GeriÇocuk Sağlığı Kardeşler arasındaki kıskançlık nasıl önlenir?
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Kardeşler arasındaki kıskançlık nasıl önlenir?

Kardeşler arasındaki kıskançlık nasıl önlenir?

Her yeni olay çocukların rutinini değiştirir ve çocuklar için yeniyi kabullenmek yetişkinler kadar kolay olmayabilir. İşte bu yüzden çocuğu bu değişikliğe önceden hazırlamak ve büyük çocuğa kardeş sahibi olacağının tüm gerçekliğiyle anlatılması gerektiğine dikkat çeken Psikolog Sena Karabiber, konuyla ilgili önemli bilgiler paylaştı.

Genel olarak çoğu insan kendisine rakip olarak gördüğü veya onun gibi olmak istediği kişileri kıskanır. Bu insanların doğasında olan ve sık görülen olağan bir duygudur. Dolayısıyla bir çocuğun kendisiyle aynı imkan ve koşullarda yaşayan, aynı evi ve çevreyi paylaşacağı başka bir çocuğu kıskanması da son derece doğal karşılanabilir. Önemli olan bu kıskançlık duygusunu dengede tutmak, kardeşler arasındaki iletişim ve bağı kuvvetlendirmektir. Bu noktada elbette ki en büyük sorumluluk ebeveynlere aittir.

Kardeş doğmadan önce yapılması gereken hazırlıklar

Her yeni olay çocukların rutinini değiştirir ve çocuklar için yeniyi kabullenmek yetişkinler kadar kolay olmayabilir. İşte bu yüzden çocuğu bu değişikliğe önceden hazırlamak çok önemlidir.

Bebek doğmadan önce büyük çocuğa bu durumu tüm gerçekliğiyle anlatmak gerekir. Genel olarak ebeveynlerin ‘’Kardeşin gelince oyunlar oynayacaksınız, birlikte gezmeye gideceksiniz’’ gibi söylemlerle yarattıkları olumlu tablolar, bebek doğduktan sonra çocukta hayal kırıklığına sebep olabiliyor. Bu nedenle ‘’Kardeşin doğduğunda özellikle annen olmak üzere hepimizin yardımına ihtiyaç duyacak, çok küçük olacağı için seninle hemen oyunlar oynayamaz ama büyüdükçe sen ona oyunlar öğretebilirsin, yemek yemeye başladığında yemeğini yedirebilirsin’’ gibi daha gerçekçi tablolar sunması beklentiyi yükseltmez.

Yeni bebek haberini çocuğa verirken bu konuyla ilgili yazılmış çocuk kitaplarını okumak, büyük çocuğun bebeklik resimlerini kullanmak, süreci kavramayı kolaylaştırabilir. ‘’Bak, bu fotoğrafta annenin kucağındasın, ona ihtiyacın var, çok küçüksün ve henüz konuşmayı bilmiyorsun, kardeşinin de senin gibi yardıma ihtiyacı olacak. Bu yüzden, bir süre hep annenin kucağında kalması gerekebilir’’ gibi.

Yeni bebek için alışveriş yaparken, büyük çocuğun fikirlerini almak gerekir. Bu hem öz güven gelişimi hem de kendini olayın içinde hissetmesi için önemlidir. Örneğin; ‘’Kardeşinin odasını ne renk yapalım, sence hangi yatak onun için daha uygun olabilir?’’ gibi sorulardan yararlanılabilir. Yeni bebek için düşündüğünüz isimleri seçenek halinde büyük çocuğa sunmak ve fikrini almak kardeşini benimsemesi için güzel bir yöntem olacaktır. Bebek doğduktan sonra büyük çocuğa kardeşiyle ilgili sorumluluklar vermek de bu noktada çok önemlidir.

Anne doğumdan çıktığında fiziksel ve duygusal olarak kendini iyi hissetmeyebilir veya kendinde olmayabilir. Böyle durumlarda anne kendine geldikten sonra büyük çocuğun onu görmesi daha doğru olacaktır. Aksi halde bu durum büyük çocuğun, yeni bebeğin annesine zarar verdiğine dair düşüncelere girmesine sebep olabilmektedir.

