2000 devrimlerini planlayan adam

Siz devletin malı mısınız?.. Bir anlaşmazlık çıktı diyelim. Devlet size kötü muamele etti, cezalandırdı, vesaire... Ortada bir haksızlık olduğuna inansanız bile size istediğini yapabilir ve siz de sesinizi çıkartamaz mısınız? Bu arada sadece siz de değil. Mesela dışarıdan biri görse... Ne oluyor demeye kalksa... O da karışamaz mı!.. Bir malsınız ve devlet denilen kavramın bekası için susmak zorundasınız, öyle mi!.. Bir portre anlatacağım şimdi. Mısır, Libya, Yemen, Bahreyn... Ortadoğu yangın yerine dönmüşken... Birçok kişiye göre bu işin teorisyeni... Her gün büyüyen sivil itaatsizliğin arkasındaki beynin... Hayatını nümayişin entelektüel temelini yaratmaya adamış, münzevi bir Amerikalı bilim adamının öyküsünden bahsedeceğim. Hem ayaklanmaların ardında komplo teorisi arayan, kafası alengirli olanlara... Hem de hikâyenin üstüne düşünmeye hazır, zihnini berrak tutmayı başarabilenlere... Kim kimin malı, biraz pazar jimnastiği yapalım...

Haberin Devamı

Washington’da bir Etiyopya lokantası... Karşımda Amerikan rüyasını yaşamış bir Etiyopyalı. Başarı öyküsünü anlatıyor.Bir yandan önümdeki, Etiyopya usülü krep, injerayla boğuşuyorum... Bir yandan da... Benim gibi Etiyopyalının Amerika’yı nasıl fethettiğini dinleyen yanımdaki iki Amerikan dışişleri memurunun suratını yakalamaya çalışıyorum.“Ben bu işe başladığımda, otoparkları Amerikalılar yönetirdi” diyor. “Hepsini devirdim. Yanımda çalışanlar Etiyopyalı. Kazandığım parayla da Etiyopya’dakilere yardım ederim.”

