Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

2012’de ilk başkanı seçebiliriz

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın açtığı başkanlık sistemi tartışması, Türkiye’nin önündeki yol haritasında da önemli değişikliklere neden olacak.

Haberin Devamı

Erdoğan, tartışmayı partisinin, 2011 seçimlerini de en az bugünkü güçle kazanacağına olan inancı ve de güveni ile gündeme getirdi, diyebiliriz. Modelin uzun zamandır kafasında olduğunu söylemesi, bugün Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanan Anayasa değişikliğinin altında da bu model anlayışının yattığına dikkat çekmesi, tartışmayı mutlaka halkın önüne götüreceğinin işareti saymalı.

SEÇİMDEN SONRA REFERANDUM

Erdoğan’ın bu açıklamasının ardından küçük çaplı bir araştırma yaptım. Program öncesi, metin hazırlığı yapılırken bu konu hiç gündeme gelmedi; ancak, programda soru gelince Erdoğan, kafasındakini kamuoyu ile paylaştı.

Bu durum, “Başbakan, soruyu bekliyordu; ancak öncesinde bir hazırlık yapıldığı izlenimi bırakmak istemedi” diye yorumlandı.

Haberin Devamı


Öyle ya da böyle, sonuçta Erdoğan’ın tartışmaya açtığı bu model, 2011 seçimlerine giderken meydanların ana konusunu ortaya çıkarmış oldu.


Yakın çevresine, Erdoğan’ın muhtemel takvimi ile yol haritasını sorduğumda ise dört adımlık şöyle süreç aktarıldı:


İlk adım:
AK Parti 2011 seçimlerinde yine Meclis’te çoğunluğu alacak.


İkinci adım:
Ertesi yılki Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Anayasa değişikliği önerecek. Bu paket öyle sıradan bir değişiklik içermeyecek. Devlet başkanının görevleri ayrıntılı olarak belirlenirken; bakanlar kurulu ile TBMM’ye yeni bir yapı verilecek, muhtemelen ikili meclis yolu açılacak.


Üçüncü adım:
Meclis’te uzlaşma sağlamazsa, 60 günde referanduma gidecek.


Dördüncü adım:
Değişiklik referandumdan geçerse 2012’de, halk ilk başkanı seçmek için sandığa gidecek.

ADAYLIK TARTIŞMASI ÇIKMAZ

Burada takvim için, “Cumhurbaşkanlığı görev süresi üzerindeki tartışma nedeniyle kesintiye uğrayacak” diyenler çıkabilir.


Malum Gül’ün görev süresinin 5 yıl mı, 7 yıl mı olduğu tartışmalı.


Ancak, bütün bu düzenlemeler yapılırsa, Erdoğan’ın iki yıl daha bekleyeceğini düşünmek hiç gerçekçi görünmüyor.


O nedenle, “Bir kez daha milletvekili olmayacağını” deklare etmiş Erdoğan’ın, referandumdan istediği sonucu alır almaz Gül’ün kapısını çalıp, “Türkiye’nin ilk devlet başkanı olabilmek için yolumu açın, desteğinizi verin” demesi son derece doğal görülecektir. Gül’ün de, “Görev sürem 5 yıldır” deyip kenara çekilmesi, daha da ileri giderek, ikilinin meydanlara dahi birlikte çıkması hiç sürpriz olmayacaktır.

Haberin Devamı


Çünkü, unutulmasın, Erdoğan-Gül ikilisinin ilişkisi, ne Turgut Özal-Mesut Yılmaz, Turgut Özal-Yıldırım Akbulut; ne Süleyman Demirel-Tansu Çiller ne de Bülent Ecevit-Deniz Baykal, Erdal İnönü-Deniz Baykal ilişkisine benzer.


Bu ikilinin ilişkisinde 40 yıldır test edilmiş bir derin arkadaşlık ve onu destekleyen “ideolojik kardeşlik” var.


Ayrıca bu ikilinin birlikte davranması halinde kaybedilecek bir şey yok; ama ayrılıkta ise kaybedecek çok şey olacaktır.


O durumda da “kardeşler” arasında sorun çıktığında hakem olacak, güç gösterecek çevrelerin varlığını görmezlikten gelmemeli. 

Yazarın Tüm Yazıları