En güzel oyuncaklar aslında yanı başımızda

Güncelleme Tarihi:

En güzel oyuncaklar aslında yanı başımızda
Oluşturulma Tarihi: Ocak 01, 2012 00:00

Çocukları oyalamak çok da zor değil aslında.

Haberin Devamı

Çocukları eylemek aslında çok da zor değil de biz anneler zorlaştırıyoruz bazen sanırım.

Basite indirgemek lazım her şeyi. Ama o kadar kolay olmuyor. Oyuncak mağazaları "çocukların zekalarını geliştiren" oyuncaklardan geçilmiyor. Anne-çocuk siteleri, dergiler, "çocuklarımızla kaliteli zaman geçirmenin" önemini anlata anlata bitiremiyor. Eğitici DVD'ler, öğretici kitaplar, konuşan oyuncak köpekler, elini kolunu öğreten ayıcıklar... hepsi ve daha fazlası aklımızı karıştırıyor!

Çocukları oyalamak çok da zor değil aslında. Pahalı oyuncaklar, ses çıkaran, rengârenk zamazingolardansa hemen her evde bulunan bazı materyaller daha çok ilgisini çekiyor, daha uzun süre oyalıyor onları.

Su - evet, bildiğiniz su. Bunu ben de unutuyorum, oysa ilk oğlum Deniz'de ne çok başvururdum buna. Lavabonun içine kocaman plastik bir kâse koyup, içini suyla doldururun. Çocuğunuzu da bir taburenin üzerine çıkarıp (ayakta kendi kendine durabilecek kadar sağlam basması gerekir, tercihen 2 yaştan itibaren), yanına birkaç plastik banyo oyuncağı, irili ufaklı kaplar verip kenara çekilin. Bazen değişiklik olsun diye suyun içine sıvı sabun koyun, köpükler de çok hoşuna gider. Sonrasında bir kaptan diğerine su akıtmasını, onu doldurup bunu boşaltmasını seyredin. Üstü ıslanacak, yerler de... Ama oyunun sonrasında hemen değiştirin üstünü. Havalar da sıcaksa zaten dert değil. Ben suyun sadece yetişkinler için değil, çocuklar için de dinlendirici etkisi olduğuna inanıyorum. Banyo yapmasalar bile suyla oynamak içlerinde biriken enerjiyi alıyor, onları rahatlatıyor gibi geliyor bana.

Tebeşir - Bildiğiniz kara tahta tebeşirinden bahsediyorum, hani şu bizim seksek oynarken yollara çizdiğimiz. Gerçi şimdi o güvenli yollardan eser kalmadı; çocuklar ya güvenlikli sitelerde ya da şehir içlerine serpiştirilmiş çocuk parklarında oynayabiliyorlar. Ama her annenin evinde acil durumlar için bir tebeşir stoku olması gerektiğine inanıyorum. Bakınız, geçen gün bizim evdeki tebeşir kutusunu parka indirdim; bütün çocuklar kapışıp sitenin oyun alanını adeta sanat atölyesine çevirdiler. Onları seyretmek de, sonrasında ortaya çıkan "sanat eserini" görmek de müthiş keyifli olduğu gibi, bağırtıların bir süreliğine de olsa kesilmesi inanılmaz dinlendiriciydi.

Tencere-tava - Çocuklar her nedense mutfaktaki her türlü alet edevata karşı önüne geçilemez bir ilgi duyuyorlar. Bu ilginin seviyesi çocuktan çocuğa değişse de, tencere tavayla oynamayı sevmeyen çocuk bilmiyorum. Derin oğlumda bu bir saplantı halinde. İki çelik tavanın sapını kırdıktan sonra oyuncak olanlara yöneltmeye çalıştım, bana mısın demedi. Kırıkları ona verdim, şimdi hepimiz mutluyuz.

Tahta kaşık - Tahta kaşıklar da çocukların oynamayı sevdikleri mutfak aletleri sıralamasında ilk sıralarda yer alıyor. Tencerelerle set halinde oynanabildiği gibi, sadece kaşık da oyalayıcı olabiliyor.

Kuru bakliyat - Yukarıdaki tencere tava ve kaşık tahta seçeneklerini bir de kuru fasulye, nohut gibi kuru bakliyatlarla birleştirdiniz mi, demeyin çocuk kısmının keyfine! Çocuğun yaşına göre (yutmayacağından eminseniz) kırmızı ve yeşil mercimek ve hatta pirinç de ekleyebilirsiniz. Siz bir yandan yemek yaparken bir yandan da ona "yaptırabilirsiniz." Yaşı biraz daha ilerledikçe önüne değişik boy ve renklerde kaplar verir, bu bakliyatları sınıflamasını isteyebilirsiniz.

Kum - Çocukların saatlerce oyalanabileceği malzemelerin başında gelen kum, maalesef herkesin evinde olabilecek bir oyun aracı değil. Ancak bizim şantiyelerden rica etmişliğimiz ya da şehir plajından eve getirip, banyoda yıkadıktan sonra birkaç metrekarelik balkonumuzda leğenlerden gayet de eğlenceli bir kum havuzu yapmışlığımız vardır; bunu da dikkate alın derim.

Ve tabii ki açık hava. Sabaha kadar, sonuna kadar açık hava. Çocuklar dışarıda büyümeli. Eğer evde bahçe yoksa günde en az iki kez dışarıya çıkmalı, koşmalı, zıplamalı. Enerjilerini boşaltmalı.

Bu arada, bu yazıyı bu kadar rahat yazdığıma bakmayın. Çocukların yaşları büyüdükçe ve sayıları arttıkça alternatifler çabuk tükeniyor. Bu yaz tatilinin nasıl geçtiğini bir ben bilirim.

Blogger Elif Doğan

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!