GeriEtkinlikler “Albümden hiçbir ticari kaygı gütmedim”
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

“Albümden hiçbir ticari kaygı gütmedim”

“Albümden hiçbir ticari kaygı gütmedim”

Müzik dünyasının şahsına münhasır isimlerinden Mirkelam ile keyifli bir sohbet…

Müzik dünyasının şahsına münhasır isimlerinden Mirkelam, yeni albümü “Denizin Arka Yüzü” ile yeniden dinleyicisiyle buluştu. www.hayatmuzik.com blogunun sahibi Ahmet Erten, ünlü sanatçının baştan sona bir aşk hikayesini anlattığı albümünün detaylarını dinlemek için Mirkelam ile buluştu. İşte o keyifli röportaj

Yeni albümünüz ''Denizin Arka Yüzü'' kısa süre önce müzik marketlerde yerini aldı. Mirkelam kariyerinde yaklaşık 7 yıllık bir ara ve akabinde gelen altıncı solo albüm… Bu uzun aranın özel bir sebebi var mıydı? Nefes almak, yeni şeyler yaşamak için gereken süre miydi?

Hem nefes almak hem yeni şeyler yaşamak dersem biraz basite indirgemiş olurum yaptıklarımı. Bu muazzam hikayeler hepimizin her gün başına gelen, hem aynı hem de hayatı anlamlaştıran şeyler. Üstüne yazdığınız müzik ile çok zevkli bir albüme dönüşebiliyor.

Mirkelam'ı hep farklı ve yeni görmeye alışkınız. Zaten Türk popu içinde sizi özel kılan da bu yönünüz. Her seferinde bu kadar yeninin peşine düşmek zorlamıyor mu sizi?

Zaman müsaade ederse aslında her birimiz yeninin peşine düşüyoruz her gün, zaten doğada yenilenmek varken bunun dışında var olmak mümkün değil. Zor bazen kolay olabiliyor, bazen kolay bir şey ne kadar zor. Deneyip görmek lazım.

’YENİ ÇOK RAĞBET GÖRMÜYOR!’’

“Albümden hiçbir ticari kaygı gütmedim”

Peki ya ticari kaygı... Bu kadar deneysel çalışma içinde ticari kaygı duymuyor musunuz?

Albüm yapmak ya da sanat kişisel bir geçiştir. Bu kişiselliği genelleştirmek yazarın başarısıdır. Her Gece’den bu yana hiçbir ticari kaygı gütmedim. Sadece yeni olanı yeniden tanıtmanız, anlatmanız, hayal ettirmeniz, hissettirmeniz gerekiyor yılmadan. Tavla, Katilimsin, Aşkımsın, Kokoreç, Joker, Ayva, Asuman, Bi Fotoğraf Çekinebilir Miyiz gibi, şimdi de I Love You, İskorpit, Ambulans, Kırık Gitarlarla, Yok gibi şarkılar.

Türk popunun bu kadar aynılaşmasını neye bağlıyorsunuz? Sizce neden hep ''tutacak şarkı'' formülleri üzerinde şarkılar yaratılıyor? Bu anlamda cesaret neden yok?

Çok deneysel bir yapımız yok halk olarak, yeni denen şeyler de bu yapının eksikliğinden pek rağbet görmüyor sanatçılar, şarkıcılar bunun korkusundan asıl ülke ve dış dünya için gerekli olan cevheri bir türlü çıkaramıyorlar müzikte. Bir de çok çalışmak lazım hem edinmek için hem de eğitsel olarak.

‘’BİR DENİZİN DERİNLERİNE İNECEĞİZ, SONRA DA YUKARI ÇIKACAĞIZ…’’

“Albümden hiçbir ticari kaygı gütmedim”

“Denizin Arka Yüzü”nde derinlere inelim biraz. Albümde dinleyici neler bulacak? Hangi sihirli parmakların elleri değdi bu albüme?

Bir albüm yaratırken etrafınızda sizle olan insanlar ne kadar profesyonelse ya da ne kadar çok profesyonelle çalışırsanız ortaya o kadar güzel bir sonuç çıkıyor. Fotoğrafçısından müzik prodüktörüne, süpervizöründen çaycısına hatta plak şirketine kadar bir insanın, bir denizin derinlerine ineceğiz, sonra yukarı çıkacağız hüzünden mutluluğa bu albümde.

Albüm, şarkıları olduğu kadar kartoneti ile de dikkat çekiyor. Bütün bu fikirleri, konsepti oluşturan ekipten söz etmeden olmaz...

Candaş Arın ile tasarladık kapağı, fotoğraflar onun. Albüm konseptinin bir hikaye kitabı olması fikri benim, tabii konuşarak, hayal ederek, şarkılardan etkilenerek gelişiyor her şey. Ve biz de hep hayal kurduk nasıl daha iyi olur diye.

Daha önce “Mucizeler Komedisi” müzikalinde çok önemli oyuncularla birlikte başarılı bir performans sergilemiştiniz. Bu albümün müzikal olması ile ilgili de bir projenin de gündemde olduğunu duyduk. Detayları merak ettim.

Aslında her şeyini melodram hassasiyetinde yaşayan bir toplum olarak müzikallerin eksikliğini pek anlamış değilimdir. Belki artık birbirimizle anlaşmak için duygularımız yerine konuşmalarımızı kullanıyoruzdur. Ama ben hala sahne açısından doyurucu bir performans olan müzikallerin seyircinin ilgisini çekebileceği kanaatindeyim.

Albümünüz ilk kez dijital platfotmlarda yayınlandı. 90'lı yıllarda albümlerini kaset olarak dinleyici ile buluşturan bir sanatçı olarak bugün dijital platformlardan dinleyici ile buluşabildiğinizi görüyoruz. Bu değişimler hakkında bir sanatçı olarak neler düşündüğünüzü merak ediyorum.

Taş plaktan plağa, kasetten CD'ye, şimdi ise dijital. İnsanların modernliklerini, yeniliklerini, hissettiklerini, teknolojik, sosyal, yapısal değişikliklerinin müzik, sinema, kitap, yazım sektörüne yansımaları. Ben işimi yapıyorum, köprüler kurmak anlaşmanın, kendini anlatmanın bir yolu. Seyirciye, dinleyiciye ulaşmak için...

Röportaj: Ahmet Erten

False