5 litrelik pet suları bağladı, Silivri tipi 40 kiloluk halter yaptı

TÜRKİYE Gazeteciler Cemiyeti (TGC) yönetim kurulu toplantısında iki, üç hafta önce karar almıştık:

Haberin Devamı

- Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü’nde (Silivri Cezaevi) tutuklu meslektaşlarımız Nedim Şener ve Ahmet Şık’ı yine ziyaret edelim.
TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, Adalet Bakanlığı’na başvuruyu yaptı, isimlerimizi bildirdi. Ziyaret için 26 Eylül’e izin çıktı. TGC’yi temsilen girdiğim Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Medya ve İletişim Meclisi adına Ankara’da aynı gün önemli bir toplantı konulunca, ziyaret ekibinde yer alamadım.
TGC Saymanı Gülseren Güver’e rica ettim:
- Benim için görüşmeden notlar çıkarabilir misin?
TGC Başkanvekili Turgay Olcayto, Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir ve Sayman Gülseren Güver, Silivri’ye pazartesi günü gitti. Duruşmaları denk gelince Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’la da görüşme fırsatı buldular.
Gülseren Güver, hazırladığı notları TGC’nin günlük yayın organı “Bizim Gazete”nin bugünkü sayısında yayınladı. Ben Silivri’deki meslektaşlarımızın davalarıyla ilgili mesajlarından çok, oradaki koşullarına odaklandım.
Gülseren, Nedim Şener’in epey zayıfladığına, ancak güçlü göründüğüne dikkat etmiş ve sormuş. Aralarında şu diyalog geçmiş:
- Çok yoğun spor yaptığın söyleniyor. Neler yapıyorsun?
- 5 litrelik 8 pet şişem var. Onları suyla dolduruyorum. 4’ü bir tarafta (20 kilo), 4’ü diğer tarafta (20 kilo) olmak üzere ip ve sopayla bir halter yaptım. Halter çalışıyorum.
Nedim, 40 metrekarelik havalandırma alanını anımsatmış:
- 40 metrekarelik alanda deli gibi koşuyorum. Ayrıca, 1.5 litrelik iki pet şişeyi de “dumble (el halteri)” gibi kullanıyorum.
Nedim’in aktardığı bu kesitten sonra, şu sorusunu da yansıtmam gerek:
- Hakkımda 134 sayfalık iddianame açıklandı. Benim silahla, askerle, terörle ilişkim olmuş mu? Hayır... Hanefi Avcı’nın “örgüt dökümanı” sayılan kitabı gerçekten öyleyse neden hâlâ raflarda satılıyor? Kitap yazmaktan başka “işlediğim suç” var mı?
Ahmet Şık da, cezaevindeki olumsuz koşullara spordan örnek vermiş:
- Spor yaparken şort giymemiz yasak. Oysa mevzuatta böyle bir yasak yok. Daha ilginç olanı, bana yasak olan şort, başka mahkumlara serbest. Dizime dek uzanan kapri pantolonla spor yapıyorum.
Şık, iç çamaşırı, çorap gibi ihtiyaçlarını dışardan aldıramamaktan yana dertli:
- Nedenini anlayamadığımız bir yasak bu. Kantinden aldığımız naylon çoraplar ayaklarımızda mantara yol açtı.
Ahmet Şık, bilgisayar kullanımı konusunda da sıkıntılı:
- Ayda sadece 9 saat bilgisayar kullanabiliyoruz. Savunma yazmamıza bile yetmiyor. Elle savunma yazmak zorunda kalıyoruz.
İzin çıkmışken Nedim ve Ahmet’i görme fırsatını değerlendiremediğim için üzüldüm...
O yüzden Gülseren Güver’in aktardığı izlenimlere sarıldım...
Umarım süreç hızlanır, Nedim, Ahmet ve diğer gazeteci dostlarımız bir an önce özgürlüğüne kavuşur.

Haberin Devamı

Uyuşturucu korkusuyla nevresim ve havluları evde yıkatmak da yasak

Haberin Devamı

AHMET Şık’ın TGC Saymanı Gülseren Güver’e anlattığı nevresim ve havlu olayı bana çok çarpıcı geldi:
- Nevresim ve havluları evde yıkamaya göndermemiz yasak. Gardiyanların söylediğine göre, yıkanmaya giden eşyalar uyuşturucu dolu suya batırılıp kurutuluyormuş. Cezaevinde de bir kabın içinde ıslatılıp suyu buharlaştırıldıktan sonra uyuşturucu elde edilebiliyormuş.
Şık, bunları anlattıktan sonra sormuş:
- Burası uyuşturucu laboratuvarı mı? Madem öyle havlu ve nevresime konulan evde yıkatma yasağı gömlek ve tişörtler için neden yok?
Havlu ve nevresim işinde “uyuşturucu şüphesi” varsa, çözümü yasak koymak mıdır?

Yazarın Tüm Yazıları