GeriEtkinlikler Dinle Sevgili dizisinin Hande’si…
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Dinle Sevgili dizisinin Hande’si…

Dinle Sevgili dizisinin Hande’si…

Zeynep Dörtkardeşler’i yakından tanımaya ne dersiniz?

100 bölümü geride bırakıp haftanın 5 günü ekranlarda yayınlanmaya devam eden Dinle Sevgili dizisinde, başroldeki Hande’yi Zeynep Dörtkardeşler canlandırıyor. Kuruçeşme’deki çekimler esnasında görüştüğümüz Dörtkardeşler, özel yaşamı ve dizinin gidişatı hakkında açıklamalarda bulundu.

Dizi ile ilgili teklif geldiğinde nasıl karar verdiniz rol almaya?

Teklif geldiğinde ben ailemin yanındaydım İzmir’de. Buraya döndüm hemen ve çok heyecanlanmıştım ilk kez bir başrol oynayacaktım. Kanalın da gençlik dizisi adına iyi bir kanal olduğunu düşündüğümden ve de kadronun çok iyi olmasından ötürü kabul ettim ve başladık. Nasıl o kadar bölüm çekildi ve bugüne geldik hiç anlamadım, çok hızlı geçti.

Size nasıl tepkiler geldi dizi hakkında?

Hem oyunculuğum hem de dizi adına güzel tepkiler alıyorum. Daha önce hep insanları sinir eden karakterleri oynamıştım. Hande ise herkesin takdir ettiği, düzgün bir insan. Sanırım o yüzden de çok güzel tepkiler geliyor. Bir de benim çevrem çok acımasızdır, beğenmediği şeyleri hemen eleştirirler. Dolayısıyla söylenenlerin içten olduğunu biliyorum. Mesela babam dizinin başlarında “Zeynep biraz tutuksun” diyordu ama şimdi o da kalmadı. Karaktere çok alıştım.

 

Dinle Sevgili dizisinin Hande’si…
 

“Diziyi internetten izleyebiliyorum”

Dizi haftada 5 gün yayınlanıyor, çekimler de yoğun. Kendinizi izlemeye vakit buluyor musunuz? Sizin eleştirileriniz neler?

Ben kendime karşı çok acımasızım. İnsanların beni çok beğendiği noktalarda bile “Bunun nesini beğendiler?” diyebiliyorum. Bu işte de mankenlikte de hiç beğenmedim kendimi zaten. Ayrıca dizinin yayınlandığı saatlerde çalıştığım için hiç izleyemiyorum, sadece boş zamanlarımda internetten izleyebiliyorum.

Dizinin geneline baktığınızda bu kadar takipçisinin olmasını neye bağlıyorsunuz?

Dizide insanların çok sevdiği aşk ve entrika unsurları var. Bunlar insanı cezbeden şeyler. Kendimi bu işten soyutladığımda bir televizyon izleyicisi olarak baktığımda benim de hoşuma gidiyor. Keyifli bir kadrosu ve hikayesi var. Günlük dizi olarak İstanbul’da çekilen ilk günlük dizi bu arada. Ayrıca hikaye de farklı, radyo ile ilgili geniş kapsamlı bir iş yapılmamıştı şimdiye kadar. Kadromuzda her yaştan oyuncu var. Şu da var ki bizim insanımız güzel kadın ve erkek görmek istiyorlar ekranda ve bunun günlük bir iş olması onları eğlendiriyor. Ev işi yaparken oyalanabileceği bir dizi olduğundan ilgilerini çektiğini düşünüyorum.

Modellikten oyunculuğa geçişe nasıl karar verdiniz?

Modelliği ben bırakmasam da o beni bırakacaktı. Gereken tepki ve iş hacmini alamıyorsunuz çünkü. Ustalarım diyebileceğim manken ablalarım bile “Zeynep günde iki, üç defileye koşturuyorduk. Şimdi ayda iki defile yapsak çok iş yaptık diyoruz” diyorlar. Mankenlik herkesin yapamayacağı, çok donanımlı olmayı gerektiren bir meslek ama Türkiye’yi yurt dışında tanıtabilmenin bir fırsatı olmasına rağmen gereken değeri göremiyor. İş olmadığından da benim geçişim daha kolay oldu. Artık zamanım da olmadığı için tamamen hayatımdan çıkmış oldu. Ama benim mesleğimdir her zaman ve bendeki yeri çok ayrıdır. 15 yaşında faal olarak yapmaya başlamıştım ve hala defileye çıkarken heyecandan bacaklarım titriyordu.

“Ahmet ve Neşe’nin kızı olduğum için şanslıyım”

Aileniz İzmir’de sanırım. Biraz da onları tanıyalım mı?

