Zayıflatıcı destekler işe yarıyor mu

Kilo kaybını hızlandırdığı ya da yağları erittiği (!) ileri sürülerek satılan besin desteklerinin çoğunun işe yaradığını gösteren hiçbir güvenilir bilimsel kanıt yoktur.

Bizim kanaatimiz de bu desteklerin kilo kaybı sağlayacağı umularak kullanılmamaları gerektiği yönündedir. Hiçbir bilimsel kilo kaybı yönetimi programı, özel bir tıbbi sorun söz konusu olmadıkça veya ortada hastalık düzeyinde, yani ağır derecede bir şişmanlık hali söz konusu olmadıkça reçete ile satılan ilaçları da kilo kaybı sağlayan destekleri de tavsiye etmiyor. Bu konuyu biraz daha açmakta, kafanızdaki soruları biraz daha azaltmakta yarar var.

REÇETELİ OLANLAR BİLE DİKKATLE KULLANILMALI

Reçete ile satılan ve yalnızca uzman doktorların yazabileceği kilo kaybı sağlayan ilaçların başında "Sibutramin" geliyor. Bu ilaçlar arasına yakın bir geçmişte "Rimonabant" içeren biri daha eklendi. Daha önce reçete ile satılırken, şimdi ABD ve diğer bazı ülkelerde reçetesiz satışına izin verilen "Orlistat" ihtiva eden ilaçlar da bu grupta yer alıyor. Hiçbir hastanın bu ilaçlara kesinlikle kendi kararları ile başlamamaları gerekiyor. Eczacıların reçetesiz olarak bu ilaçları hastalarına satmamaları da yasal bir zorunluluk! Diyet uzmanlarının, egzersiz uzmanlarının, yani doktorlar dışında kalan sağlık çalışanlarının da bu ilaçları hastalarına önermeleri, yazmaları veya kullandırmaları tıbbi bir suç kabul ediliyor.

BİLİMSEL KANITLAR YETERLİ DEĞİL

Besin desteklerine gelince durum biraz farklı. Bu alanda müthiş bir ticari rant var. Besin desteği üreticileri her yıl değişik ürünleri şu veya bu isim ya da kılıf altında, "Kilo vermeye yardımcı olur" gibi yuvarlak cümlelerle pazarlamaya çalışıyorlar. Aslında bu güne kadar hakkında ciddiye alınabilecek birkaç çalışma olan CLA, Carnitin ile daha çok sayıda çalışma bulunan Chromium ve Yeşil çay özütü (epigallokateşin) dışında kalan bütün desteklerin herhangi bir yararının olmadığı belirtiliyor. CLA ve Carnitin’i biz dahil birçok kilo yönetimi merkezi ciddi bir kilo yönetimi programı altında izledikleri hastalarına bazen önerebiliyor. CLA’nın ve Carnitin’in yağ-kas dengesini etkileyebileceğini, yağ mobilizasyonunu hızlandırabileceğini gösteren çalışmalar bu düşünceye temel teşkil ediyor. Bununla birlikte ne CLA ne de Carnitin kullanarak (diyet ve egzersiz yapmadan) kilo vermenizin mümkün olmayacağını aklınızdan çıkarmamalısınız.

KROM ETKİLİ OLABİLİR Mİ

Chromium picolinate’a gelince... Krom mineralinin insülin-şeker ilişkisini düzenlemede faydalı olduğunu, hiperinsülineminin neden olduğu kilo problemlerinin çözümünde faydalı olabileceğini biz de kabul ediyoruz. Bununla birlikte Chromium’un gücünü fazla abartmamak gerektiği kanaatindeyiz. Biz, ciddi düzeyde hiperinsülenimisi olanlarda "Metformin" içeren reçeteli ürünlerden faydalanmayı tercih ediyoruz. Yeşil çayın içinde bulunan kateşinlerin metabolizmayı az da olsa hızlandırabileceğini gösteren birçok çalışma var. Biz, kilo programına aldığımız hastalarda kalori kısıtlaması, aktivite artışı ve davranış değişikliğinin esas oyuncuları olarak kabul ediyoruz. Bir destek arayışı içerisinde olan hastalarımıza yeşil çaydan faydalanabileceklerini söylüyoruz. Yeşil çayı, çay olarak içmelerinin daha doğru olacağını hatırlatıyoruz. İsterlerse ve ekonomik imkanları müsaitse yeşil çay özütlerinden faydalanmalarında herhangi bir mahsur görmüyoruz.

