163 için artık çok geç...

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Son günlerde kamuoyunu karıştıracak yeni bir madde daha geldi gündeme: Milli Güvenlik Kurulu, Türk Ceza Kanunu'nun lağvedilen 163'üncü maddesini daha da şiddetlendirmeyi öngören bir yasa taslağı hazırlıyormuş.

Bu madde biliyorsunuz, 1991 yılında Turgut Özal'ın ‘Terörle Mücadele Yasası’ çıkarmak gerekçesiyle laik Cumhuriyet’e attığı kazık sonucu - üstelik SHP'lilerin de desteğiyle - lağvedilmişti.

Başbakan Mesut Yılmaz bu konuda sadece, ‘‘Böyle bir mesele hükümetin gündeminde yok’’ dedi. Biraz sıkıştırılınca da ‘‘irtica ile mücadelenin esasen hükümetin meselesi olduğunu’’ söylemekle yetindi.

Şimdi Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in aynı konudaki düşüncelerini Hürriyet'in sorularına verdiği yanıtlardan öğrendik. Sayın Cumhurbaşkanı:

‘‘163 (Meclis'ten) çıkmaz. MGK Genel Sekreterliği de kanun yapmaz. Genel Sekreterlik daha çok MGK'ca tavsiye edilmesi istenen şeyleri hazırlar. Böyle bir şey de yoktur’’ demiş.

Söz konusu 163'üncü madde bilindiği gibi ‘‘Laikliğe aykırı olarak, devletin sosyal veya ekonomik veya siyasi veya hukuki temel düzenini, kısmen de olsa dini esas ve inançlara uydurmak amacıyla cemiyet tesis, teşkil, tanzim veya sevk ve idare eden’’lere sekiz yıldan 15 yıla kadar ağır hapis cezası verilmesini öngörüyordu.

‘‘Dini veya dini hissiyatı veya dince mukaddes tanınan şeyleri alet ederek her ne suretle olursa olsun propaganda yapan veya telkinde bulunan kimse’’ye de 5 ila 10 yıl arasında ağır hapis cezası verilmesini emrediyordu.

Bu sütunun eski izleyicileri anımsarlar: Biz 163'üncü maddenin kaldırılmasına o zaman çok karşı çıktık ama kimseye dinletemedik. Zaten o zaman da yapılması gereken -Prof. Dr. Bülent Tanör'ün daha sonra ifade ettiği gibi- 163'üncü maddeyi kaldırmak değil, laik cumhuriyeti korumayı amaçlayan bir anlayış içinde değiştirmekti.

Olmadı. Kimse bunun üzerinde de durmadı. Üstelik Turgut Özal, ‘‘herkesten daha özgürlükçü’’ görünmeye meraklı sol kesim aydınlarının desteğini de yanına alarak bu maddeyi yürürlükten kaldırdı.

Şimdi birçoğunun aklı başına geldi ama, Türkiye o arada o kadar değişti ki, artık 163'üncü maddeyi aynen veya daha şiddetlendirerek getirmeye kalkanın aklı acaba başında mı, değil mi diye sormak lazım.

Gerçekten 163'ü getirseniz ve şiddetle uygulamaya kalksanız artık ülkenin hapishanelerinde adam koyacak yer bulamazsınız. O nedenle 163'ü tekrar -veya şiddetlendirerek- getirmeyi değil, Türkiye'deki irtica tehlikesini ortadan kaldıracak başta eğitim olmak üzere öteki önlemleri nasıl alacağımızı konuşalım. Örneğin Süleymancıların elindeki yurtlarda bulunan 160 bin ila 200 bin arasındaki kabiliyetli ve çalışkan köy çocuğunu onların pençesinden nasıl kurtacağımıza yanıt arayalım. Kuran kurslarını denetim altına alalım. Her vakfın ve her derneğin her kuruşunun hesabını soralım. Yasadışı bağışları çok ağır suç haline getirelim. Camileri yasadışı eylemler için kullananı pişman edelim. Kısaca bize düşeni önce yapalım da sonra ötekilerden hesap sormaya kalkalım.

Yazarın Tüm Yazıları