Yunanistan'daki paniğin nedeni

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Türkiye'nin Avrupa'ya yakınlaşmasına inatçı engel, S-300 füzeleri, Balkanlar'daki zıtlaşma... Yunanistan ısrarla Türkiye ile ilişkilerini germeye çalışıyor. Üstelik son birkaç yıldır, ‘‘Türk düşmanlığı’’ Yunan kamuoyuna dönük seçim yatırımı boyutunu aştı, her an sıcak çatışmaya dönüşecek risk taşır hale geldi.

Atina sanki önceden belirlediği takvime uygun davranıyor.

Bu takvimde sapma yaratacak uluslararası arabuluculuk girişimlerine, Ankara'nın yumuşama sinyallerine kulak asmıyor.

Bazı çevrelere göre Türkiye ile çatışmanın kaçınılmaz olduğu görüşünü taşıyan Atina, sıcak saatleri mümkün olduğunca öne çekmeye çalışıyor.

Çünkü Atina, zamanın Türkiye'den yana işlediğini biliyor...

* * *

Yunanlı Thanos Dokas ve Nikos Proronotarios, ülkelerinde Türkiye uzmanı sıfatıyla tanınır. Bu ikili, Yunan Milli Savunma Akademisi ve Deniz Harp Okulları'nda ders ve konferans verir.

1994 tarihinde kaleme aldıkları ‘‘Türkiye'nin askeri gücü’’ başlıklı kitapta, Türk ordusunun Körfez Savaşı sonrasında geliştirdiği yeni savaş anlayışını övdüler:

‘‘Türk genelkurmayı, Irak savaşında edinilen tecrübeler ışığında Airland Battle (Kara ve Hava Kuvvetleri'nin müşterek harekâtı) fikrini benimsedi. Bu çerçevede ve ABD örneğinde olduğu gibi Kara Kuvvetleri'nin ana muharip birlikleri olan tümenleri süratle tugay seviyesine dönüştürdü. Alaylar da taburlara dönüştü. Özellikle yüksek ateş gücü olan, süratle hareket edebilen birliklere ağırlık verildi. Yeni fikirlerin icra safhasına konulması Türk Silahlı Kuvvetleri'nin önce yarı profesyonel sonra tam profesyonel olarak yeniden yapılması ile mümkün olacaktır.’’

* * *

Ancak Yunanlı askeri uzmanları, Türk ordusunun insan kaynaklarındaki bu gelişme kadar silah ve teçhizat düzeyinin tedirgin ettiği de ortada...

İki yazar, Türk Savunma Sanayii'nin gücü hakkındaki analize şu gerçekçi tespitle başlıyor: ‘‘1974 (Kıbrıs Barış Harekâtı) karar yılı olmuştur. Çünkü Türk Silahlı Kuvvetleri her ne kadar hedefine ulaşmış olsa da, kararlı hasımlar karşısında hemen her alanda modern savaşın gerektirdiği imkân ve kabiliyetlere sahip olmadığı anlaşılmıştır...’’

1974'teki sıkıntıyı bir daha yaşamak istemeyen Türk ordusunun modernleşme hamlesi iki Yunanlı yazarın kitabına şöyle yansıyor:

‘‘1970'li yılların sonunda iki ülke arasındaki askeri güç dengesi Yunanistan'ın lehineydi. O dönemde Türk ekonomisi iflasın sınırındaydı. ABD ambargosu, Yunanistan'a nefes alma olanağı sağlıyordu.’’

‘‘Büyük kısmı hazır olarak ithal edilen askeri malzemenin en kısa zamanda teslim alınması avantajı Yunanistan'ın hoşuna gitmektedir. Fakat Türkiye'nin savaş sanayiine yaptığı yatırımlar yakın gelecekte bu avantajı altüst edecektir.’’

‘‘Türk silahlanma programları bugün (1994) tam bir gelişme içinde bulunmaktadır. Tamamlanarak verimli hale gelmesi 3-4 yıl sonra, 1996-97'den sonra olacaktır. Askeri yapısındaki çok yönlü gücün tesis edilmesi, bugünkü tempoyla ve kesintisiz olarak sürdüğü takdirde, Türkiye gelecekte Yunanistan'a karşı askeri harekât gerçekleştirecek duruma gelecektir.’’

* * *

Sorunlu ve biraz isterik komşumuz abartmayı sever. Dolayısıyla Türkiye'nin Yunanistan'a saldıracağı tahminine katılmak mümkün değildir.

Ama Atina'nın son yıllarda izlediği politikada ‘‘Türkiye'nin iki ülke arasındaki farkı bir daha kapatılmayacak ölçüde açması’’ korkusunun özel yer taşıdığını unutmamakta fayda var.

Yarına: Yunan ordusunun 1998 kıyamet senaryosu...













Yazarın Tüm Yazıları