18 Ekim Dünya Menopoz Günü

Güncelleme Tarihi:

18 Ekim Dünya Menopoz Günü
Oluşturulma Tarihi: Ekim 17, 2015 17:01

VAN HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ BULAŞICI OLMAYAN HASTALIKLAR VE KANSER ŞUBE MÜDÜRÜ BÜŞRA TAPAN SOĞANDA, DÜNYADA MENOPOZA GİRME YAŞININ 52 İKEN, TÜRKİYE'DE İSE ORTALAMA 47 OLDUĞUNU BELİRTEREK, KADINLARA BUNUNLA İLGİLİ BİR TAKIM UYARILARDA BULUNDU.

Van Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar ve Kanser Şube Müdürü Büşra Tapan Soğanda, dünyada menopoza girme yaşının 52 iken, Türkiye’de ise ortalama 47 olduğunu belirterek, kadınlara menopoz ile ilgili bir takım uyarılarda bulundu.
18 Ekim Dünya Menopoz Günü ile ilgili açıklamalarda bulunan Büşra Tapan Soğanda, menopozun kelime anlamının kadının adet kanamalarının, dolayısıyla üremenin olmaması olduğunu belirtti. Menopoz sürecinde yumurtalıkların yumurta üretmeyi kesmeye başladığını belirten Soğanda, “Kadınlık hormonlarının üretimi azalmaya başlar ve sonrasında da tamamen durur. Genellikle bu dönemde adet kanamalarının aralıkları seyrekleşip sonrasında tamamen kesilirken, bazen bir anda da kesilebilir. Sağlıklı bir kadının bir yıl boyunca adet görülmemesi menopoz olarak tanımlanmaktadır. Genelde 45-55 yaş arasında olan bu değişim dönemi olağan ve doğal bir durumdur. Dünyada menopoza girme yaşı 52 iken, Türkiye’de ise ortalama 47’dir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre 2012 yılında dünyada her iki cinsiyet için beklenen yaşam süresi 70 iken, Türkiye’de ortalama 70-79 yaş arasındadır. Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamalarına göre kadınlar erkeklerden daha uzun yaşamaktadır. Altmış yaş üzeri insanların yüzde 54’ü kadınken, 75 yaş üstü yüzde 60 ile 90 yaş üstünün ise yüzde 70’in üzerine çıkacağı tahmin edilmektedir. Başka bir deyişle, kadınlar, yaşamlarının büyük bir bölümünü menopoz sonrası sağlık sorunlarıyla geçirmektedir. Kadınlar için menopoz sonrası yaşam sürecinin uzaması ve menopoz sonrası sağlık sorunlarıyla karşılaşma riskinin artması nedeniyle bu dönem halk sağlığı açısından da büyük önem taşımaktadır” dedi.
Uluslararası Menopoz Topluluğu (IMS) ve DSÖ 18 Ekim’i Dünya Menopoz Günü olarak kabul ettiğini, böylelikle tüm dünyadaki kadınların menopoz ve ilişkili sağlık sorunları açısından bilinçlendirilmesinin amaçlandığını anlatan Büşra Tapan Soğanda, “Herkeste aynı olmamakla birlikte, kadınlık hormonlarının azalmasıyla bazı belirtiler oluşmaya başlar. Yaygın olarak çarpıntı, sıcak basmaları, gece terlemeleri, ciltte kızarma, uykusuzluk; daha nadir olarak da unutkanlık, baş ağrısı, cinsel isteksizlik, sinirlilik, depresyon, unutkanlık, eklem ağrıları, kilo almaya yatkınlık görülmektedir. Hormonal değişikliklerden dolayı bütün bu yaşananlar fizyolojik olaylardır. Kadınlık hormonlarının azalması uzun dönemde kadınlarda kemik kaybı ve osteoporoza (kemik erimesi), kolesterol düzeyinde değişikliklere ve kalp hastalıkları riskinde artışa neden olabilir. Ayrıca menopoz sonrasında herhangi bir kanama olması, başka sağlık problemlerinin habercisi olabileceğinden en kısa zamanda doktora başvurulması gereken bir durumdur. Menopozda azalan hormonların yerine konması tedavisi, bazı yan etkileri olsa da sıcak basması, gece terlemesi şikayetlerin olduğu dönemin daha rahat geçirilmesine yardımcı olmaktadır. Bu yaklaşım, osteoporoz (vücudumuzdaki kemiklerin sertliklerinin azalıp, kalitelerinin bozulması) ve kırıkların önlenmesinde de kullanılabilecek uygun bir yöntemdir. Menopoz ve sonrasında kadınlarda meme kanseri ve diğer jinekolojik kanserler daha sık görülmektedir. Bu nedenle tüm kadınların menopoza geçiş ve sonrasında mutlaka ilimizde bulunan Van Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi binasında hizmet veren Kanser Erken Teşhiş Taram ve Eğitim Merkezi’ne (KETEM) giderek sağlık kontrollerini yaptırmaları, mamografi, jinekolojik ultrasonografi, rahim ağzından sürüntü (pap smear) ve HPV taramalarını yaptırmaları şarttır” ifadelerini kullandı.
Sağlıklı menopozun ip uçlarıyla ilgili uyarılarda da bulunan Büşra Tapan Soğanda, “Bedensel etkinliği arttırmak için her gün veya en azından haftada 3 gün en az 30 dakika orta düzeyde bedensel etkinlik yapılması önerilmektedir. Kafein (daha az çay, kahve, kola gibi), şeker, tuz ve alkol tüketiminin azaltılması engellenmesi uygundur. Sigara içilmemesi gerekir. Yağdan fakir, yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmesi, yeterli miktarda kalsiyum ve D vitamini içeren gıdaların tüketilmesi önerilir. Düzenli ve yeterli uyku uyunması, uykusuz kalınmaması önerilir. Kan basıncı, kolesterol ve diğer kalp hastalığı riskleri için düzenli sağlık kontrollerinin yaptırılması uygundur. Kemik erimesinin olup olmadığının araştırılması için hekime başvurulması, gerekli görüldüğünde hekimle tarafından gerekli desteklerin sağlanması gerekir” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!