BUNLAR FAYDASIZ

Garsinia gambocia, citrimax (Hidroksi Citric Acid), Hoodia, HCA, kafein veya kalsiyum içeren desteklerin ve bunlardan yapılan karışımların ise herhangi bir faydasının olmadığı kesindir. Bunlara hiçbir şekilde para harcamamak, vücudu bu gereksiz ve faydasız desteklerle doldurmamak gerekiyor. Bu ürünlerin etkinliğini gösteren güvenilir bilimsel çalışmalar yok! Kilo verebilmek amacıyla besin desteklerinden medet umuyorsanız yanlış yoldasınız demektir. Bu ürünlere boş yere para harcamanın çoğu kez hiçbir faydası olmuyor. Bu desteklerle bedenler değil, olsa olsa cüzdanlar zayıflıyor. Bu destekleri içeren ürünleri ağızdan almanın da, vücuda bant şeklinde yapıştırmanın ya da krem şeklinde sürmenin de bir faydasının olmadığını bilmenizde yarar var. Bu ürünlere harcayacağınız paraları evinizde egzersiz yapabileceğiniz ucuz, güvenli ve etkili aktivite cihazlarına veya yürüyüş ayakkabısı, pedometre, nabız ölçer gibi egzersiz ekipmanlarına harcamanızı tavsiye ediyoruz. Sırası gelmişken bu destek ürünlerden bazılarının zararlı olabileceğini de hatırlatalım. İçinde 5 HTP, Efedrin efedra-, Ma Huang bulunan tiroid hormonları ihtiva eden destek ürünlerinden kesinlikle uzak durun.

Bel kayması nedir

Bel kayması herhangi bir zorlama veya büyük bir travma sonucu bir omurun diğerinin üzerine kaymasıdır. Genellikle düşmeler, trafik kazaları ve ani hareketler sonucu meydana gelir. Bel kaymasında bel fıtığından farklı olarak sorun omurlar arasındaki yastıkçıklarda değil kemikte oluşur. Yumuşak dokuyla ilgili hasar söz konusu değildir. Bunun tedavisi, hastada kaymaya bağlı kalıcı birtakım problemler oluşmamışsa mümkündür. Ama çok büyük bir risk teşkil ediyorsa o zaman cerrahi müdahale gerekir. Bel kaymasında kemik yapıda bozulma olduğu için hasta felç olabilir. Bunun da dereceleri vardır. Bunlara göre hastaya tedavi veya cerrahi önerilir.

Birçok kişi zamanının büyük bir bölümünü işyerinde geçiriyor, bu süre içinde sağlıklı bir bel için yapılacak şeyler var mı?

En önemli şey düzgün bir pozisyonda oturmaktır. Belin destekli şekilde olması gerekir. Bel desteksizken omurlara binen yük maksimuma çıkar. İnsan oturduğu anda bele binen yük kilosunun iki mislinden fazla artar. 70 kiloluk bir insanda yatarken bele 20 kilo yük biner. Ayakta bu yük 120, otururken 140 kg’a kadar çıkar. Oturuş pozisyonu çok önemlidir. Eğik durmak belki kısa vadede sorunsuz ve rahat gibi gözükebilir ama zamanla omurlardaki statik dengeleri bozarak büyük sorunlar ortaya çıkar.

Bel sorunlarının doğmasında oturma ve ağır yük kaldırma kadar vücudu yanlış şekilde döndürmenin de etkili olduğu söyleniyor, doğru mu?

Gün içinde farkında olarak veya olmayarak en çok yaptığımız hareketlerden biri de dönmek. Dönmek de en az yük kaldırmak kadar bele ağırlık bindiren ve yanlış yapıldığında omurlara zarar veren bir hareket. Bu nedenle dönüşlerin ve eğilmelerin tüm vücutla birlikte yapılmasında fayda var. Sadece beli kullanarak dönmek yerine ayaklarla birlikte tüm vücudu döndürmek ise bele kesinlikle zarar vermez.

(Devam edecek...)

Tansiyon ilaçları cinsel işlevleri bozar mı

Tansiyon yüksekliği, herhangi bir belirti vermeyebilir ama cinsel yaşam üzerine etkisi olabilir. Cinsel etkinliğin kalp yükünü artırarak krizi davet edebileceği tartışılırken yüksek tansiyonun da cinsel istek ve işlev üzerine olumsuz etkileri gündemdeki yerini korumaktadır. Bu tartışmalara bir de tansiyon düşürücü ilaçların bazılarının cinsel etkinliği azaltan yan etkileri eklenince kafalardaki soru işaretleri artmaktadır. Yıllar içerisinde, tansiyon yüksekliği, kolesterol fazlalığı gibi nedenlerle ateroskleroz (damar sertliği) geliştiğinde bu durum penisi besleyen damarları da etkiler. Azalan kan akımı, ereksiyon (sertleşme) sorununa yol açabilir. Yüksek tansiyonun etkisiyle, ejakülasyon (boşalma) ve cinsel istekte azalma olabilir. Bir kez bu sorunları yaşayan erkeğin, yeniden karşılaşma kaygısıyla, cinsel ilişkiden uzak durmaya çalışması cinsel yaşamını olumsuz yönde etkiler. Kadınlarda, fazla sayıda araştırma olmamakla birlikte, yüksek tansiyon nedeniyle vajinal kanlanmanın azalmasına bağlı olarak vajinada kuruluk hissi, ilişkide zorlanma, orgazm sorunları ve sonuçta kaygı bozukluklarına kadar giden psikolojik tablolar oluşabilmektedir.

