90 Dakika: Bir melodram denemesi

Vallahi şu fakirhane köşede “90 Dakika”nın neden yayından kaldırıldığını yazınca mail bombardımanına tutulmama, Hıncal Uluç’un korktuğu şeyin gerçekleşmesine, acayip prim yapmama rağmen bu konuyu kapatmayı düşünüyordum.

Haberin Devamı

Ancak Haşmet Babaoğlu geçenlerde öyle bir yazı kaleme aldı ki, dayanamadım...

Bodrum sokaklarında dolaşırken kendisine sarılıp, “Neden, nasıl biter” diyen vatandaşların arasında tarifsiz bir kedere boğulan Babaoğlu “NTV meselesi” başlıklı bir yazı kaleme almış. Yazı tahmin edeceğiniz gibi tam bir Babaoğlu klasiği.
Babaoğlu’nun NTV yöneticilerini ne çok sevdiğini anlattığı yazı, belli bir noktadan sonra “Nasıl kıydınız bize” mesajlı bir melodrama dönüşüyordu. Hele o son satırlar...

Yazı, “Ben NTV’yi hep sevdim, seveceğim. Meslek hayatımdaki yeri öyle güzel ve ayrı ki!.. Ha!. NTV kendini seviyor mu peki? Bir süredir... İşte ondan emin değilim” sözleriyle bittiğinde Küçük Emrah gibi Babaoğlu’na sarılmak, “Haşmet amca neden, neden... Nasıl yaptılar bunu bize?” demek geldi içimden. Az daha bir spor programı bittiği için ağlayacak ilk insan olacaktım ki, çabuk toparladım kendimi ve hemen Kenan Onuk’tan devraldığı tarafsız spor haberciliği misyonunu başarıyla sürdüren NTV Spor’un beyni Fuat Akdağ’a telefon açtım. (Bu arada ilk defa kendisiyle konuştuğumu özellikle belirtiyorum. Yalanım varsa...)

“Fuat Bey ne diyorsunuz? Bu programın bitiş nedeni sevgi eksikliği mi? Medya artık çok mu acımasız bir yer oldu?” diye sorularımı sıraladım. Akdağ’ın açıklaması polemik yazılarında mevzuyu uzatmanın hakikaten faydalı olduğunu bana öğretti. Akdağ özetle programın yayından kaldırılmasının NTV Yayın Kurulu’nun kararı olduğunu söyledi ama şunu da ekledi:

“Hıncal abiye, Haşmet Babaoğlu’na ve Mehmet Y. Yılmaz’a sonsuz saygım var. Birlikte çok güzel programlar yaptık, dışarıda dostluğumuz her zaman devam edecek.”

Ben de söze “Peki, Hıncal Uluç programın yayından kaldırılmasını medyadan öğrendiğini, kendilerine bir vedayı bile çok gördüğünüzü. Bunun adının ‘kovmak’ olduğunu yazdı. Hakikaten durum bu mu” diye sordum. Akdağ da aynen şunları söyledi: “Hayır Hıncal abi yanılıyor. Biz kendilerine programın yayından kaldırılacağını uygun bir şekilde önceden anlattık. Programın bittiğini medyadan değil bizden öğrendiler.”

Bu tartışma uzayacak gibi gözüküyor değil mi? Bence bu kez bitmeli.

NTV, “90 Dakika” için çok şık bir vedaya imza atmaya hazırlanıyor. Bu vedayla her şey kapanmalı.

Haberin Devamı

Yeni yorumcular kim

Haberin Devamı

Şimdi futbol tutkunları “90 Dakika”nın yerini alacak programı ve yorumcularını merakla bekliyor. Ancak ortada çok fazla isim dolaşmıyor. Bence eskilerin yerini ancak Rıdvan Dilmen’in ekseninde kurulacak bir ekip doldurabilir. Benim aklıma gelen ilk isim Sergen Yalçın, diğeri de Hakan Şükür.
Üç büyük takımın üç efsanesi... Kulağa hoş geliyor.
Fuat Akdağ’a sordum, o da “Vallahi iyi fikir ama ortada henüz netleşen bir şey yok” dedi. Yeni sezonda büyük ihtimalle bu üçlüyü izleyeceğiz.
Bakalım onlar da gerektiğinde Hıncal Uluç gibi eski başkanlarını en ağır şekilde eleştirebilecekler mi?

Ataman’ın eserleri koruma altına alındı

Merkezi Lond-ra’da bulunan British Film Institute (BFI), dünyanın en köklü, en özgün sinema oluşumlarından biri. Aynı zamanda dünyanın en büyük görsel arşivlerinden birine sahip. 1935’te kurulan BFI, dünyada başarılara imza atmış sanatçıların eserlerini saklıyor. BFI’in arşivinde 50 bini aşkın film, 100 binin üzerinde kitap ve 625 bine yakın televizyon programı bulunuyor. Bu eserlerin hepsi, her türlü doğal afete karşı, çok özel koşullarda gelecek nesiller için saklanıyor.
Bu bilgileri neden verdiğime gelince... BFI, Kutluğ Ataman’ın eserlerini arşivine alma kararı aldı.
Ataman’ın dünyanın pek çok yerinde sergilenerek ödül ve beğeni toplayan toplam 37 video sanat eseri ile dört uzun metrajlı filmi bu ünlü kuruluşun arşivinde korunacak. BFI arşivi, ayrıca Ataman’ın yazışma ve özel arşivini de bünyesine kattı. Sanatçının gelecekteki işleri de BFI’de yer alacak. Bu hem Ataman hem de sanat dünyamız için çok büyük bir onur.

Haberin Devamı

Burcu’ya rakip buldum

Cengiz Semercioğlu, Burcu Esmersoy’un Erin Andrews’den daha güzel olduğunu ilan etmişti. Ben de Esmersoy’a rakip spor spikeri buldum. İşte İspanyol sunucu Sara Carbonero. 25 yaşında, Tele 5’te spor haberlerini sunuyor. Arada muhabirlik yapıyor, futbol takımlarının kamplarına katılıyor. Sara’ya rakip gösterecek varsa bana yazsın.

Yazarın Tüm Yazıları