Güncelleme Tarihi:
Kolorektal kanser son dönemde gündemden düşmüyor. Geçmişte yaşlı hastalığı diye bilinen, şimdilerde ise 50 yaş altında hızla yaygınlaşan bu hastalık, ölümcül sonuçlara bile yol açabiliyor. Geçtiğimiz günlerde yayımlanan bir araştırma, kolorektal kanser riskini azaltmanın oldukça kolay bir yolu olduğunu ortaya koydu.
Bilim dergisi Nature Communications'da yayımlanan araştırma kapsamında, kadınlarda 1 su bardağı sütte bulunan miktarda kalsiyum tüketiminin, kolorektal kanser riskini azaltabileceği görüldü.
Üstelik süt ürünleri gibi hayvansal gıdaların yanı sıra bitkisel gıdalardan alınan kalsiyumun da aynı etkiyi yaptığı tespit edildi. Bu nedenle araştırmacılar riski azaltan şeyin sütün kendisi değil içerdiği kalsiyum olduğu sonucuna vardı.
Oxford Üniversitesi'nde gerçekleştirilen araştırmada, yaş ortalaması 59 olan 542.000'den fazla kadının 16 yıla yayılmış beslenme ve sağlık verileri değerlendirilerek, 97 ayrı besinin kolorektal kanser riski üzerindeki etkileri ölçüldü. Bunun sonucunda günlük ekstra 300 miligram kalsiyum tüketmenin, kolorektal kanser riskini yüzde 17 azalttığı tespit edildi.
Kalsiyum vücudun iskelet sisteminin sağlıklı, kemiklerin güçlü olması için gerekli bir mineral olarak biliniyor. Ancak araştırmaya göre kalsiyum, kolorektal kanser karşısında koruyucu bir etkiye de sahip çünkü kalınbağırsaktaki safra asitlerine ve serbest yağ asitlerine bağlanarak, kansere yol açıcı etkilerini azaltmaya yardımcı oluyor.
Kolorektal kanserler hem dünya genelinde hem de Türkiye'de en yaygın görülen kanserler arasında ilk sıralarda. Dünya çapında bir yıl içerisinde yaklaşık 2 milyon yeni kolorektal kanser vakası ile yaklaşık 1 milyon kolorektal kanser kaynaklı ölüm vakası kaydediliyor. Türkiye Birleşik Veri Tabanına göre, kolorektal kanser türleri ülkemizde hem erkeklerde hem de kadınlarda üçüncü sırada yer alıyor.
Dünya genelinde ağırlıklı olarak 50 yaş üstünde görülen hastalığın teşhis oranları 1980'lerin ortalarından bu yana düşüşte. Ancak 55 yaş altındaki vakaların 1990'ların ortalarından itibaren yıllık yüzde 1-2 artık göstermesi endişelere neden oluyor.
Kolorektal kanser riskiyle beslenme arasındaki bağlantı geçmişte yapılan pek çok araştırmayla ortaya koyuldu. Uzmanlar kolorektal kanser riskini azaltmak için aşırı işlenmiş gıdaların ve kırmızı etin tüketimini azaltmayı, bol miktarda sebze, meyve ve tam tahıllı besinler tüketmeyi tavsiye ediyor. Ancak yeni bulgular, daha hedefli bir beslenme rehberinin oluşturulabileceğine işaret ediyor.
Oxford Üniversitesi'ndeki araştırma gözleme dayalı olarak gerçekleştirildi. Bu da araştırmacıların katılımcıların beslenme alışkanlıklarına hiçbir şekilde müdahale etmedikleri anlamına geliyor. Öte yandan kalsiyum alımıyla kanser riski arasındaki bağlantıyı teyit edecek daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğu da vurgulanıyor.
King's College London'da beslenme ve diyetetik alanında çalışmalarını sürdüren Tom Sanders, Business Insider'a yaptığı açıklamada, "Sütün içindeki besin maddelerinin teker teker etkilerini sütün kendisinin etkisinden ayırmak zor" dedi.
İngiltere'de bulunan bir vakıf olan Bowel Cancer'da araştırma direktörü olarak görev yapan Lisa Wilde ise "Bağırsak kanserlerinin yaklaşık yarısının daha sağlıklı bir yaşam biçimine sahip olmakla önlenebildiğini biliyoruz. Bu yeni araştırma da özellikle süt ürünlerine odaklanırken bunu doğruluyor" dedi.
Wilde, hayvansal sütleri tüketmeyenlerin de bolca kalsiyum alması ve kalınbağırsak kanseri riskini azaltması için yollar olduğunu söyledi. (Günlük tavsiye edilen kalsiyum miktarının 1000 miligram civarında olduğunu da hatırlatalım.)
İşte kalsiyum zengini olduğuna şaşıracağınız 6 besin maddesi…
Bazı tohumlar kalsiyum açısından oldukça güçlü. Örneğin 1 yemek kaşığı susam 100 miligram, 1 yemek kaşığı haşhaş ise 127 miligram kalsiyum içeriyor. Günlük ihtiyacın yaklaşık yüzde 10'unu karşılayan bu besinler aynı zamanda lif ve sağlıklı yağlar gibi besin maddelerini de bol miktarda içeriyor.
Sporcuların takviye olarak kullandığı peynir altı suyu tozları, kas gelişimine yardımcı olan protein içeriğinin yanı sıra kalsiyum açısından da oldukça zengin. 30 gramlık bir ölçek peynir altı suyu tozu, günlük tavsiye edilen miktarın yüzde 12'sine tekabül eden 160 miligram kalsiyum içeriyor.
Yeşil yapraklı sebzeler birçok besin maddesi açısından çok zengin. Bunlardan biri de kalsiyum.
Örneğin 1 su bardağı pişmiş karalahana 268 miligram yani günlük ihtiyacın yüzde 21'i kadar kalsiyum içeriyor. Kıvırcık lahananın 100 gramında da 250 miligram kalsiyum bulunuyor. 100 gram tam yağlı sütteki kalsiyumun 110 miligram olduğunu düşündüğümüzde bu miktar oldukça yüksek.
Ispanak ve pazı da bol miktarda kalsiyum içeriyor. Ancak bu sebzelerde aynı zamanda oksalat adı verilen moleküller bulunuyor. Oksalatlar kalsiyuma bağlandığından vücudumuzun bu minerali kullanmasına engel oluyor.
Tofu her haliyle çok iyi bir kalsiyum kaynağı. Buharda ya da kızartılarak pişirilmiş 120 gramlık bir porsiyon tofu, 200 miligram kalsiyum içeriyor. Soya fasulyesinin yaş hali olan edamame de kalsiyum zengini.
Konserve balığın kalsiyum oranı taze balıktan daha yüksek çünkü pişirme sırasında yumuşamış ve yenebilir hale gelmiş kılçıklar içeriyor. Özellikle konserve sardalye ve somon kalsiyum zengini. 60 gram yağda sardalye 240 miligram, 85 gram konserve somon ise günlük tavsiye edilen miktarın yüzde 19'u kadar kalsiyum sağlıyor.
Kuru incir diğer tüm kuru meyvelerden daha fazla kalsiyuma sahip. Sadece iki kuru incir yemek 100 miligram yani günlük ihtiyacımızın yüzde 10'u kadar kalsiyum almak demek. Bu lezzetli meyve aynı zamanda bol miktarda lif, bakır, potasyum, manganez, magnezyum ve K vitamini içeriyor.