GeriSağlık Bikini vücuduna hazırlanın!
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Bikini vücuduna hazırlanın!

Bikini vücuduna hazırlanın!

Tatlı besinler tüketerek kendimizi daha mutlu hissediyoruz ama...

Kış aylarında bol bol üşüdük, canlanmak için tatlı ve hamurişlerini yemekten çekinmedik. Aldığımız fazla kiloları kolayca bol giysilerimizin altında sakladık. Bahar kapımızı çalınca kilolarımızdan kurtulmamın yollarını aramaya başladık.

Kışın kilo alıp bahar aylarında vermeye çalışmak çoğumuz için rutin bir kısırdöngüdür. Ancak önemli olan baharda kilo vermek değil, önemli olan ideal kilomuzu korumaktır. KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Burcu Erdöl ideal kilonuzu kalıcı olarak korumanız için önerilerde bulunuyor!

Kış aylarında neden genelde kilo alıyoruz?

Kış aylarında soğuk havalar nedeniyle rahatça dışarı çıkamadığımız için, hareketlerimizin azlığı kilo almamızın en temel sebeplerinden biri. Kış boyunca, vücudumuzu gizlemek zorunda olmayışımız, daha geniş, bol, üst üste kıyafetler giyerek vücudumuzu kamufle ediyor oluşumuz bizi biraz da rahat davranmaya itiyor. Kışın kendimizi daha yorgun, kimi zaman halsiz hissediyoruz ve hemen tatlılara hamurişlerine sarılıveriyoruz. Tatlı yiyecekler tüketerek salgılanan serotonin hormonu ile kendimizi daha mutlu hissediyoruz. Daha sık hastalanmamız, metabolizmamızın değişiklikler göstermesine sebep oluyor. Ayrıca kilo alımı, kişinin genetik, metabolik ve hormonal özellikleriyle de yakından ilişkili bir durum.

Bahar aylarına girerken, kişilere sağlıklı ve kalıcı biçimde kilo vermeleri için ne gibi önerilerde bulunabilirsiniz?

Tıpta "obezite" olarak tanımlanan kilo fazlalığının yüksek tansiyondan şeker hastalığına, bazı kanserlerden kalp - damar hastalıklarına kadar oldukça ciddi sağlık problemlerine yol açtığı tartışmasız bir gerçektir. Dahası, obezite yaşlanmayı hızlandıran tüm sebepler arasında birinci sırada yer alıyor. Fazla kilolu olmanın beraberinde getirdiği psikolojik ve sosyal problemlerin hiç de küçümsenecek düzeyde olmadığını da göz ardı etmemek lazım.

İdeal vücut ağırlığının üzerine çıkmanın altında bedenimizin ihtiyaç duyduğundan daha fazla gıda tüketmenin, düzenli ve dengeli beslenmemenin ve hareketsiz bir yaşam tarzının yattığı muhakkak. Diğer taraftan, genlerin, hormonal ve metabolik bozuklukların da kilo almaya ya da fazla kiloları verememeye yol açtığı biliniyor.

Oldukça iyi bilinen bir gerçeğin altını çizmek gerek; 'kilo kontrolü' 'kişiye özel' olmalı. Kişi, öncelikle, beslenme ve egzersiz alışkanlıklarına yönelik soruları cevaplamalı. Kilo vermenin tam bir ekip iş olduğun unutulmamalı; endokrinolojik muayeneniz ve gerekli hormonal ve metabolik testler yapılmalı. Dilerseniz, metabolizmanızı kontrol eden ve egzersize cevabınızı düzenleyen genlerinize yönelik testler yaptırmak da mümkün.

Bu aşamadan sonra vücudunuzdaki yağ dağılımı tespit edilip yaşınıza, cinsiyetinize ve günlük aktivitenize uygun, kısaca 'size özel' bir sağlıklı beslenme ve egzersiz programı düzenlenmelidir.

Adım-ölçerlerin (pedometre) fiziksel aktiviteyi motive edici yönde çok ciddi faydaları oluyor. Düzenli aralıklarla yapılan diyetisyen kontrolleri ve size özel beslenme ipuçları programa uyumu artırma yönünde etkili oluyor. Gerektiğinde, psikolojik danışmanlık ve tamamlayıcı tıp yöntemleri de (kuantum düşünce tekniği gibi) programa dahil edilebilir.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Burcu Erdöl

False