Hipertansiyon: Koronavirüs kontrolsüz tansiyon yükseklikleri ile karşılaşılabilmektedir.
Böbreküstü bezi veya hipofiz hastalıkları: Hipofiz bezi ACE2 eksprese edebildiğinden virüs için direkt hedef organ haline gelebilmektedir. Koronavirüs enfeksiyonunun hipofiz ve böbrek üstü bezi fonksiyonlarında bozukluğa yol açabilme potansiyeli bulunmaktadır.
Tiroid: Tiroid hastalıkları için kullanılan ilaçlar bağışıklık sistemini zayıflatmaz. Koronavirüs için verilen genel öneriler tüm tiroid hastaları için de geçerli olmaktadır. Tiroid bezinin az çalıştığı bir durum olan hipotiroidide tiroid hormonu (levotiroksin) alan hastalar eğer ilaç dozlarında yakın dönemde bir değişiklik yapılmadıysa ilaç dozlarını değiştirmeden rutin kontrollerini ileri bir tarihe erteleyebilir. Doz değişikliği yapılan hastalar ise kontrol zamanlarını hekimleri ile görüşerek belirlemelidirler. Tiroid bezinin fazla çalıştığı durumlarda (graves hastalığı, hipertiroidi) ve antitiroid ilaç (metimazol, propiltiyourasil) kullananlarda zamanında tiroid fonksiyon testleri yapılarak ilaç dozu ayarlamak gerekmektedir. Uzun süre test yaptırmadan antitiroid ilaçların kullanılması doğru olmamakla birlikte, hastalar ilaçlarının dozlarını kendileri değiştirmemeli ve doz değişikliği kararını kendilerini takip eden hekimlere bırakmalıdırlar.Hipertiroidi nedeniyle antitiroid ilaç (metimazol, propiltiyourasil) kullanan hastalar; boğaz ağrısı, ateş yüksekliği, gribal enfeksiyon gibi bulgular olursa ilaçlarını kesip en yakın sağlık kuruluşuna başvurarak, kan sayımı (özellikle nötrofil) testlerini yaptırmalı ve kendilerini takip eden hekimler ile irtibata geçmelidirler.
Tiroid kanseri tedavisi için tiroid cerrahisi uygulanmış hastalar (sonrasında radyoaktif iyot almış veya almamış olabilir) koronavirüs enfeksiyonu açısından ilave risk taşımamaktadır. Tiroid kanserlerinde kemoterapi ve radyoterapiye (ışın) çok çok nadir durumlarda gereksinim duyulmaktadır Tiroid kanseri metastazı nedeniyle ışın tedavisi almış, halen kemoterapi alan hastalarda koronavirüs enfeksiyonu riski biraz artabilmektedir. Bu hastaların koruyucu tedbirleri daha sıkı uygulaması gerekmektedir.
Diyabet: Koronavirüs sürecinde diyabet hastalarının ilaçlarını düzenli kullanmaları, kan şekerlerini evde daha sık takip etmeleri, yeterli sıvı tüketmeleri, sağlıklı beslenme önerilerine uymaları ve imkan varsa bahçede yoksa evde günde 5 bin adım olacak şekilde yürüyüş yapmaları önerilmektedir. Bu öneriler sayesinde bir yandan kan şekeri regülasyonu,diğer yandan hem kilo kontrolü, hem de kişilerin psikolojik olarak kendilerini daha iyi hissetmeleri sağlanır. Kan şekerinin sürekli olarak 250-300 mg/dl’nin üzerinde seyretmesi, ayakta yeni gelişen yara, göğüste şiddetli baskı hissi veya ağrı, kontrol edilemeyen tansiyon yükselmesi gibi ihmal edildiği takdirde ciddi sorunlara yol açabilecek belirtiler konusunda diyabetli bireylerin dikkatli olmaları ve hastaneye gitmekten çekinmemeleri gerekmektedir.
Obezite: Obezitesi olan hastalara pandemi sürecinde yüksek kalorili beslenme düzeninden kaçınması, kalori kısıtlaması ile hafif de olsa kilo kaybı sağlamaya çalışması önerilmektedir. Ayrıca hafif-orta düzeyde egzersiz ile sedanter yaşam tarzından kaçınılması gibi yaklaşımlar da vücudun bağışıklık sisteminin virüse karşı daha dirençli olmasına katkı sağlayabilmektedir.
Hipertansiyon: Mevcut veriler ışığında kullanılan tansiyon ilaçlarının hiçbirinin koronavirüs enfeksiyonuna yakalanma riskini artırmadığını ya da hastalığın daha ağır seyretmesine yol açmadığını söyleyebiliriz. Bu nedenle hipertansiyon ilacı kullanan hastaların ilaçlarını kesmeden aynı şekilde devam etmeleri gerekir. Ayrıca her zamanki tuzsuz sağlıklı beslenme önerilerine uymaları da son derece önemlidir.
Böbreküstü bezi veya hipofiz hastalıkları: Addison (böbrek üstü bezi yetmezliği) ve hipofiz yetmezliği olan hastalar hayati önemi olan steroid tedavilerini ve almakta oldukları diğer ilaçları kesmemeli ve düzenli kullanmaya devam etmelidir. Bu hastaların olası bir koronavirüs enfeksiyonu veya şüphesi durumunda aldıkları steroid ilaçlarının dozları artırılmalıdır. Bu nedenle hastalık tanılarını mutlaka koronavirüs tedavi planını yapacak olan sağlık ekibi ile paylaşmaları son derece önemlidir.