GeriÇocuk Sağlığı Otizmli çocuğunuza hayatta tutunabileceği yollar açın
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Otizmli çocuğunuza hayatta tutunabileceği yollar açın

Otizmli çocuğunuza hayatta tutunabileceği yollar açın

Çocuğunuzda göz teması kuramama, sürekli ağlama ve bağırma gibi davranışlar varsa otizm ile karşı karşıya olabilirsiniz. Ancak bu durum sizi korkutmasın. Uzman Klinik Psikolog Pelin Özaydın, “Tanı konduktan sonra aile bireylerinde kendini suçlama duygusunu çok fazla görüyoruz. Oysa bu hastalıkta bir suçlu yoktur. Otizmli çocuğa hayatta tutunabileceği yollar açılmalıdır” dedi ve konuyla ilgili çok önemli tavsiyelerde bulundu.

“Otizmde erken tanı, çocuğun hayata daha normal devam edebilmesi için gerekli yetilerin kazandırılması açısından çok büyük önem taşır” diyen Uzman Klinik Psikolog Pelin Özaydın, 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü vesilesiyle bu konudaki duyarlılığımızın artması için pek çok önemli bilgi paylaştı.

Tekrarlayıcı davranışlar ve konuşmada zorluk varsa…

Otizm belirtilerinin erken çocukluk döneminde ortaya çıktığının altını çizen Özaydın, bu belirtileri şöyle sıraladı:

Göz teması kurmakta zorluk: Otizmli çocuklar göz teması kurmakta zorlanır. Birçok ailenin benim çocuğum çekingen diye tarif ettiği bu durum mutlaka diğer belirtilerle birlikte otizm açısından değerlendirilmelidir. Çocuk sadece göz teması kurmamakla kalmaz, birçok iletişim çabanıza olumsuz karşılık verebilir. Örneğin ona seslendiğinizde, ismini söylediğinizde, ya da onunla ilgili bir şey söylediğinizde orada yokmuşsunuz ya da hiç konuşmamışsınız gibi davranabilir. Siz konuşurken yaptığı oyun ya da duruma aynı şekilde devam edebilir veya sabit bir şekilde size ya da başka bir noktaya bakabilir. Böyle durumlar duyma kaybı şüphesiyle birlikte diğer belirtiler de göz önüne alınarak mutlaka otizm açısından şüphe uyandırmalıdır.

Tekrarlayan davranışlar: Çocuk tekrarlayıcı hareketler yapmaya başlayabilir. Örneğin bir sesi arka arkaya defalarca tekrarlayabilir ya da bir vücut hareketini defalarca aynı şekilde yapabilir. Sallanabilir, el çırpabilir, ağzını defalarca açıp kapatabilir, iki eliyle yanaklarına defalarca vurabilir, parmak uçlarında yürüyebilir ve buna benzer birçok hareketi tekrarlayabilir. Dönen ya da birkaç yöne hareket eden bir nesneye gözleriyle takılıp çok uzun süre seyredebilir.

Rutinlere bağlılık: Otizmli çocuk, alışkanlıklarını değiştirme konusunda çok duyarlı olabilir. Örneğin her zaman yediği bir yemeği değiştirdiğinizde ya da farklı bir kıyafet giymesini istediğinizde çok büyük tepkiler alabilirsiniz, Taşınmak istediğinizde, odası değişeceğinde, eve yeni biri geldiğinde bunu kabul etmeyebilir. Ağlama, bağırma, tepinme, reddetme ve bu gibi durumlarda yukarda saydığım tekrarlayıcı vücut ve ses hareketlerinin arttığını görebilirsiniz.

Konuşmada kopukluk: Bir oyuncağına, battaniyesine, mama kabına veya herhangi bir nesneye aşırı bağlanabilir, o nesne yok olduğunda ya da değiştirildiğinde çok büyük tepkiler verebilir. Algı ve sözcük düzeni normal süreçlerle devam etmez, yani anlamsız bir sözcük ya da cümleyi, hiç alakası olmayan bir ortamda ya da bir konuşmanın içinde söyleyebilir. Konuşması dezorganize (kopuk) olabilir.

Arkadaşlık kurmada zorluk: Bütün arkadaşları birlikte oyun oynarken, bir köşede kendi dünyasına çekilip tek başına oyun oynayabilir, tek başına tekrarlayıcı hareketler yapabilir ya da bir noktaya takılıp uzun süre bakabilir. Algısı yaşıtları gibi olmadığı için anlattığınız şeyleri anlamayabilir, söylediğiniz şeyleri anlamlandıramayabilir. Tehlikelere karşı ekstra korumasızdır çünkü acı vb. kavramlardan da uzaktır.

Yabancılardan korkma: Oyuncaklarına, bir canlıya ya da kendine zarar verebilir. Kalabalıkta, yüksek seste, yabancı kişilerin olduğu ortamlarda çok korkabilir ve bunu ağlama, bağırma, sinme ya da hırçınlaşma şeklinde gösterebilir.

