GeriSağlık Neden Kilo Alıyoruz?
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Neden Kilo Alıyoruz?

Neden Kilo Alıyoruz?

Vücudunuzun da sizin gibi düşündüğünü sanıyorsanız, yanılıyorsunuz.

Normalde yetişkin bir insanın sonradan ağırlığının artmaması gerekir. Boyumuz uzamıyor, organlarımız büyümüyor, kemiklerimizde veya kas dokumuzda bir artış olmuyor, o zaman neden kilomuzda bir artış oluyor?

Kilo artışımızın tek nedeni, vücudumuzda bulunan yağ hücrelerinin içlerinde daha fazla yağ tutmasıdır. Aslında şişmanlama veya kilo artışı yavaş yavaş ve sürekli artarak seyretmez. Vücudumuz çok farklı düşünür.

Bu artışın anlamı bundan sonra vücudun ideal ağırlığını, yani hayatını devam ettirmek için sabit tutmak zorunda olan ağırlığını, bu kilomuza göre ayarladığı anlamına geliyor. Başka bir açıklamaya göre, eğer biz onu ikna edemezsek hayatımızı bu kiloda devam ettirmek zorunda olduğumuz anlamını taşıyor ki, bunu kabullenmekten başka yapabileceğimiz bir şey kalmıyor.

Yaptığımız yanlışlara devam edersek, bu basamak bir daha artıyor ve biz 50 kilodayken 60, sonrasında 70 olup bakıyoruz ki bütün çabalarımız boşa gitmiş. Vücudumuzla didişmek yerine hayata devam kararı alıyoruz ve “Kilolarım ile mutluyum” demeye başlıyoruz.

Biliyoruz ki eğer kilo vermeye çalışmazsak, bu kiloda mutlu mesut yaşayabiliriz. Fakat hırsa kapılıp “El mi yaman bey mi yaman” diyerek tekrar gücümüzü topladığımızı düşünüp diyet yapmaya çalışarak veya ağır spor yaparak, onun aldığı enerjiyi günlük ihtiyacının altında tutmaya çalışarak, bir maceraya daha atıldığımızda bir süreliğine gayet rahat kilo verebiliyoruz. Fakat sonrasında normal hayata geçtiğimizde, sporu biraz azalttığımızda, hafif kaçamaklarımız olduğunda yavaş yavaş diyet öncesi kilomuza dönmeye başlıyoruz.

Çünkü vücudumuz bizim ideal kilomuzu artık öyle görüyor. Bunu liposuction yaptıran hastalarda dahi görüyoruz. Başka bölgelerde yağlar depo yaptığında, yani göbek veya basende değil de üst bölgede depoladığında üçgen vücutlu hanımlar, memeli erkekler olabiliyoruz. Daha kötüsü aynı bölgede yani cerrahi olarak çıkarılamayan ve kalan yağ hücrelerini büyüttüğünde, girintili çıkıntılı bir göbeğe veya çok daha kötü görünümlü basenlere, bacaklara sahip olabiliyoruz.

Mevcut zayıflama yöntemlerinde sonuç hep eski kilomuza dönerek sonuçlanıyor, bu bazen çok hızlı olabiliyor bazen yıllar sonra bir bakıyoruz tekrar eski kilomuzdayız. Buna aslında sevinmeliyiz. Aslında çok diyet yapıp bu sistemi çok zorlamışsak, bazen vücudumuz bir basamak daha çıkıp sizi 80 kiloda da görmeye başlayabilirdi, bu da sıklıkla en kötü sonuç olarak karşımıza çıkabiliyor.

Yanınızda hiç spor yapmayan, hatta sizden daha çok yiyen, tatlısını da yiyerek hiç kilo problemi yaşamayan çok kıskandığınız arkadaşlarınız da olabilir. Onların metabolizması daha iyi çalışıyor veya genetik olarak farklılar, onlar şanslı kişiler diye düşünebilirsiniz ama yanılıyorsunuz. Onlar ne şanslılar ne genetikleri farklı ne de metabolizmaları daha iyi çalışıyor. Onlar içgüdüleri ile beslenen kişiler. Bunu doğal olarak yapıyorlar ve vücudunuz nasıl sizi yüksek kiloda sabitledi, onları da ideal kilolarında sabitledi bu kadar basit.

Peki, çok basit bir uygulama olsa ve bu uygulama ile vücudunuzun bu sizi yüksek kiloda görme isteğini silsek ve vücudunuz sizi ideal kiloda görmeye başlasa ve bu işlemden sonra haftada bir kez bilgisayar ile vücudunuzu tarayarak, eğer dengesini bozdu ise onu tekrar dengeye getirsek, belli bir süre sonra arada yediğiniz pasta veya dondurma gibi şu anda zararlı olarak düşündüğünüz yiyecekleri yediğinizde bunlar size zarar vermese ve en önemlisi, hiç sarkmadan cildiniz gevşemeden yavaş ama sağlıklı olarak kilo da vermeye başlasanız; bunun için 1 ya da 1,5 yılınızı vücudunuza verir miydiniz?

İşte bu noktada “Karboksipunctur” tedavisini inceleyin. Bu güne kadar vücudunuza hep ceza verdiniz, halbu ki bedenimiz aslında bizim en hakikatli bebeğimizdir. 90 yaşına gelebildiğimizde belki büyüttüğümüz çocuklarımız, çok daha fedakarlıklar ile baktığımız torunlarımız günümüz koşulları nedeniyle, çok isteseler de yanımızda olamayabilecekler. Ama vücudumuz son nefesimize kadar bizimle birlikte olacak, şu anda ona iyi davranırsak birlikte yaşlanacağız ve yaşlılığımızda ona ne kadar iyi baktıysak o da bize o kadar iyi bakacaktır.

Dr. Fevzi Özgönül 
Medikal Estetik Uzmanı

False