Biz tam bir çekirdek aileyiz aslında, tek çocuğum ben. Tabii ki herkesin ailesi kendine göre çok özel ama kendi adıma çok şanslıyım Ahmet ve Neşe’nin kızı olduğum için. Annem ve babamın genç yaşta çocuk sahibi olmalarından dolayı arkadaş gibiyiz. Babam 1962 annem ise 1968 doğumlu. Babamla benim diyalogum çok farklıdır, inanılmaz bir aşk bendeki babama karşı. Böyle uzun süre gözünün içine bakarak duramam, ağlarım. Dolayısıyla onlardan uzak olmak çok zor. Annemle 6 yıl burada birlikte yaşadık sonra annem İzmir’e döndü. Ben şimdi 6-7 aydır yalnızım. Her dakika annemi yanımda görmeye alışmışım, zorlanıyorum şimdi. Evcimen biriyimdir zaten. Hele bir de ailem yanımdaysa hiç çıkmam evden. Birlikteyken güzel vakit geçiririz; balığa çıkarız, yemeğe gideriz.

      

Dinle Sevgili dizisinin Hande’si…
      

Mesleki benzerlikleriniz var mıdır onlarla?

Babam Karşıyaka Spor Kulübü’nün alt yapısında yetişip A takımına kadar gelen ve Karşıyaka’nın bilinen futbolcularından biriymiş ancak talihsiz bir kaza sonucu mesleğine veda etmek zorunda kalmış. Daha sonra ticarete atıldı. Annem de bankacı ama yaklaşık 10yıldır reklam sektöründe çalışıyor.

Sizin voleybola yönelmenizde babanızın sporla olan ilişkisinin etkisi oldu mu?

Elimden tutup Karşıyaka Spor Kulübü’ne götüren babamdı zaten. Çok ciddi bir yeteneğim vardı ve çok severek yapıyordum ancak ben de rahatsızlandığım için bırakmak zorunda kaldım. Sporu çok sevdiğim için ben de çocuğum olduğunda spor yapmasını çok isterim. Spor hayatı disipline eden bir şey çünkü.

“Çocuğa, evlilikten daha sıcak bakarım”

Anne olmayı istiyor musunuz?

Ben çok sıcağımdır o konuya. İnanılmaz derecede çocukları seviyorum. Bir de dediğim gibi annemle aramızdaki yaş farkı az olduğu için biz arkadaş gibiyizdir annemle, ben de o diyalogu kurabilmek için çokta ileri bir yaşta, otuzlarımdan sonra çocuk sahibi olmak istemiyorum. Tabi Allah bilir orasını. Evliliğe de çok sıcak bakan bir insanımdır ama çocuğa, evlilikten daha sıcak bakarım.

Hiç evlilik aşamasına geldiniz mi ilişkilerinizde?

Her zaman sıcak baktım ama o aşamaya kadar gelen bir ilişkim olmadı.

Şu anda var mı bir ilişkiniz?

Evet var. Şu an için iyi gidiyor. Kısmet tabii ki böyle şeyler ama kendi aramızda evlilik adına konuşulan bir şey yok. Zaten henüz çok yeni.

Aynı camiadan mı?

Hayır, sporcu. Ankara’da yaşadığı için görüşme aşısından biraz sıkıntılarımız oluyor.

Dinle Sevgili dizisinin Hande’si…

Takipçilerinizle sosyal medya üzerinden iletişim kuruyor musunuz? Biraz da onlarla ilişkinize değinelim…

Elimden geldiğince iletişim kurmaya çalışıyorum. Alınanlar oluyor cevap veremediğim için. Twitter’da yaklaşık 20 bin takipçim var ve hepsine cevap vermeye kalkarsam mahvolurum. Dolayısıyla birine cevap verip diğerlerine vermemek de olmuyor. Hepsini tek tek okuyorum ve çoğunlukla aynı soru sorulduğunda herkesin görebileceği şekilde yazıyorum, kişiye özel yazmıyorum. Gücüm buna yetiyor sadece. Facebook hesabımın şifresini bile hatırlamıyorum ve sadece yakın çevremi eklediğim bir adres bu. Herkesi eklemiştim daha önceki hesabımda ama baktım ki fotoğraflarım anlamsız yerlerde kullanılmaya başlandı, kapattım. Kabul etmediğimde kırılmasın kimse.

Zeynep’in hayranlarına küçük bir not: Zeynep ulaşım için toplu taşıma araçlarını ve ekseriyetle metrobüsü kullanmayı tercih edenlerden. Yolculuk esnasında gözlerinizi dört açmanızı tavsiye ederiz.

Röportaj: Hanife Yaşar

Fotoğraf: Melin Kahraman 

False