Adana'nın yolları taştan

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Adana'ya ikinci gelişim. İlk kez Hürriyet'in bir toplantısı için burada bulunmuştum.

Bu gelişimde sevgili İskender Ayvalık, Adana gelişti, görüyorsunuz değil mi, dedi. Şehirleri pek incelemediğim için onun bu yargısına katılmaktan başka elimden bir şey gelmedi.

Şehirleri kitaplardan, yazarlardan tanırım. Adana'yı da öyle.

Orhan Kemal'i, Yaşar Kemal'i okuyunca, onların yaşadığı yeri sevmemek mümkün mü? Ben de kendimi Adana'nın bir edebiyat hemşehrisi sayarım.

Gençliğimde ingilizce şarkılar ve tangolar söyleyen Celal İnce'den dinledim bu Adana şarkısını:

‘‘Adana'nın yolları taştan, sen çıkardın beni baştan’’

Sanırım gençlik çaylarından birine gitmiştim, mekan da, şimdi yerinde yeller esen Taksim Belediye Gazinosu'ydu.

Güney'in bu sıcak şehrini, Çukurova'yı ezberledim neredeyse.

Yaşar Kemal, bu yöreleri efsaneleştirdi. İnsanını, sıcağını, çilesini sevdim.

Fabrikalardaki işçileri, pamuk toplayanlar, cumhuriyet edebiyatımızda unutamayacağımız sayfaların kahramanlarıydı.

Ölümsüz kahramanlar yerine, ezilenlerin gerçek roman kahramanı mertebesine yükseldiği eserlerdi onlar.

* * *

ADANA Bürosu'na iner inmez dostum Ferit Edgü'yü aradım.

Abidin ve Güzin Dino'nun sürgünlük günlerinden belleğimde kalan notları doğrulamak içindi.

Adana'da uzun süre valilik yapan Abidin Dino'nun dedesi Abidin Paşa'yı hatırlatacak izlerden biri Abidin Paşa Bulvarı.

Hayat ne garip rastlantılarla dolu, Abidin Paşa, bir gün buraya torununun sürgün olarak yollanacağını düşünebelir miydi?

Ferit Edgü'nün telefonda söylediği bir bir cümleyi buraya yazalım. Kara mizahın çok zeki bir örneğiydi:

‘‘Bak,tek parti döneminin inceliğine dikkatini çekerim. Abidin Bey'i dedesinin vali olduğu yere sürgüne gönderdiler. Sonraki yallırda bu zarafet kalmadı.’’

Anılardan kalan kırıntıla, Dino'ların zor günleri bir zeka pırıltısıyla yaşanır kıldıklarının belgesidir.

Hiç unutmadığım sayfalardan biri de, ısınacak soba ve boru alma konusundaki çalışmalarıdır.

Bu da cumhuriyetin nimetlerinden biridir. Beyinleriyle çalışan aydınların bedenlerine de iş düşmesi.

* * *

EDEBİYATI ve edebiyatçısı olan şehirleri seviyorum.

Yazımı yazarken, yağmur altındaki çam ağaçlarının dinlendirici güzelliği bile bana Sarı Sıcak'ı unutturmuyor.



Yazarın Tüm Yazıları