Hangileri daha dikkatli kullanılmalı

Tansiyon ilaçları arasında cinsel işlevler üzerinde olumsuz etkileri olanlar vardır. Merkezi etkisi olan, sinirler aracılığıyla beynin uyarılarını kalbe ileterek atım sayısını değiştiren, damarların büzülmesini sağlayan clonidine, metyldopa gibi ilaçlar cinsel isteği de azaltabilir. Beta alıcıları durdurarak kalp atım sayısı ve damarlar üzerinde etki yaratan propranolol, atenolol gibi ilaçlar da cinsel işlevlerde azalmaya yol açabilir. İdrar miktarını artırarak tansiyonu düşüren ilaçlar (diüretikler) seyrek de olsa cinsel isteği azaltabilir. Kalsiyum kanallarını engelleyen ilaçların, anjiyotensin dönüştürcü enzimi durdurarak tansiyonu düşürenlerin (ace inhibitörleri) ve anjiyotensin II engelleyicilerin örneğin irbesartan, candesartan gibi ilaçların cinsel yaşam üzerine olumsuz etkisi belirgin değildir. İster tansiyon yüksekliğinden, ister tansiyon düşürücü ilaçlardan kaynaklansın, tüm yakınmalarınızı sizi izleyen doktorla paylaşırsanız çözüme ulaşmanız kolay ve hızlı olacaktır.

Renkli bakliyat daha faydalı

AKLINIZDA OLSUN

Renkli bakliyat grubu besinlerin polifenol içerikleri daha fazladır. Kırmızı, siyah, sarı veya bej renkli bakliyatlar (kırmızı fasulye, mercimek) daha fazla antioksidan polifenol içermektedir. Bu küçük farklılık vücudunuza daha fazla antioksidan kazandırmada avantaj sağlayabilir.

Merdiven deyip geçmeyin

BİR BİLGİ

Hareketli bir hayatın sağlığa iyi geldiği ve kiloyu koruduğunu bilmeyen kalmadı ama bazı rakamları bilmek gerçeği daha iyi kavramaya yardımcı oluyor. İşte o rakamlardan biri. Siz de bir kenara not edin: Her gün 45 basamak merdiven çıkmak yılda 2 kilo götürüyor.

DİYET GÜNLÜĞÜ

Sorularınız için: Tel: (0212) 236 73 00

Evde diyet yapmam çok zor, kendime göre alışveriş yapmam gerekiyor. Alışveriş listem çok farklı olmak zorunda mı?

Alışveriş yaparken zayıflayın

Diyet yaparken alışveriş yapmak kafa karıştırıcı olabilir. Kendinize özel bir listenin alışverişinin de kendinize özel olması gerektiğini düşünebilirsiniz. Ancak listedeki yiyecekler temel besin gruplarından farklı yiyecekleri içermez; süt, yoğurt, et, ekmek ve tahıl grubu, sebze ve meyve grubu... İşte size püf noktaları:

Bol bol sebze ve meyve satın alın

Evde enerji değeri yüksek besinler (çikolata, tatlılar, kuru meyveler, kekler ve pastalar) bulundurmayın, bunları satın almayın.

Satın alırken meyvelerin en küçüklerini ve en tazelerini seçin.

Alışveriş listenizi önceden hazırlayın ve sadece listenizdeki şeyleri alın.

Boş mide ile alışverişe çıkmayın, ne kadar açsanız o kadar çok yiyecek satın alırsınız.

Her ürünün en küçük boyunu satın alın.

Günde 8 bardak su içiyorum. Ama bazen çok çay içtiğimden bu miktar azalıyor. Çay, kahve de su yerini tutar mı?

Çay-kahve suyun yerini tutar mı

İçtiğiniz sıvıların her zaman su olması şart değil tabii ki. Kahve, su yerine geçer dersek yanlış olur. Aralarda bitki çayı, normal çay, çok fazla olmamak şartıyla, anemi, kabızlık gibi probleminiz yok ise kahve, meyve suyu, soda gibi içecekler tüketmeniz de size yarar sağlayacaktır. Fakat günlük su tüketiminizi yine de 6 bardağın altına düşürmemenizi tavsiye ederim. Su dışındaki sıvılardan şeker, yani boş kalori almamaya özen gösterin. Özellikle yaz aylarında alkol ve gazlı içecekler miktarı artıyor. Bunun yerine önce suyu artırmak, bu tarz içkileri de sadece özel günlerde tüketmek kilonuzu korumak için daha uygun olacaktır. Çay (bekletilmemiş ve çok demlenmemiş) antioksidan yönünden zengindir. Özellikle yeşil çaydaki antioksidan miktarı daha yüksek. Bu nedenle yemeklerden 1 saat sonra yani yıllardır süren şu güzel "beş çayı" alışkanlığımıza yanına karbonhidrat ve yağdan zengin poğaçalar ilave etmeden devam edebilirsiniz.
Yazarın Tüm Yazıları