20 yıl sonra bambaşka bir Türkiye olacak

Ne zaman bir eğitim kurumuna gitsem Türkiye’nin geleceği için daha da umutlanıyorum.

Bu ülkenin kendi evlatlarını ne kadar iyi yetiştirebildiğine tanık olup gururlanıyorum.

Geçenlerde Bilfen Koleji’ne 5, 6 ve 7’inci sınıf öğrencilerinin yaptığı moda çizimlerini görmeye gittim.

12-13 yaşında çocukların hayal gücü karşısında, çizimleri karşısında şaşırdım kaldım.

İçlerinde ciddi tasarım yapan, bunu da kağıda çok iyi aktaranlar vardı.

Bu arada okulu da gezdim.

Akşam 18.00 olmasına, ders saati bitmesine rağmen özel derslere kalan öğrenciler vardı.

Bir kısmı ellerinde kemanlar derse koşuyor, bir başka grup mutfağa kapanmış dünya mutfaklarından yemekler yapmayı öğreniyorlar...

Havuzda ise 10 küçük kız su balesi çalışıyor.

Seramik atölyesinde "Bunlar 9 yaşında çocuğun elinden mi çıktı" dedirtecek figürler vardı.

Onların çalışma ve öğrenme aşkı karşısında nasıl keyif aldım anlatamam...

Sadece bu okulda değil, Türkiye’nin pek çok eğitim kurumunda böyle pırıl pırıl gençler yetişiyor.

Bu yüzden 20 yıl sonra bambaşka bir Türkiye’yi konuşuyor olacağız.

Bu ülkenin dünya çapında çok iyi modacıları da olacak, çok iyi sporcuları da, çok iyi sanatçıları da...

Diyeceksiniz ki, bu ülkenin doğusunda hala okulu olmayan köyler var, eğitimde eşitsizlik var...

Merak etmeyin 20 yıl sonra bu ülkenin çok iyi politikacıları da olacak...

Pro7 ve Sat1

Şimdi Ajdar’ı majdarı, Ahu’yu Meriç’i ekranda bin türlü saçmalığı tartışıyoruz ama Türk televizyonculuğunun geldiği noktayı da alkışlamamız gerekiyor.

Doğan grubu Pro7 ve Sat1’i almak için teklif verdi.

Alır alamaz, yapar yapamaz bilemiyorum ama bir Türk medya grubunun bunu düşünmesi ve bu adımı atması bile benim için yeter.

Arkadaşlar laf değil Pro7 ve Sat1’den bahsediyoruz...

Bırakın almayı ağzımız açık izlediğimiz, prodüksiyonlarıyla şaşırtan "Türk televizyonları asla böyle olamaz" dedirten kanallar bunlar. Hayal bile edeceğimiz bu kanalları "Kanal D" satın almaya çalışıyor.

Türk televizyonculuğu Ajdar seviyesinde tartışılmayacak bir noktaya gidiyor.

Beyaz’ın araba hikayesi

Beyaz Show, 10’uncu yılını önceki akşam Hilton’da verdiği davetle kutladı.

Bizim tanışıklığımız 10 yıldan da eskiye dayanıyor.

Kokteylde ayak üstü bir araya gelince, yanımda da eski arkadaşı Faik Erdemli’yi görünce eskilerden bir olayı hatırlattı.

Beyazıt 12-13 yıl önce tek kapı Honda Civic almaya niyetleniyor.

İstanbul’un bütün galerilerini geziyorlar bir tane vuruk olmayan Honda Civic bulamıyorlar.

Faik bunu duyunca, bir gün önce galeriye sattığı siyah tek kapı Honda Civic’i söylüyor Beyazıt’a...

Tek bir vuruğu çiziği yok, nefis bir araba...

Koşarak gidiyorlar galeriye.

Arabayı soruyorlar, galeri sahibi "Yıkamaya gönderdim şimdi getirir çocuk" diyor.

Beyazıt arabayı almaya kararlı, heyecanla bekliyor.

Araba tam köşeyi dönüyor...

Tam o sırada Beyaz’ın gözünden hızla gelen bir kamyon görüyoruz...

Ve sahne büyük bir çarpışmayla sonlanıyor.

"Şehrin tek çarpık olmayan Honda Civic’ini bulduk, o da gözümüzün önünde kamyonun altına girdi" diye anlatır Beyazıt bu olayı...

Bu olay yaşandığında Beyazıt’ın Renault 9 marka bir arabası vardı, ortada Beyaz Show falan yoktu, Radyo D’de program yapıyordu, en çok istediği araba tek kapı Honda Civic’ti...

Nice başarılı 10 yıllar diliyorum Beyaz’a.

Kadınlara öğütler

Dün Shopgirl filmindeki iki erkek arasında kalan kadını yazınca bir okurum aşağıdaki maili göndermiş.

Çinli bilgenin kadınlar için 5 öğüdü:

1. Ev işlerinde ve zor işlerde sana yardım edecek, aynı zamanda da iyi bir işi olan bir adam bulman önemlidir.

2. Esprili, nüktedan ve seni güldürmesini bilen bir adam bulman önemlidir.

3. Kendisine güvenebileceğin ve sana hiç yalan söylemeyecek bir adam bulman önemlidir.

4. Yatakta iyi olan ve seninle aşk yapmayı seven, sana her fırsatta sarılan bir adam bulman önemlidir.

5. Bu dört adamın birbirlerini tanımamaları çok önemlidir.
Yazarın Tüm Yazıları