Otizmde özel eğitime tanı konar konmaz başlanmalı

“Otizmde erken tanı çok önemlidir. Otizmli çocukların eğitimine tanı konar konmaz başlanmalıdır” diyen Uzman Klinik Psikolog Pelin Özaydın, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Eğitim yukarda saydığımız bozuklukların mümkün olduğunca normalleştirilmesi üzerine kurulmalıdır. Yani konuşma bozukluğu için konuşma terapileri, el becerilerindeki bozukluklar için motor gelişim terapileri, sosyal zorluklar için de sosyal uyum terapileri yapılabilir. Eğer otizme eşlik eden başka bir nevrotik hastalık varsa, ilaç tedavisi de uygulanabilir. Rehabilitasyon merkezleri ve otizm uzmanı psikologlar bu konuda aileye destek olacaktır.”

Otizmli çocuğunuza hayatta tutunabileceği yollar açın

Aileler otizmli çocuğa yaklaşım konusunda uzman desteği almalı

Otizmli çocukların ailelerine çok büyük sorumluluklar düştüğünü belirten Uzman Klinik Psikolog Pelin Özaydın, şu tavsiyelerde bulundu:

-Karşısında her şeye itiraz eden, kıran döken, söylediklerini anlamayan, çağırdıklarında onları yok sayan bir çocuk gördüklerinde, ailelerin tepkisi de oldukça yüksek olabiliyor maalesef. Yukarda saydığım bazı belirtiler daha çocuğunu otizm ile ilişkilendirememiş ailelerde çocuğa karşı öfke, yüksek sesle bağırma ya da cezalandırma gibi davranışlara sebep olabilir. Bu tepkiler zaten sese ve davranışa duyarlı olan, güvensiz ve korkulu otizmli çocukta, reaksiyonların daha da yükselmesine, ebeveyne karşı korku, güvensizlik gelişmesine sebep olacaktır. Anne ve baba bağırdığında sesini daha da yükselten çocuk, karşılığında daha çok bağıran ebeveyn ve bir kısır döngü çok karşılaşılan bir durumdur. Oysa otizmli olsun olmasın, çocuklarla iletişimde bağırma, fiziksel şiddet, cezalandırma, korkutma gibi yöntemlere asla başvurulmamalıdır.

-Tanı konduktan sonra ailede kendini, diğer ebeveyni ve çocuğu suçlama duygusunu da çok fazla görüyoruz. Oysa bu hastalıkta bir suçlu yoktur ve çocuğun en doğru şekilde normalleştirilmesi için hemen tedaviye başlanmaya odaklanılmalıdır. Tabii ki olumsuz bir sürece girdiğini fark eden her birey gibi aileyi de kendilerini bekleyen bu yeni ve zorlu süreç kötü etkileyecektir. Bu durumda doğru kriz yönetimi devreye girmeli, yaşanan karmaşık duyguları, çocuğu en doğru şekilde kazanmaya yöneltmek gerekir. Aileler bu süreçte mutlaka destek almalıdır. Hem kendileri bu süreci kabullenmeleri için bireysel destek almalı hem de çocuğa nasıl davranacakları konusunda mutlaka bir uzmandan eğitim almalılar.

-Çocuğa olduğundan korumacı davranmak doğru bir yöntem değildir çünkü sizin normal yansıtmadığınız bir durumu çocuğun beyninin normal kabul etmesi imkan dahilinde değildir. Fakat aile, zeka ve algı konusunda hastalığın getirdiği zayıflık nedeniyle tehlikelere yaşıtlarından daha açık olan çocuğu, ona aşırı boyutta hissettirmeden korumalıdır.

Çocuğu eve kapatmak ona yapılacak en büyük kötülüktür

Otizmli çocukların toplum baskısı yüzünden eve kapatılmaması gerektiğinin altını çizen Uzman Klinik Psikolog Pelin Özaydın şöyle konuştu:

“Toplumumuzdaki en büyük defektlerden biri olan farklı olanı kabul etmeme durumu ailenin sosyal ortamda en çok mücadele edeceği durumdur. Şunu unutmayın, sosyal ortamlarda sizin normal davranmadığınız çocuğunuza başkaları hiç normal davranmayacaktır, en önemli kriteriniz bu olsun. Toplum baskısı yüzünden çocuğunuzu sosyalleştirmemek, onu eve kapatmak, dışarı çıkartmamak çocuğa yapacağınız en büyük kötülüktür. Birey olmasına izin vererek onu uzaktan, fark ettirmeden korumak kısa zamanda uyum sorununu aşmasına yardım edecektir. Her şeyi mükemmel yapamayacaktır ama onun yaşıtları gibi yapabileceği birçok şeyi yapmasına müsaade edin, teşvik edin, birlikte yeteneklerini keşfedin, çocuğunuza hayatta tutunabileceği yollar açın.”

False