GeriEtkinlikler Can Gürzap’tan İtiraf
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Can Gürzap’tan İtiraf

Can Gürzap’tan İtiraf

"Artık babalık çağım geçti"

Yılların eskitemediği, tiyatro ve sinemanın en önemli isimlerinden olan Can Gürzap, son dönemde gerek özel hayatı gerekse sorunlar yaşadığı tiyatro oyunu ile sık sık gündeme geldi. Ayşe ve Elif adında iki kızı olan Gürzap ile tüm bunların dışında çok daha samimi bir konuyu, baba olmayı konuştuk. Çok güzel hikayelerle sohbetimizi keyiflendiren Gürzap’ın anlattıklarını okurken, “Keşke ben de onun çocuğu olsaydım” diyeceksiniz.

Can ve Arsen Gürzap’ın Ayşe ve Elif adında 2 kızları var. Ayşe, anne ve babasının yönetiminde ilerleyen Dialog Anlatım ve İletişim kurumunun Kalamış şubesinde yöneticilik yaparken, Elif de Gümüşsuyu şubesinde genel müdürlük yapıyor. 6 ay önce Elif ile görüşmüştüm kurs hakkında bilgi almak için. Hiç de öyle “Tüm buralar babamgilin” edası yoktu, aksine çok profesyonel bir görüntü çiziyordu. Sanat dünyasının önemli isimleri olan bir anne ve babanın işletmeci kızları olunca insan ister istemez merak ediyor; “Eğitim ve meslek seçimlerinde ailenin yönlendirmesi oldu mu?” diye. İşte, tüm merak ettiklerimiz ve Can Gürzap’ın cevapları…

“Benim Artık Babalık Çağım Geçti!”

Kızlarınızın meslek seçiminde bir müdahaleniz oldu mu?

Çocukların şu anda bulundukları en önemli sorun, lise ve üniversiteye girme sınavlarıdır. Bu toplum olarak bize o kadar zarar veriyor ki! Bu durum ailelerde bir çılgınlık halini almış. Ben büyük kızım Ayşe’ye bu belanın içine girmemesini söyledim. Sinema ile ilgili bir şeyler yapmak istedi. Ben istemedim çünkü bana göre insanı insan yapan temel bazı eğitimler vardır; felsefe, edebiyat, sanat tarihi gibi. Bunlardan birini okumasını tavsiye ettim. 4 sene felsefe ile yaşadıktan sonra o insan çok sağlam bir bilgi yapısına sahip olur. Bugün uygarlık adına ne varsa felsefeden çıkmıştır çünkü.

Ayşe daha sonra Amerika’da 7 sene bir yapım şirketinde çalıştı. İşi biliyor. Sinema okuyup Türkiye’de sette asistanlık yaparak zor duruma düşebilirdi. Elif iyi bir okulda Halkla İlişkiler ve Reklamcılık bölümünde okudu ve bizim eğitim kurumunda çalışmaya başladı. İkisi de severek yapıyor işlerini. Tabii şu da var ki, benim artık babalık çağım geçti. 20–25 sene öncesinin babalığı gibi değil şimdiki. Oradaki babalık meslek adeta, profesyonellik. Artık dedelik çağım başladı. Torunum yok ama çok istiyorum.

 

Can Gürzap’tan İtiraf
 

“Elif: Babam Yok, Askere Gitti”

Peki, bu profesyonellik döneminizde çocuklarınızı yetiştirirken, sizi en çok zorlayan şey neydi?

Bizim mesleğimiz zor. Hele Türkiye’de yaparsan daha da zor. Saatimiz yok, tatilimiz yok. Elimizden geldiğince anneleri de ben de çocuklarımıza zaman ayırdık. Onların hep yanında olduk ve onları koruduk. Mesleğimiz çok güzel ama aynı zamanda da zor. Ben şikayetçi değilim aslında ama bu bir gerçek.