KİM KİMDEN KORKUYOR

 Anlatıyor. Dışişleri’nden o iki kişi de, ağızlarını açmadan dinliyor. Karşımızda Washington’ın otopark kralı Henok Tesfaye... Kentin havalimanları dahil neredeyse yarısını kontrol eden ve yılda 180 milyon dolar kazanan 37 yaşındaki patron... Hep beraber Washington’da Etiyopya’ya misafir oluyoruz!.. Ben neyse... Amerikalılar da...
Thomas Jefferson’ın bir sözü var. “Eğer halk devletten korkuyorsa, bu tiranlıktır. Devlet halktan korkuyorsa, bu demokrasidir” demiş. O gün Dışişleri’nin elemanları Tesfaye’den korktu mu, zannetmiyorum. Ama şunu biliyorum. Etiyopyalı o kadar rahat konuşuyordu ki, gözünde korkunun esamisi okunmuyordu. İşte anlatacağım adam da... Hayatını bu korkunun teorisine adamış, bugün dünyadaki karışıklıkların en büyük ideologlarından biri: Gene Sharp.
? 83 yaşında. Lakabı, ‘Şiddetdışı aktivizmin Makyavel’i’.
? Ohio’da Protestan bir rahibin oğlu olarak doğuyor. Babası sürekli seyahat ettiği için kimseyle uzun süreli dost olamıyor.
? Bir antisosyal. Hiç evlenmemiş. Çocuk yok. Aile yok. Yanında bir tek asistanı var.
? Ohio’da sosyoloji okuyor. Okulda Mahatma Gandi’nin hayatından etkilenince, sivil itaatsizlik üzerine araştırmaya başlıyor. Ve 60 yıl sürecek bir serüvenin içine dalıyor.
? 50’lerde bir hapislik dönemi var. Şiddete karşı olduğundan Kore Savaşı’na katılmayı reddedişi... Ve dokuz ay hapis yatması.
? Çıkıyor. Sonra İngiltere’ye geçiyor. Oxford’da siyaset bilimi doktorasına.
? O dönemin Avrupa’sı, bugünün 3. Dünyası gibi... Toplumsal hareketler açısından zengin. Bir yandan açık laboratuvar İngiltere... Bir yandan 2. Dünya Savaşı’nda Nazi rejiminin altını oyan öğretmen hareketi üzerine okumalar... İyice donanım kazanıyor.
? 60’larda ülkesine dönüp Harvard’a başlıyor. Burada 30 yıl sürdüreceği araştırmasına girişiyor.
? Sekiz yıl sonra, 1973’te, sonunda bütün teoriyi bir kitapta toplamayı başarıyor: ‘Şiddetdışı Hareketin Politikası’. 902 sayfa. Tuğla gibi...
? İlk kitap tamamen teori üzerine kurulu. Bir protesto gösterisinin nasıl planlanması gerektiği... Ve diktatörlüklere karşı geçmişte uygulanıp başarılı olmuş yöntemler...
? Kitap, üniversitede büyük ilgi görüyor. Adı yavaş yavaş duyulmaya başlayınca da, bu işi bir araştırmadan daha ötesine taşıyor. Yazdığı kitabın uygulayıcısı olmaya...
? 1983’te Albert Einstein Enstitüsü’nü kuruyor. Ve sivil itaatsizlik konusunda eğitimler vermeye başlıyor.
? Birkaç yıl sonra, tanıştığı emekli bir Amerikalı askeri ataşe sayesinde Burma üzerine çalışmaya başlayınca, yarattığı prensipleri ilk defa pratiğe dökme imkanı buluyor.
? 90’ların başında gizlice Burma’ya geçip, gerillalara sivil itaatsizlik dersleri veriyor. İş büyüyor. Gerillalar anlattıklarını özet olarak isteyince, 2000’lerin devrimlerinin İncil’ini ortaya çıkarıyor: ‘Diktatörlükten Demokrasiye’... Sene 1993.

Haberin Devamı


MODERN PROMETHEUS

Haberin Devamı

Buraya kadar anlattıklarım, hâlâ, sıradışı bir akademisyenin hareketli geçen yaşamı olarak kalabilirmiş. Ama hikâyenin bundan sonrası... Sharp’ı, bugün dünyada yaşanan çalkantıların en gizemli aktörü haline getiren süreç.
1993’te Burmalılar için yazdığı o kitabı, 1997’de Balkanlar’da protesto gösterilerine katılan bir aktivist fark ediyor. Fotokopisini alıyor. Gizli bir silah gibi çantasına koyuyor. Ve iner inmez Kosova’da patlatıyor. Önce Kosova. Sonra Sırbistan. Oradan bütün dünya... Kitabı okuyan, diğerlerine eğitim veriyor. Bir yandan Burma’daki o ataşe (Robert Helvey)... Bir yandan diktatörlerin yönettiği ülkelerin gençleri... Aralarında bir network oluşuyor. Çünkü kitabı okuyanlar, üst üste diktatör devirmeye başlıyor.
Eğer rejimler insanları hapseden bir buz kütlesiyse... Sharp, insanoğluna ateşi sunan Prometheus’a dönüşüyor.

