18 Bu son görüşünüz

YAŞADIĞIM günü yastığa, sonra da uykuya götürüp, ömrün geçen hanesine o mahut çarpıyı koymadan önce, gazetemizin "yarın haberleri"ne bakarım.

Haberin Devamı

Bakamadığımda o gecem eksik kalır.

Ki bilirim gecesi eksik kalan, sabaha aynı yerde(n) uyanır.

Bakarım ekrandaki haberlere; yenilenirim.

Bugün kurumsal bilgisayar ağımızın ekranında -kendimle başbaşa- okuduğum haberlerin, yarın milyonlara ulaşacak olmasının hazzı mıdır.

Yarının haberlerini herkesten brüt 24 saat önce bilmenin, bencilliği/ayrıcalığı mı...

Belki de her gün bir sırrı koynuna alarak yatmanın, sonraki güne sarılan sevgili düşleri mi.

* * *

Mesleki bir ön alma refleksi, zorunlu, görevsel ama keyifli bir alışkanlık da denilebilir.

Ama tam da öyle değil, biliyorum.

Bugün yarının haberlerini okumak, yarın çıkacak gazetemizi benim için "bildik" kılmaz.

Elimdeki gazetenin teması, kokusu, mizanpajı her zaman farklı, yeni gelir.

* * *

Geceyarıları mesleki/keyfi seremonim bununla sınırlı kalmaz.

Hürriyet'in internet sayfasına girerim, günü yorganlamadan.

"An"ın haberlerine bakarım.

Haberin Devamı

Önceki gece girdiğimde, önümdeki ekranda masmavi, yemyeşil bir koy açıldı.

Ambargolarla, gerillavari hücumlarla kuşatılmış eski bir doğa cumhuriyeti.

Alamo Kalesi savunmasındaki gibi nafile direniyor talana.

Manşetine bakıyorum fotoğrafın:

"Marmaris'i böyle son görüşünüz."

* * *

Paul Auster'in hikayesinden beyaz perdeye uyarlanan "Smoke" filminden bir sahne geliyor aklıma.

Tütün dükkanının sahibi Harvey Keitel'ın her sabah aynı saatte dükkanının karşısında aynı yerden çektiği tek kare fotoğraf.

Aynı köşeyi yıllar boyu aynı açıdan fotoğraflamak.

Düşünüyorum o sahneyi.

Yüzlerce fotoğrafçı Ankara'nın değişik yerlerini, mesela AOÇ'yi, Gençlik Parkı'nı, Gar'ı, hatta sokakların isim tabelalarını öyle fotoğraflasaydı.

Yıllar boyu.

Ve biz yayınlasaydık:

"Ankara'yı böyle son görüşünüz..."

Yazarın Tüm Yazıları