GeriEğitim Okul kararını anne ve babalar değil uzmanlar verecek
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Okul kararını anne ve babalar değil uzmanlar verecek

Okul kararını anne ve babalar değil uzmanlar verecek

Uzman Psikolog Rabia Ünsaldı Köle, "Ebeveynlerin ve çocukların ruh sağlığını düşünerek karar vereceksek, en sağlıklısı bu kararı net şekilde Bilim Kurulu ve Milli Eğitim Bakanlığı verecek, 'gidilecek' ya da 'gidilmeyecek', 'gidilirse şu koşullarda gidilecek' şeklinde olmalıdır. Bu kararı anne ve babaların vermemesi gerekiyor" dedi.

Uzman Psikolog Rabia Ünsaldı Köle, ana sınıfı ve 1'inci sınıf öğrencilerin okula gitmesi konusunun anne ve babaların inisiyatifine bırakılmasının çok önemli olduğunu söyledi. Köle, "Anne ve babaya verilen sorumluluğu düşündüğünüz zaman, göndermek istersiniz; çünkü çocuğunuzun eğitim hakkı var, bunu engellememeniz gerekiyor. O yüzden gitmesi gerektiğini düşünürken bir yandan koronavirüs salgını gibi hayati bir risk var. Bu sorumluluğu bir anne ve babanın karar verip gönderebilmesi çok zordur. 'Çocuğumun eğitim hakkını engelliyorum, arkadaşlarından geride bırakıyorum' derken müthiş bir ikilem yaşayacaklar. Bu konuyla ilgili sürekli geri dönüşler alıyorum. Bu konuda aslında Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu net bir şey önermesi gerekiyor. Bu konunun ailelere bırakılması demek, sorumluluğun aileye bırakılması demektir" diye konuştu.

'Anne ve babalarda suçluluk duygusu başlayacak'

Psikolog Köle, ana sınıfı ve 1'inci sınıf çocukların akran ilişkisine çok önem veren çocuklar olduğunu kaydederek, şunları söyledi:

"Hiçbir anne-baba da tabii ki çocuğu ile ilgili hayati bir durumda 'evet gönderiyorum, sorun yok’ diyemeyecek. Burada şöyle bir sıkıntı çıkacak; anasınıfı ve 1'inci sınıf dediğiniz çocuklar akran ilişkisine çok önem veren çocuklardır. Örneğin, kapı komşusu çocuğunu okula gönderdi, siz çocuğunuzu göndermiyorsunuz. Dolayısıyla o çocuk 'ben niye gitmiyorum' demeye başlayacak. Açıklamanız, 'Covid-19 nedeniyle güvenli değil.' Çocukların aylardır aklında zaten sürekli bir endişe oluştu. Bir kısmı oluşmalı da, çünkü kendini korumayı öğrensinler. Bahsettiğimiz 5-6 yaş grubu olunca 'o gitti, ben niye gidemiyorum' deyince çocuklar kendilerini daha zayıf ve aciz görmeye başlayacaklar. Anne ve baba telaşını açıklarken tabii ki yansıtacak. Dolayısıyla çocuklar açısından ayrı bir sıkıntı olacak. Anne ve babalar zaten çok arada kalmış olacak. Ebeveynlerin ve çocukların ruh sağlığını düşünerek karar vereceksek, en sağlıklısı bu kararı net şekilde Bilim Kurulu ve Milli Eğitim Bakanlığı verecek, 'gidilecek' ya da 'gidilmeyecek', 'gidilirse şu koşullarda gidilecek' şekilde olmalıdır. Dolasıyla bir sürü endişe, kaygı, akran ilişkilerinde bozulma, öfke bunlar ortaya çıkacak. Anne ve babalarda suçluluk duygusu başlayacak, 'çocuğumun eğitim hakkını engelliyorum' ya da 'çocuğuma koronavirüs bulaşabilir buna rağmen gönderiyorum' gibi."

'Bu hayati bir karar'

Esnek çalışma saatleri olmayan ebeveynlerin olduğunu ifade eden Köle, bu ailelerin çocuklarını okula göndermek zorunda kalacaklarını söyledi. Köle, "Anasınıfına, 1'inci sınıfa başlatmak zorunda çünkü bakacak kimse yok. Bu durumda o çocukların hastalanma riski üzerine mecburiyet girdiği zaman insanların ruh sağlığı nasıl olacak, bir de bunu çocuklarına nasıl yansıtacaklar? O panik haliyle çocuğuna 'aman çocuğum arkadaşına sarılma, öpme, dokunma' şeklinde uyarılarda bulunacak. Anasınıfındaki ya da 1'inci sınıftaki çocuğunu bunu kontrol etmesi gerçekten çok zor. Dolayısıyla belli etmeden maskesini çıkaracak, arkadaşına sarılacak, öpecek. Bunlar çok normal, sağlıklı durumlar da. Maalesef biz bu nesle şunu öğretiyoruz, 'arkadaşına dokunma'. Anasınıfında ve 1'inci sınıfta çocuğu olan anne ve babalar için bu süreç çok zor. Bu kararı anne ve babaların vermemesi gerekiyor. Bu durumu 'çocuğumu özel okula mı devlete mi gönderiyim' gibi bir karar değil bu, hayati bir karar" dedi.

False