Ailelerin en sık yaptıkları hatalar

Ebeveynlerin çocuğa ‘’Kardeş ister misin?’’ diye sorması ve karar merciinin o olduğunu hissettirmesi doğru değildir. Çocuk ‘hayır’ derse ve ebeveynler bunun üstüne yeni bir bebek yaparsa, çocuk kendini değersiz hisseder ve ebeveynine duyduğu güven duygusu zedelenir. Dolayısıyla daha bebek doğmadan ona karşı kıskançlığı başlamış olur. Çocuk ‘evet’ cevabını verirse ve bebek doğduktan sonra onu istemezse bu sefer de “Onun doğmasını ben istedim, şimdi de gitmesini istiyorum” gibi söylemlerde bulunabilir ve isteğinin gerçekleşmediğini gördüğünde öfke ve nefret duygusuna sahip olabilir. Elbette çocuğun bu konuyla ilgili duygu ve düşüncelerini almak ve buna göre bir yol izlemek doğrudur ancak bu kararın ebeveynlere ait olduğunu bilmesi gerekmektedir.

Büyük kardeşin kıskanmasını engellemek adına ‘’O daha konuşamıyor bile ama sen çok akıllısın, o senin gibi güçlü değil’’ gibi yeni bebek adına kurulan cümleler sanılanın aksine rekabet başlatan cümlelerdir. İkisi arasında yapılan bu kıyası farkeden çocuk, her konuda kendini kardeşiyle kıyaslamaya başlayacaktır ve bu durum şüphesiz ki kıskançlığın başlangıcı demektir.

Herkesin yeni bebekle ilgilenmesi ve büyük çocuğun ihmal edilmesi kıskançlığı başlatan bir diğer sebeptir. Büyük çocuğun kardeşinden önceki rutin hayatının, kardeşi doğduktan sonra da aynı şekilde devam etmesi gerekir. Bu noktada annenin olamayacağı durumlarda, babanın veya çocuğun güvendiği başka bir yetişkinin, çocuğun rutin hayatını devam ettirmesi için desteği çok önemlidir. Örneğin, çocuk belli günlerde anneyle spora gidiyorsa, belli bir süre babanın onu spora götürmesi veya annesiyle haftada bir sinema günü varsa, bunu başka bir yetişkinle devam ettirebilmesi gibi.

Büyük çocuk kıskanır diye ona karşı eskisinden daha fazla ilgi göstermeye çalışmak, sürekli hediyeler almak, aşırı şımartmak da aynı şekilde kıskançlığı tetikler. Çocuk bu değişimi hisseder ve yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu düşünmeye başlar. Bu durumu kardeşiyle ilişkilendirdiğinde ise en ufak bir sıkıntıda bunu kullanmaya başlayabilir.

Kardeşler arası ilişkilerde ailenin rolü

Büyük çocuğun kardeşini sevmesine destek vermek ve bunun için ortam yaratmak kardeşler arasındaki bağı kuvvetlendirir. Bununla birlikte büyük çocuğa, bebeğin bezini getirmek, biberonla sütünü içirmek gibi sorumluluklar vermek sorumluluk ve öz güven duygusunu geliştirdiği gibi kardeşini benimsemesini de sağlar.

Kardeşler arasında çıkan tartışmalarda ebeveynin hakem rolüne girmesi, birinin tarafını tutması, diğerini cezalandırması rekabeti başlatan ve ilişkileri yıpratan en büyük sebeptir. Ailesi tarafından hatalı görülen çocuk ailesinin onu sevmediğini düşünür, kendini değersiz hisseder, bu durum öz güvenini zedeler. Bunun sebebi olarak kardeşini görür ve kardeşine karşı duyduğu öfke artar. Bu noktada ailelerin tartışma sırasında fiziksel bir saldırı veya şiddet olmadığı müddetçe müdahalede bulunması doğru değildir. Bunun yerine çözüm odaklı yaklaşmak, kendi aralarında halletmeleri için fırsat yaratmak, kendi çözüm yollarını bulmaları için teşvik etmek gerekir. Kardeşlerin birbirlerine karşı olan olumlu tutum ve davranışlarını sözel geri bildirimlerle pekiştirmek ve desteklemenin önemi büyüktür.  

Özellikle bebek doğduktan sonra büyük çocuk ebeveynine ‘’Sen artık beni sevmiyorsun’’ gibi cümleler kurmaya başlayabilir. Bu gibi durumlarda çocuğu böyle bir şey olmadığına ikna etmeye çalışmak yerine, hangi davranışın bu düşünceye sebebiyet verdiğini bulmak ve davranışı değiştirmek adına çocukla duyguları hakkında konuşmak gerekir.

False