Yunanistan niye efeleniyor?

Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

Atatürk,Kurtuluş Savaşı'nda Anadolu'dan söküp attığımız istilacı Yunanlılar'ın yaptıklarını unutup Venizelos'la el sıkışarak Türk-Yunan barışını kurma büyüklüğünü göstermişti.

Çünkü ‘‘Yurtta sulh, cihanda sulh’’ onun varmak istediği hedefti.

Bunu da başardı.

Türkiye de Atatürk'ün bu mirasına ihanet etmedi ve Yunanlılar'la hep dost kalmak için uğraştı.

Bunun kanıtı, Lozan'dan sonra Türkiye'nin Yunanistan'a karşı bir tek genişlemesi olmamasıdır.

Oysa Yunanlılar Venizelos'un mirasına sürekli ihanet ettiler.

Türk düşmanlığını yüreklerinden ve beyinlerinden hiçbir zaman silip atamadılar.

Ege'yi Yunan gölü haline getirmek için hâlâ uğraşıyorlar.

Örneğin karasularını 12 mile, hava sahasını 10 mile çıkarmak için sürekli fırsat kolluyorlar.

Adaları yıllardan beri silahlandırıyorlar.

Batı Trakya'daki Türk azınlığın haklarını her fırsatta çiğniyorlar.

Kıbrıs'ta ise yıllarca sürdürdükleri insanlık dışı tutumlarını hep birlikte yaşadık.

Oradaki insanlarımızın canlarını, mallarını, haklarını, hukuklarını barışı bozmadan korumaya çalıştık.

Ama Türkiye'nin bu tutumunu anlamayan Rumlar şımardıkça şımardı ve eziyetlerini artırdı.

Sonunda Türkiye uluslararası anlaşmalarla kendisine verilen garantörlük hakkını kullanmak zorunda kaldı ve adaya müdahale etti.

* * *

Teodoros Pangalos Yunanistan Dışişleri Bakanı... Türkler için ‘‘Katil, hırsız, tecavüzcü’’ dedi.

Birkaç gün sonra da şunları söyledi:

‘‘Türkiye, Hitler politikası yüzünden yalnız Yunanistan'la değil, Avrupa'yla da çatışıyor.’’

Kostis Stefanopulos Yunanistan Cumhurbaşkanı...

O da Pangalos'tan aşağı kalmadı ve Türkler'i ‘‘Emellerine şantajla ulaşmak için savaş tehdidini hayasızca kullanan Avrupa ve dünyanın tek ülkesi’’ diye suçladı.

Bu yakışıksız söylemlerin dışında Yunanistan, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne alınmaması için elinden gelen her şeyi yapıyor.

Kıbrıs'a füze konuşlandırılmasını tezgâhlıyor.

Türkiye'yi bölmeye yönelik eylemler yapan kanlı terör örgütü PKK'yı kolluyor, barındırıyor ve açık açık destekliyor.

Peki Yunanistan bu cesareti nereden alıyor?

* * *

Bunun yanıtı aşağıda vereceğimiz iki tabloda açıkça görülüyor.

Son seçimlerde Yunanistan'da ortaya çıkan siyasi tablo şöyle:

PASOK (merkez sol) yüzde 42.

Yeni Demokrasi Partisi (merkez sağ) yüzde 39.

Kömünist partisi yüzde 5, Özyönetimci sol koalisyonu yüzde 5. Milliyetçi sağ hareket ise yüzde 3'lük barajı aşamadığı için parlamentoya giremedi.

Bir de 24 Aralık 1995 seçimlerinden çıkan sonuçlara bakalım:

Refah Partisi (dinci-radikal) yüzde 21.38.

ANAP (merkez sağ) yüzde 19.65.

DYP (merkez sağ) yüzde 19.18.

DSP (merkez sol) yüzde 14.64.

CHP (merkez sol) yüzde 10.75.

MHP yüzde 8.18, HADEP yüzde 4.17. Diğerleri ise yüzde birin altında.

Bu sonuçlar Yunanistan'ın siyasi istikrar içinde olduğunu, Türkiye'nin ise tam dağınık bir manzara gösterdiğini ortaya koyuyor.

Üstelik ülkemizde bu istikrarsızlığın önümüzdeki seçimde düzeleceğine dair sağlıklı bir gelişme de yaşanmıyor.

Yunanistan'ın bu durumu iyi saptayıp bundan yararlanmamayı düşünmesi ve ona göre bir strateji uygulamaması zaten düşünülemez.

2000'e iki kala biz hâlâ aşırılıklarla boğuşuyoruz.

Bu gerçekleri düşününce Yunanistan'ın efelenme nedenini anlamak hiç de zor değil.

Yazarın Tüm Yazıları