Güncelleme Tarihi:
Bayram geldi, sevdiklerimizle özenle hazırlanmış büyük sofralarda buluşacak, bol bol sohbet ederken yemeği de belki biraz fazla kaçıracağız. Kızartmanın, tatlının, hamur işinin yanında Kurban Bayramı’nda sindirimi zor olan et tüketimi de artıyor. Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Binnur Şimşek “Yağlı etlerin doymuş yağ ve kolesterol içeriği daha yüksek olduğundan kalp-damar hastalığı, diyabet, hipertansiyon rahatsızlığı olanlar da Kurban Bayramı’nda, yağsız ya da az yağlı etleri tercih etmelidir. Kısıtlı miktarda et tüketmeli, aşırıya kaçmamalı” diyor. İşte bayramı rahat geçirmenin püf noktaları…
Kurban Bayramı sabahında mutlaka hafif bir kahvaltı yapılmalıdır. Aç karna sindirimi zor olan etin tüketimi midede hazımsızlık ve ağrı şikayetlerine yol açabilir.
Her zaman olduğu gibi en sağlıklı içecek su. Su, hazmı kolaylaştırır, tokluk hissini arttırır. Bayram ikramlarının vazgeçilmezi olan kahve ve çay gibi yoğun kafein içeren içeceklerden mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Eğer reddedemiyor veya vazgeçemiyorsanız, açık çay ve düşük kafeinli kahve tüketmelisiniz. Hazır meşrubatlar, gazlı içecekler ve soda içmek hazmı kolaylaştırmaz, tuz yükü ve gereksiz şeker kaynağı oluşturur. Et ve et yemekleriyle en iyi uyumu sağlayacak içecekler su ve ayrandır.
Sıkça görülen ve sorun oluşturabilen reflüden korunmak için katkı maddesi bol olan gıdalar, kızartmalar ve yağlı besinlerin tüketiminden uzak durun. Çünkü öncesinde hiç reflü şikayeti veya hastalığı olmayan insanlarda bile reflü meydana getirebilir. Öncesinde bilinen reflü hastalığı olanlar mutlaka doktorlarının önerdiği asit azaltıcı ilaçları kullanmaya devam etmeliler.
Bayram ikramlarının en önemlilerinden biri de baklava, revani, kadayıf, tulumba tatlısı gibi geleneksel şerbetli tatlılardır. Buna bir de et eklenince, ikram tabağı sindirimi son derece zor olan gıdalarla dolmaktadır. Karbonhidrat ve yağ içeriği çok yüksek ve kuşkusuz lezzeti de vazgeçilmez olan bu besinlerin her misafirlikte bolca tüketilmesi sonucu hem ciddi kilo alımı hem de reflü ve hazımsızlık şikayetleri artacaktır. Bu nedenle 4-5 farklı ziyarette tükettiğiniz miktarın bir porsiyonu geçmemesine özen gösterin.
İkramlarda yenilen et ve tatlılar düzensiz beslenmeye veya öğün atlamaya sebep olmamalıdır. Günlük 3 ana öğün aksamamalı. Sebze ve etlerin kendi suyuyla, az miktarda yağ kullanılarak pişirildiği tencere/fırın yemekleri tercih edilmelidir. Kızartma ve ızgaraları tercih edilmemelidir.
Her ziyareti mümkün olduğunca uzun tutmalı, ikramları yavaş ve ölçülü yemelisiniz. Alınan kalorilerin hiç olmazsa bir kısmını tüketmek için mümkün olduğunca yürüyerek gitmeyi tercih etmelisiniz. Bu küçük yürüme egzersizi aynı zamanda bağırsak sistemimizi de düzene sokmakta ve sindirimimizi kolaylaştırmaktadır.
Glisemik indeks; karbonhidratların kan şekeri üzerinde yarattığı etkidir. Daha hızlı kana karışıp kan şekerini yükselten karbonhidratların glisemik indeksi yüksektir. Glisemik indeksi ne kadar düşük olursa, o kadar uzun sürede tüketilen besin kana karışıp kandaki şeker oranını çok daha seviyeli bir şekilde yükseltir. Sindirim sistemini de çok yormazlar. Bu nedenle de glisemik indeksi düşük olan baklagiller, bulgur, şehriye, sebzeler, süt ve yoğurt gibi besinlere ana öğünlerimizde sıkça yer vermeliyiz.
Gün boyu ziyaretlerde bulunup yorulduğumuzda, eve dönüşte yemeği takiben hemen yatmak ihtiyacı içerisinde olabiliriz. Bu nedenle akşam yemeğini takiben iki/iki buçuk saat içerisinde yatmamalı, gerekirse rahat bir koltukta biraz zaman geçirmeliyiz. Aksi halde gece reflüleri de kaçınılmaz olacaktır.
Hızlı yenilen ve ağır bir öğün sonrası besinlerin midede öğütülmesi zorlaşır ve mide boşalması da yavaşlar. Bu durumda göğsün hemen arkasında dolgunluk ve baskı hissi, sıkışma ağrı veya spazm ile sonuçlanabilir ve kalp krizi ile sanılarak acil poliklinik başvurularına sebep olabilir. Oysaki hazımsızlıktan kaynaklanan yakınmalarınız biraz yürüyüşle sağlanacak hafif egzersizle gerileyecekken, kalp kaynaklı bir ağrı eforla artacaktır. Bu nedenle hemen panik olmayın.
Daha önceden olmayan ve yeni başlayıp devam eden tüm mide şikayetlerinizi önemseyin ve devamı halinde mutlaka bir gastroenteroloji uzmanına başvurun.