Haberin Devamı

DÜNYA DEVRİM REHBERİ

Şimdiye kadar siz hep George Soros’un ismini duydunuz. İnsan hakları derneklerine paralar akıtan Amerikalı milyarderi. Ancak onun yanında Gene Sharp’ın dünyada yaşanan devrimlerin neresinde olduğunu anlamanız için söylüyorum.
? Sırbistan (2000), Gürcistan (Gül, 2003), Ukrayna (Turuncu, 2004) ve Kırgızistan (Lale, 2005) devrimlerinde, sokağa çıkan gençler ellerinde onun kitaplarını taşıyordu.
? Bu ülkelerdeki gençlik örgütleri Otpor (Sırbistan), Kmara (Gürcistan), Pora (Ukrayna), KelKel (Kırgızistan) ve Zubr (Belarus), onun kitabından üyelerine seminerler düzenledi.
? 2007’de Chavez açıkça adını verdi: “Ülkemde rejimin altını oyuyor” dedi. Sharp’a sordular. “Eğer endişesi varsa benim karşı darbe kitabım da var, onu okusun” dedi.
? Vietnam’da kitabını dağıtan hükümet karşıtı gruplar tutuklandı.
? Rusya’da kitabını satan kitapçılar direkt ateşe verildi.
? İran’da adı 2009’da mahkeme kayıtlarına girdi. İran Hükümeti, rejim aleyhtarlarını Sharp’ın taktiklerini kullanmakla suçladı.

Haberin Devamı


KORKUSUNU YENEN HALKLAR

Ortadoğu kaynıyorken... Bahreyn ertesi gün ne durumda olacak kimse bilmiyorken, Gene Sharp ne mi yapıyor?... Boston’daki evinde 83 yaşında biri ne yapabilecekse onu.
Hafta içi Sharp ile telefonda yaklaşık 30 dakika konuştuk. Sesi artık titriyor. Dili zaman zaman tekliyor. Ama zihni... Her şeyin farkında ve bütün ülkeleri ayrı ayrı takip edecek kadar bilgili.
“Şaşırdınız mı” dedim önce, “Böyle bir dalga bekliyor muydunuz?” “Uzun süredir vardı bu kapasite. Mısır’da başarı için her şey hazırdı” dedi.
“En çok ne etkili oldu peki” diye sordum. “Mısırlılar değişime inandılar. Çünkü korkularını yendiler. Halbuki daha önce harekete geçmeye korkarlardı. Eğer halk korkuyu yenmişse, orada diktatörlerin başı belada demektir.”
Tahminde bulunmayı sevmiyor. “Halk başka yerlerde nasıl davranacak ona bakmak lazım” dedi. Ancak herhangi bir ülkede şiddete yönelme olursa, rejimlerin de sertleşeceğini ve diktatörlerin eskisinden çok daha güçlü bir pozisyona kavuşabileceklerini anlattı.
TERMİNOLOJİ: Peki 2000’lerin devrimlerini özel kılan ne?.. Mısır’ın Gandi’den ne farkı var?.. Sharp’a göre terminoloji. En önemli araçlardan birinin doğru terminoloji olduğunu söylüyor. ‘Şiddetdışı Eylemin 198 Yöntemi’ listesinde de terminolojiyi kullanıyor: Sahte seçim, topluca ortadan kaybolma, protesto göçü, tasarruf eylemi...
ÖZEL STRATEJİ: “Bu yöntemlerden bugün hangisi en etkili” diye sorduğumda ise... Hepsinin ülkelere göre değişeceğini söyledi: “Bazen sembolik protesto yapmanız gerekir. Bazen büyük gösteriler organize etmeniz. Bazense ekonomiyi felç etmek etkili olur. Zaman zaman arayıp bize fikir soruyorlar. Bu çok tehlikeli bir şey. Her ülke kendi koşulları içinde değerlendirilmeli. Her ülkenin kendi stratejisi olmalı” dedi.
Konuştuk. “Kapatmadan bir şey daha soracağım” dedim. “İstihbarat örgütleriyle bağınız olduğunu söyleyenler var. Doğru mu?”
“Bunu söyleyenler baskıcı rejimlerin taraftarları. Ne bağım var ne de CIA’den bana yaklaşan oldu” dedi.
“Peki Soros? Bir ilişkiniz var mı” dedim. “Maalesef tanışmıyoruz. Öyle olsa mali durumumuza katkısı olurdu” dedi.


 

Yazarın Tüm Yazıları