10 bin nüfuslu uzay kentleri düşleri ne oldu?

Güncelleme Tarihi:

10 bin nüfuslu uzay kentleri düşleri ne oldu
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 13, 2006 00:00

Amerikan Uzay Ajansı NASA, yetmişli yıllarda dev uzay kentleri tasarlamıştı. Bu kentlerde sözde on binlerce insan yaşayacaktı. Oysa Uluslararası Uzay İstasyonu’nda topu topu iki astronot kalıyor bugün. İnsanın hayal gücünü zorlayan bu tasarımlardan en ilginçlerini sayfaya alıyoruz...

Uzay aracı yavaş yavaş hedefine yaklaşırken, uzay sakinleri üzerinde dev bir aynanın asılı olduğu bir tekerleği görüyorlar. Yansıtıcı, güneş ışığını evlere, fabrikalara ve bahçelere taşıyor. Kozmik halka olarak biçimlendirilen tüpün uzunluğu neredeyse altı kilometre, çapı ise 130m kadar. İşte bu ve buna benzer tasarımlar yetmişli yıllardaki Nasa araştırmalarıyla doğmuştu.

Uzay ajansının, uzay yolculukları enstitüsü ve üniversitelerin bilim adamları bir araya gelerek müthiş projeler üzerinde çalışıyorlardı. Üstelik bu projeler sadece uzay istasyonlarıyla da sınır değildi. Bilim adamları 10.000 nüfuslu uzay kentlerinin hayaliyle yaşıyordu.

1960’ların heyecanı
/images/100/0x0/55eb4de9f018fbb8f8b8a038

Uzayda yaşam fikri özellikle de altmışlı yılların sonunda Amerika’nın Ay yolculuklarıyla elde ettiği başarılardan sonra heyecan yaratmaya başladı. Anlaşılan bu başarı bilim adamlarını o kadar yüreklendirmişti ki bilim kurgu romanlarında bile görülmeyecek tasarımlar çıkmıştı ortaya.

Onlarca projeden sadece biri gerçek oldu. Uluslararası Uzay İstasyonu’nda günümüzde dönüşümlü olarak iki astronot kalıyor, onlar da sadece bilimsel araştırmalarla ve istasyonun bakımıyla uğraşıyorlar. Oysa neler neler hayal edilmemişti ki? Mesela traktörler uzay istasyonundaki tarlaları bile işleyecekti.

Düşlerdeki uzay kentleri gerçekten de çok ilginç. Nasa’nın Virginia’daki Langley Araştırma Merkezi’nde altmışlı yıllarda şişirilebilir uzay tekerlerleri tasarlandıktan sonra bu tekerlek kent için gerekli malzemeleri bile test ettiler Nasa mühendisleri.
/images/100/0x0/55eb4de9f018fbb8f8b8a03a

Uzay Yolu

Ve Stanley Kubrick 1968 yılında çevirdiği "2001 Ğ Uzay Yolu Macerası" filminde, dairesel körük biçiminde bir uzay istasyonu modeli kullandı.

Yetmişli yılların tasarımcıları böylece iş başına koyuldular. Uzay kentler, Ay gibi dünyanın etrafındaki yörüngede dönmeliydi ve her iki gökcismine de aynı uzaklıkta bulunmalıydılar.

Fransız matematikçi Joseph Lagrange tarafından keşfedilen Dünya/Ay sistemindeki L4 ve L5 noktaları sağlam denge durumlarıdır ve bu nedenle de yörünge yerleşmeleri için uygun yerlerdi. Yapı malzemeleri Ay’dan temin edilebilirdi.

Bilim adamları malzeme nakli için ilginç bir araç tasarladılar. Atomla çalışan dev bir top, malzemeleri silindir mermiler şeklinde inşaat yerine fırlatacaktı. Dev bir hava silahı ilkesine göre geliştirilen bu kozmik nakil aracı 30 saniyede bir yaklaşık 50 tonluk yükü uzaya taşıyabilirdi. 1975 yılında yapılan hesaplar böyleydi.

Kozmik ışınlardan korunma
/images/100/0x0/55eb4de9f018fbb8f8b8a03c

Uzay kentlerinin enerjisi, güneş enerjisi santrallerinden elde edilecekte. Bilim adamları eski vatanla sürdürülecek sıkı ekonomik ilişkilerin, uzay kolonileri için önemli olduğunu düşünüyorlardı. Fakat gıda üretimi için Dünyadan bağımsız bir endüstri fikri biçimlenmişti. 63 hektarlık bir tarım alanı uzay sakinlerini doyurabilirdi.

Uzay, yaşam, çalışma hayatı ve aile kurma çabası açısından Dünyadan farklı olmamalıydı. Rotasyonlar sayesinde dev tekerlekte yaratılacak yapay yerçekimiyle bilim adamları kemik ve kas erimesinin önlenebileceğini hesapladılar. Ve uzay tekerleğinin dış yüzeyine yerleştirilen Ay taşları, Dünyadan göçen uzay sakinlerini kozmik ışınlardan koruyabilirdi.

Yetmişli yılların tasarımcıları, içi boş tekerlek biçimindeki uzay kentlerini 21.yy’da gerçekleşecek vizyonlar olarak görülüyordu. Hiç kimse yer kıtlığı konusunda endişeli değildi, dört katlı yapılarda herkese 49 metrekarelik özel yaşam alanı kalacaktı.

Spiegel Online’dan özetlediğimiz bu habere göre, uzayda yaşam projesi aslında hiçbir zaman NASA’nın resmi programı olmamıştı. Fakat bilim adamları uzayda yaşamın günün birinde insanlar için bir alternatif olabileceğine inanıyorlar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!