Size güzel bir anımızı anlatayım: Türkiye’de “Yorgun Savaşçı” isimli dizide rol alıyordum. Bir yüzbaşıyı canlandırıyordum ve her gün kostümümü evde giyip sete gidiyordum. Bir gün Elif’e “Baban nerede?” diye sormuşlar, Elif de “Babam yok. Askere gitti” demiş. Çocuk ayrımına varamamış haliyle. Ama zamanla neyin içinde olduklarını anladılar.

Oyunculuğa merak duymadı kızlarınız mı hiç?

Ayşe çocukken birkaç TV programında da yer aldı ve sonrasında da teklifler geldi. Ama devam etmedi bir süre sinema okumasına rağmen. Elif ise oyunculukla hiç ilgilenmedi. Ve bu benim yönlendirmem de kaynaklı değil. Çünkü oyunculuğun içinde büyüdü. Bizim meslekte insanlar bir araya geldiğinde mutlaka “Tiyatroyu nasıl kurtarırız?” diye konuşurlar. Hala kurtaramadık orası ayrı (Gülümseyerek).

     

Can Gürzap’tan İtiraf
     

“Anne ve Babalığın Mesleki Bir Eğitimi Yok”

Çocuk yetiştirirken en çok dikkat ettiğiniz konular nelerdi?

Çocuklar bizim toplumumuzun istikbalini belirliyor. İnsanın yaratıcılık gücünü en çok hissettiği dönem, çocukluk dönemi. Onun için çocuğun hayal gücünü geliştirecek şekilde çocuğu yetiştirmek lazım. Bir kere oyuncaklarla (bilgisayar oyunu demiyorum) oynamalı bolca. Bunların dışında muhakkak iyi bir eğitimden geçmeleri lazım ama ülkemiz bunlardan yoksun. Çocukları geneli için böyle düşünen biri, haliyle kendi çocuklarını yetiştirirken de aynı kaygıları taşıyor. Anne ve babalığın bir eğitimi yok maalesef. Tek olması gereken, çocuğa doğru yolu göstermek için kendi anne babasının da doğru eğitimden geçmesi.

“Olmaması Gerekeni Öğretmek, Yasaklamak Değildir”

Gençlerin gençlik dönemlerini çok doğru değerlendirmeleri lazım. Çünkü gençlik, çocukluğun getirdiği bir takım disiplinlerden kurtulduğu çağdır. O disiplinden kurtulurken onun yerine insanın gelişebilmesini sağlayan başka disiplinler koymak gerekir. Ben kendi çocuklarımda buna oldukça dikkat ettim ama tabii bir de kendi istekleri var. Kendi isteklerini ne dereceye kadar karşılayabilirsiniz? Çünkü hayatı o yaşayacak. Yaşayacağı şeyleri siz biliyorsunuz, o bilmiyor. Nereye kadar müdahale edilebilir?

Sadece şu kadarını söyleyeyim ki, bir çocuğa sanatı kesinlikle tanıtmak gerekir. Sanat beynin vitaminidir çünkü. Ha bir de spora yönlendirmek gerekiyor kanaatimce.

Babalar Günü için program yapar mısınız genelde?

Ben bugünlere pek değer vermem çünkü ticari buluyorum. Sevgililer Günü ne demek? Sevgiliysek her zaman sevgiliyiz. Tiyatrolar Günü olur mu? Her gün tiyatro var. Babalar Günü için de aynı şey geçerli. Babanın günü olur mu ya da annenin? Ben annemi kaybettim ama hala annemleyim ve onun özlemini duyuyorum. Bence olmaz, bu kadar önemli kişileri tek bir günde anamazsınız… Ama buna rağmen adet yerini bulsun diye biz de kutluyoruz işte. 

Sayın Can Gürzap'’a değerli paylaşımlarından dolayı teşekkür ederiz. 

Röportaj: Hanife Yaşar

Fotoğraf: Melin Kahraman

False