Yurt dışındaki yatırımcılar tedirgin

ADINA global bir kriz denmiyor, ama dünyanın çeşitli yerlerinden olumsuz ekonomik haberler gelmeye devam ediyor. Gelişmiş ve gelişen piyasalara yönelik olarak kötümserlik giderek artıyor. Yatırımcılar tedirgin.

Dün de yazdığım gibi, Brezilya ekonomisi bıçak sırtında. Kurtulmak için ABD Hazine Bakanı'nın ağzından çıkacak lafa bakıyorlar. Brezilya'nın dış borçlarını ödeyememesi durumunda krizin tüm Güney Amerika kıtasına ve oradan diğer kıtalara yayılabileceği konuşuluyor. Ciddi bir tehdit söz konusu.

Arjantin ekonomik ve siyasi bir kaos içinde. Siyaset çözüm üretemiyor. Çözümsüzlük ekonomik şartları daha da ağırlaştırıyor. Ekonomik açıdan bir zamanların dünyanın yedinci en büyük ülkesi giderek fakirleşiyor.

Uruguay çok ciddi bir bankacılık krizi yaşıyor. IMF'den alacakları 1.5 milyar doların yeterli olup olamayacağı şüpheli.

Kuzey Amerika muhasebe skandallarıyla çalkalanıyor. Dünyanın en gelişmiş mali piyasalarına yatırımcıların güveni kayboldu. Ciddi boyutlarda sermaye çıkışları yaşandı. Dolar değer kaybetti, sonra toparlandı.

İŞTAH KAÇTI

Amerika'da ortaya çıkan muhasebe oyunları ve bunun ekonomik sonuçları Avrupa piyasalarını da etkiledi. Avrupa borsaları düşüş rekorları kırıyor. Şirketlerin değeri düşüyor. Bir zamanların en değerli şirketleri yok oldular. Bankalar hem şirket batışlarından hem de Latin Amerika'daki ekonomik kaostan zarar etmeye başladılar.

Dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşanan bu çeşit olumsuzluklar yatırımcıların risk alma iştahını yok etmiş durumda. Mali sistem geçmişe göre reel olarak küçüldü. Bu şartlarda, kurunun yanında yaşında yanması olasılığı arttı.

Bizim gibi ev ödevlerini yapan ülkeler dünya mali sisteminin küçülmesinden olumsuz etkilenmeye başladılar. Yatırımcıların risk algılaması arttığından, yapısal reformlarını yaptıkları halde, gelişmekte olan piyasalara mali fonların akması yavaşladı.

TÜRKİYE

Konu Türkiye açısından da çok önemli bir hale geldi. Dış borçlarımız 120 milyar dolara yaklaştı. Kısa vadeli dış borçlarımız ise 14.5 milyar dolar. Son onbeş ayda 14 milyar dolar kısa vadeli dış borcumuzu zaten ödemek zorunda kaldık. Resmi beyanlara göre, devlet gelecek yıl 5 milyar dolar civarında dış borç almanın hesaplarını yapıyor.

Yurt dışındaki ortalama bir yabancı yatırımcı gözüyle ‘‘Türkiye’’ IMF tarafından ayakta tutulan bir ülke konumunda. ‘‘IMF tarafından kurtarılmış’’ ülkeler bu damgayla, olduğundan daha da riskli kabul edilebiliyorlar. Risk alma iştahının kapanmakta olduğu bir dönemde bu damgayla Türkiye ekonomisinin yurt dışı borçlanmaları giderek zorlaşıyor.

Yurt dışı piyasalar açısından giderek zor bir döneme giriyoruz. Şartlar radikal bir biçimde değişmediği taktirde, gelecek yıl ‘‘bütçe disiplini’’ çok daha önemli bir konu haline geliyor. Mümkün olduğunca devletin borçlanma ihtiyacının düşürülmesi gerekiyor. Bir kazaya uğramamak için ev ödevlerimizi zamanında ve eksiksiz olarak yapmamız şart.

Bu ortamda özlenen ekonomik büyümeyi bir süre daha unutmamız gerekecek. Dünya ekonomileri çok zor şartların içinde debelenmekte. Yabancı mali yatırımcıların Türkiye iştahını canlı tutabilmek için Avrupa Topluluğu üyeliği bir başka açıdan da Türkiye için önemli bir hale geldi.
Yazarın Tüm Yazıları