Nevin, yıllardır ayrı olduğu kızını göreceği için çok heyecanlıdır. On yıl önce kocasından ayrılırken kendisine oynanan oyun yüzünden kızından ayrılmak zorunda kalmıştır. Nevin yılların hasretini bir ay boyunca doyasıya çıkarmayı hayal etmektedir. Kızını bağrına basmaya hazırlanırken onun soğuk ve mesafeli tavırları karşısında çaresiz kalır. Ayşe babasının bir kadınla evlenmek için onu uzaklaştırdığından habersizdir. Genç kız sevgi ve şefkatten yoksun geçen yıllarının acısıyla annesine adeta kin kusmaktadır. Onun katı görünüşünün ardındaki şefkate muhtaç ruhunu gören Nevin kızının yüreğine ulaşmaya karar verir.
Madrid'te yaşayan yalnız bir anne olan Manuela, henüz 17 yaşındaki oğlunun doğumgününde hayatını kaybetmesine tanık olur. Genç Esteban, başarılı bir yazar olmayı ve de bir gün babasının kim olduğunu öğrenebilmeyi umarak yaşamıştır. Oğlunun günlüğünü okuyan Manuela ardından Barcelona'ya gidip oğlunun babasını aramaya koyulur. Bu süreçte yaşayacakları aşk, dostluk ve keder dolu anlara sebep olur.
Andy Brewster Los Angeles'ta yaşayan ve önemli bir icada imza atmak üzere olan başarılı bir mucittir. Brewster temizlik alanında büyük bir ses getireceğini düşündüğü bu aletin piyasada heyecanla karşılanmasını beklemektedir. Ancak ortada bir sorun vardır; şimdiye kadar görüştüğü alıcıların hiçbiri icadıyla ilgilenmemiştir... Bu sebeple ülkenin çeşitli şehirlerine seyahat ederek aletin reklamını yapmaya karar veren Andy, yanında annesini de götürdüğü ilginç bir yolculuğa çıkar.
Ingrid etrafındaki herkesi baştan çıkarabilecek kadar güzel bir kadındır. Kendi arzularına engel olamayan Ingrid, kendisini terk eden sevgilisini öldürür. Henüz on beş yaşındaki kızı Astrid ise annesinin gözleri önünde tutuklanışına tanık olmak durumunda kalır. Bu olay ikisinin de hayatlarının kökünden değiştirecektir. Astrid'in artık annesi ortalarda yoktur ve bu nedenle küçük kızın bir yetimhanede kalması gerekmektedir. Astrid, geçmişini unutmak ve üzerindeki otorite duygusunu yıkmak adına her şeyi yapmaya hazırdır.
Sene 1995... Ann ve Annesi Adele, 20 yıllık bir Mercedes ile yeni hayatlarına doğru yola çıkarlar. İstikamet bir hayaller kasabası olan Beverly Hills'tir. Wisconsin'de eski yaşadıkları yer olan boğucu ve bunaltıcı Bay City'den bir uzaklaşmadır bu. Geleceklerine kendi başlarına yön verebilecekleri bir yere yerleşmeyi hayal etmektedirler. Aralarındaki fazlasıyla samimi ancak temelde çatışmalı ilişki ise hayattan farklı şeyler bekleyen iki insanın hayata karşı garip konumlanmasıdır. Anne-kız, yeni bir hayata başlamanın eşiğindedirler.
Küçük bir kız çocuğunun en çok ihtiyacı olan şey nedir? Hele ki babası da yoksa. Tabi ki anne sevgisi. İşte bu noktada tamamen annesini rol model olarak alan minik kızımız büyümeye karar verir. Önündeki örnek de güzel ancak hayatı tamamen rüzgar gibi değişken akan, oradan oraya sürüklenen eğitimsiz annesi olunca tabi ki büyümek için yapacakları listesi pek de olumlu bir liste olmaz.
Yıllardır evli olan İranlı doktor Mudi ve Amerikalı Betty Mahmudi Amerika'da yaşamaktadırlar. Mudi Betty Mahmudi'yi İran'a ilk defa gitmeye ikna eder. Betty'nin Ortadoğuya gitmek hakkında korkuları olsa da, kocasının sempatisi ağır basar ve kabul eder. Tahran'a iner inmez Betty başına türban bağlamak zorunda kalır. Türbanın önünden biraz saçı gözüktüğü için tutuklanmayla karşı karşıya kalır. Kocasının ailesi fanatik muhafazakar Müslüman bir ailedir. Tatillerinin sonuna doğru Betty'nin kocası işinden kovulduğunu ve artık Tahran'da yaşıyacaklarını Betty'e söyler. Kocasının birdenbire tüm davranışları değişmiştir. Kocası Betty'i döver, kredi kartlarını, parasını, kimliğini alır. Betty ve kızı artık birer tutsağa dönüşmüştür. Betty büyükelçilikle temas kurmaya çalışsa da kocası bu duruma engel olur.
Luke ani bir ayrılığın ardından yeni hayatına başlar. Eski karısı Jackie ile ayrılmasının ardından hayatını yeniden yoluna kurmanın derdindedir. Yeni tanıştığı sevgilisi olan Isabel ile birlikte yaşamaktadır. Hayatını adadığı çocukları da onunla beraber yaşamaktadırlar. Luke’un iki çocuğu Anna ve Ben, Luke ne yaparsa yapsın bir türlü Isabel’e ısınamamışlardır. Öte yandan Isabel de bu iki çocuğu pek sevmemektedir. Ailevi problemler, günden güne büyüyeceklerdir. Ed Harris ve Julia Roberts’ın başrolleri üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda Susan Sarandon, Jena Malone ve Liam Aiknen gibi isimleri de görmek mümkün. Filmin yönetmeni ise Harry Potter serisinden de tanıdığımız Chris Columbus.
Meg Altman, kocasından yeni ayrılmış olan bir kadındır. Kocasından aldığı nafaka parasıyla oldukça eski bir ev satın alır. Evi gezerken evin içerisinde özel bir oda fark eder. Bu oda, müthiş bir güvenlik sistemiyle donatılmış, güvenli bir mabettir. Odanın içerisindeki monitörlerle evin her tarafı gözlemlenebilmektedir. Meg ve kızı, istenmeyen bir durum yaşandığı takdirde bu odaya sığınabileceklerdir.
Yıl 1923… Başarılı yazar Virginia Woolf, Londra'nın dışındaki gözlerden uzak evinde Mrs. Dalloway isimli kitabını yazmaya başlar. Sağlık problemleriyle boğuşan Woolf, ağır bir depresyonun pençesindedir... Yıl 1951... Tutkuyla Mrs. Dalloway'i okuyan ev kadını Laura Brown sahip olduğu hayattan kaçmanın tek yolunu böyle bulur. Yıl 2001... AIDS'e yakalanan eski kocasının onuruna bir parti düzenleyen Clarissa Vaughan ve eski kocası arasında Mrs. Dalloway üzerine kurulu özel bir bağ vardır. Farklı zaman dilimlerinde yaşayan üç farklı kadının bir gününü, Virginia Woolf'un kült romanı Mrs. Dalloway ekseninde anlatan film 9 dalda Oscar'a aday gösterilmiş, bunlardan birini kazanmıştı.