil, burada aldıkları eğitimle, öğrendiklerini hayatlarında kullanabilecekleri sürdürülebilir bir işe dönüştürmeleriydi. Bir haftada bile, çocuklara buna yönelik bir güven duygusu geldiğini gözlemledik. Tabi bundan sonraki aşamada bu kamplarda eğitim alan kişilere vereceğimiz sertifika ile birlikte iş garantisinin de olmasına yönelik bir çalışma içinde olacağız. Çünkü biliyoruz ki, şu anda iş-kur kayıtlarına baktığımız zaman özellikle engellilere yönelik iş alanlarının teknoloji ve bilgisayar sektöründe olduğu görüyoruz. Buna memuriyet de dahil. O yüzden, bu alanda yetişecek, grafik tasarımı iyi bilen, video montaj sistemlerini iyi kullanabilen kişilerin işlerinin hazır olduğunu biliyoruz.

Bu durum okullarda ve mesleklerde devam edecek mi? Çocuk burada aldığı eğitimden sonra okullar bu eğitimi destekleyebilecek mi?

Bu dört günlük pilot bir çalışmaydı. Tabi ki böyle kısa süreli bir eğitimle işe yerleşmelerini düşünmeyiz. Ama daha uzun vadeli, belki birkaç ay sürebilecek bir eğitimden sonra sabit bir iş imkanı olabilecek. Okullara bunun yerleştirilmesine yönelik, tabi Milli Eğitim Bakanlığı ile bir görüşme yapmamız gerek. Aynı zamanda evinde eğitim alan gençler ve çocuklar var. Oraya bu teknolojinin yerleştirilmesi ve bunu yaygınlaştırılmasına yönelik bir çalışma gerekiyor. Bu çalışmanın birincisi evde eğitim, ikincisi okulda eğitim, üçüncüsü de halk eğitimler veya sivil örgün dışındaki eğitimlerle yaygınlaştırılması şeklinde üç yönü var.

Hazırlayan: Funda Çamözü 

False