Ağustos dönemeci

HÜKÜMET, anadilde yayın yapılması ve idam cezasının kaldırılmasını, Meclis'in bu yasama gündeminden çıkardı.

Her iki konuyu da ekim ayında başlayacak yeni yasama döneminde gündeme getirmeyi amaçlıyor.

İdam cezasının tamamen kaldırılması söz konusu olmasa dahi, anadilde yayın ve öğrenim hakkına ilişkin düzenlemenin ekim ayı sonrasında çıkarılması hedefleniyor.

Bunun nedenlerine gelince:

Koalisyonun, MHP dışındaki iki partisi, haziran ayında Sevilla'da yapılacak olan AB zirvesini görmek istiyor.

Bu zirveden, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin başlangıcına ilişkin bir takvimin çıkma ihtimali söz konusu değil.

Beklenilen, Akdeniz dayanışması içinde İspanya'nın da desteğiyle sonuç bildirgesine Türkiye ile ilgili şu çerçevede bir yaklaşımın çıkması:

‘‘Türkiye, Anayasa ve yasalarında çok önemli değişiklikleri yaptı. Yapması gereken değişiklikler ise az kaldı. Bunları da tamamlarsa aralık ayında Kopenhag'da yapılacak zirvede tam üyelik müzakerelerine dönük bir takvim gündeme gelebilir.’’

Sevilla Zirve Sonuç Bildirgesi'nde yer alacak bu yönde bir yaklaşımın, hükümetin elini güçlendireceğine inanılıyor.

Yaz boyunca, özellikle de ANAP, düzenleyeceği miting ve toplantılarla, AB karşıtlığını kırmak için kamuoyu baskısı oluşturmayı hedefliyor.

EKİM EŞİĞİ

Türkiye'nin aralıktaki AB'ye yeni şeklinin verileceği Kopenhag zirvesi öncesinde önünde bir eşik daha bulunuyor.

Bu da ekim ayının sonlarına doğru Türkiye hakkında çıkacak olan ‘‘İlerleme Raporu’’...

Ekim ayı sonuna kadar, anadilde yayın ve öğrenimle ilgili düzenleme yapıldığında, ‘‘İlerleme Raporu’’nun olumlu çıkması ihtimali çok yüksek.

Diyelim ki, bu değişiklik ekim ayı sonuna kadar gerçekleşmedi.

Bu durumda ‘‘İlerleme Raporu’’nun olumsuz çıkması da kaçınılmaz.

Buna rağmen, aralık ortasındaki zirveye kadar Türkiye'nin önünde değerlendirebileceği 2,5 aylık bir zaman dilimi bulunuyor.

Yani, aralık ortasındaki Kopenhag zirvesinden hemen önce, anadilde yayın ve öğrenimle ilgili düzenleme gerçekleştiği anda, İlerleme Raporu'ndaki olumsuzluğun ortadan kalkma ihtimali bulunuyor.

İdam konusuna gelince; Türkiye üç yıl içinde kaldıracağı taahhüdünde bulundu, AB de bunu kabul etti.

Dolayısıyla moratoryumuna devam etmesi halinde bir engel görünmüyor.

AĞUSTOS BEKLENTİSİ

Şimdi şu soruya yanıt almak gerekiyor:

‘‘Sezer, Ecevit ve MHP dışındaki partilerin desteği varken, anadilde yayın ve öğrenime ilişkin düzenleme neden bu dönemde çıkmıyor?..’’

Soruya, ‘‘Ağustos sonrasına kalması yararlı’’ yanıtı veriliyor.

Çok ilginçtir, işaret edilen tarih, Silahlı Kuvvetler'in, Genelkurmay Başkanı dahil, komuta kademesindeki devir teslim törenine denk düşüyor.

O zaman, ‘‘Komutan değişir, anlayış değişmez’’ yaklaşımının 30 Ağustos'tan sonra değişeceği iddia edilebilir mi?

Not: Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Safter Necioğlu, ANAP Lideri Yılmaz'ın, 1987 yılındaki bir MGK toplantısında yaşadıklarıyla ilgili bu sütunda yer alan sözleri üzerine aradı. Yılmaz'ın iddia ettiği gibi, Viyana Konvansiyonu'nu imzaladığı için kendisine ‘‘Kime sordun da imza attın’’ tepkisini gösterdiklerine ilişkin bir gelişmeyi anımsamadığını söyledi. Necioğlu, ‘‘Viyana'da imzalanan o metin azınlıklarla ilgili. Lozan'da azınlıkların tarifi yapılmıştır. Bunun Kürtçe ile ilgisi yok, iddia ettiği gibi, bugünkü Kopenhag Kriterleri ile bire bir benzerliği yok’’ dedi.
Yazarın Tüm Yazıları