Ahhh demokrasi - 5

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Türkiye'de demokrasinin binlerce çiçek açtığını en somut bir şekilde medyasını izleyerek anlayabilirsiniz.

Bizim medyada her türlü fikir muazzam bir serbestlik içinde tartışılır.

Bu serbestliği yeterli görmeyip daha fazla serbestlik isteyenler çıkmaz mı arada bir?

Çıkar tabii ki, ancak onlar zaten tescilli vatan haini oldukları için biz onların fikirlerini ciddiye almayız.

İyi de yaparız, çünkü zaten şu anda gazetelerde var olduğu kadarıyla bile fikir serbestliği miktarı halkımıza fazla gelmekte, gazete okuyan vatandaşların kafaları karışmaktadır.

Hatta aşırı fikir zenginliğine tahammül edemeyip elinden gazete fırlatanlar bile olduğu görülmüştür.

Durum böyleyken bir de fikir serbestliğini artırsak kim bilir okuyucu ne hallere düşecek, ne krizler geçirecektir?

***

Medya’da savunulan fikirlerin halka fazla gelmesi, veri bir anda bu fikirlerin yelpazesinin çok da geniş olmasıyla bağlantılı değildir.

Sadece medyada savunulan fikirler zaman içinde çok hızla değişmekte, bir gün önce bir şeye kara denildiği halde ertesi günü ona ak denilebilmektedir.

Fikir değiştirme hakkı demokrasinin en yüce öğelerinden birisidir ve bizim medya da bu hakkını sonuna kadar kullanmıştır ve de kullanacaktır.

Ve bu özgürlüğe uzanan eller de kırılacaktır, bu da böyle biline.

***

Bizim gazeteleri sabah incelediğimde istisnasız her zaman gözlerim yaşarıyor.

Demokrasi bilincinin ruhumuza bu kadar da yansımış olması beni gerçekten de çok ama çok sevindiriyor.

Örneğin alın bizim gazeteyi.

Şimdi demokrasiye alışık ve hatta âşık olan bir ülkede yaşamıyor olsaydık eğer, Hürriyet’in bu kadar fazla ve değişik yazara sahip olması imkânsızdı.

Yanlış anlamayın, Türkiye’de demokrasi olmasaydı belki genel yayın yönetmeni bu kadar fazla değişik insanı yine de yazar yapmak isteyebilirdi.

Ancak bu tipler işe alınsa bile bir ay, bilemediniz iki ay içinde yazar kadrosunun yarısı ölü, diğer yarısı da onları öldürmek suçuyla müebbet hapiste olurdu mutlaka.

Ancak bu bizde böyle olmuyor. Hatta bizde yazarlar birbirlerini dövmüyorlar bile.

Bazı antidemokratlar bu hoşgörülü tavrın nedenini Hürriyet’te yaşanan son dayak olayından sonra patronun döven kişiyi işten atmış olmasıyla açıklıyorlar.

Halbuki aldığımız tavrın bununla bir alakası yok, sadece kendi savunduklarımız dışındaki fikirlere karşı Türk halkında var olan engin hoşgörüyü çalıştığımız işyerine de yansıtıyoruz o kadar.

***

Demokrasi bilinci gazetelerde sadece yazarlara değil üst düzey yöneticilerin de kanına işlemiş durumdadır.

Örneğin bizim genel yayın yönetmenimiz dünyanın en demokrat tavırlı insanıdır.

Herkesi dinler o. Kendisine yöneltilen taleplerin tek birisine bile itiraz etmez.

Dinlediği her şeyi en fazla beş dakika sonra unutur ve bütün talepleri de en azından beş yıl sonra yeniden gözden geçirmek üzere erteler ama olsun, demokrasi sonuçta bir semboller sistemidir ve bizim genel yayın yönetmeni de bu sembollerin en muhteşemidir.

***

Gazetelerden daha fazla demokrat olan medya ise televizyonlardır.

Bireysel yaşamların mutlaka şeffaf olması gerektiği ilkesine Türk televizyonları kadar hizmet eden dünyada başka medya yoktur.

Televizyon kameraları kendine güvenen, kendinden korkmayan her insanın yaptığı, konuştuğu her şeyin her zaman ekrana yansıtılmasının doğru olduğu şeklindeki demokrasi kuralına göre çalışmaktadır.

Televizyon kameralarından bugün istediği anda kaçabilen tek toplumsal sınıf, televizyon kanalı yöneticileridir.

Onlar da haksız rekabet olmasın, ‘‘Bak ellerine kamera almışlar, birbirlerini çekiyorlar’’ lafı ortalıkta dolaşmasın diye öyle sık sık ekranlarda gözükmezler.

Bir cenazeleri olduğu zaman bile kameraların oraya gelmemeleri de bu demokrat tavırlarının ayrı bir göstergesidir.

Yine onlar dışındaki hemen her Türk vatandaşının acılı anının, cenazesinin ekranda yer alması da sınıflar arası ayrım gözetmeyen, bu ülkenin bölünmezliğine inanan zihniyetin bir hizmetidir.

***

Şimdi biliyorum ki aranızda medyanın demokratik zihniyette olmadığını düşünenler var .

Ve büyük ihtimalle de yukarda anlattıklarım sizi fikrinizden caydırmaya yetmedi.

Peki ama şimdi söyleyeceğim şeye ne diyeceksiniz, bunu çok merak ediyorum?

Her şeyi bir kenara bırakalım da, benim gibi bir insanın bu köşede Allah'ın her günü fikirlerini yazması had safhada bir demokrasinin tezahürü değildir de nedir Allah aşkına?

Bazı kötü niyetliler benim hâlâ burada bulunmamı patronumun iyi kalpli, hayırsever bir insan olmasına ve bana acımasına bağlıyorlar, bunu biliyorum.

Ancak mesele bundan çok daha derin.

Ben aslında birey olarak Türkiye’de binlerce çiçeğin açtığının, demokrasinin sabit bir gökkuşağı gibi memleketin tepesine dikildiğinin yaşayan bir sembolüyüm.

Ve ben yazdıkça da bu memlekette demokrasi ilelebet var olacaktır, tamam mı kardeşim?

Yazarın Tüm Yazıları