Yüksek topuk Kuran'a aykırı mı

28 Şubat nedeniyle hakkımda suç duyurusunda bulunan HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, 2011 seçiminden kısa süre önce beni yemeğe davet etmişti.

Haberin Devamı

Yemek için seçtiği yer Boğaz’daki Four Seasons oteliydi. Otelin çok iyi bir İtalyan şefi vardı.
Kurtulmuş, ben orayı severim mi diye mi düşündü, yoksa kendisi de iyi bir gurme midir bilmiyorum.
Dün Herald Tribune gazetesinde yayımlanan bir yazıyı okurken, o günkü yemek aklıma geldi.
İSLAMİ BURJUVAZİ VE SUŞİ
Yazının başlığı “Türbanlı ve güzel”...
New York Times’ın İstanbul muhabiri, son günlerde adından çok söz ettiren “Ala” adlı moda dergisini anlatıyor.
“Ala”, muhafazakâr kadınların “Elle”, “Vogue” veya “Marie Claire” dergisi.
Daha çok başörtüsü takan yeni “muhafazakâr burjuvaziyi” hedefliyor. Yazarın iddiasına göre, abone sayısı 30 bine ulaşmış.
Piyasayı iyi bilen biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Bu rakam doğru değil, olsa olsa büyük bölümü bedava aboneliklerdir. Derginin iki kurucusundan biri olan 31 yaşındaki İbrahim Birer şöyle diyor:
“Mevcut moda dergileri, seksi, ince ve suşi yiyen kadın imajı üzerine çalıştı. Ama bütün kadınlar böyle değil.”
YÜKSEK TOPUK TAHRİK EDER Mİ
Onun çizdiği yeni kadın ise şöyle:
“Kollar açıkta kalmamalı, boyun ve baş örtülmeli...”
Peki ya, Christian Louboutin’i bile şaşırtan yüksek topuklar?
İbrahim Birer’in cevabı şöyle:
“Kuran’da yüksek topuğu yasaklayan bir şey yok.”
Devam ediyor:
“Kadın elegan ve sofistike olabilir. Cazibeyi artırmadığı sürece kadınsı güzellik ok’dir.”
Burada araya girip, kendi düşüncemi belirtmeliyim.
Bana göre, iyi taşınan yüksek topuklu zarif bir ayakkabı, kadının cazibesini artırır.
Yine de bunu, benim fetişizmime bağlayabilirsiniz.
MUHAFAZAKÂR KADININ 5 OBJESİ
“İslami Türk burjuvazisinin(*) yeni tarzının ana unsurları nelerdir?”
Derginin son sayılarından birine konuşan 24 yaşındaki bir ev kadını vazgeçemeyeceği 5 şeyi şöyle sıralamış:
“Kırmızı başörtüsü, beyaz ipek gömlek, siyah pantolon, pumps ve Chanel Allure parfüm.”
Ama parfüm öyle herhangi bir parfüm değil.
Alkolsüz olacak.
Aynı makalede Pakistan doğumlu iki kardeşin ürettiği alkolsüz bir parfümden söz ediliyor. Adı “Raviseine”. Paris’ten geçen Seine Nehri’nden esinlenmişler.
“İçinde domuz türevli maddeler yok” demeyi de ihmal etmiyorlar. Tabii muhafazakâr kesimde herkes aynı fikirde değil.
Yan tarafta farklı görüşleri de aktaracağım.
(*) NOT: “Müslüman Türk burjuvazisi” bana değil, gazeteye ait.

Haberin Devamı

Beyaz Müslümanlar ufukta görünüyor

Haberin Devamı

DEDİĞİM gibi, muhafazakâr kesimde herkes aynı görüşte değil..
Bu kesimin dikkatle izlenen yazarlarından Ali Bulaç, “Ala dergisi insanların alamayacağı bu ürünleri överek, canavar bir kapitalizmi pazarlıyor” diyor.
“Ala” dergisinin kurucusunun cevabı ise şu:
 “İyi yaşamayı istemek, iyi Müslüman olmakla çelişen bir şey değildir.”
* * *
Derginin 24 yaşındaki kadın editörü Hülya Aslan da konuşuyor.
- Amerikalı muhabir onun hakkındaki şu detayı özellikle veriyor:
“Panter desenli başörtüsü takıyordu.”
Aslan, “Modaya uygun giyinen türbanlı kadınlar, dindar kadınların toplumda güçlendiğini ve stereotiplerin aşıldığını gösteriyor... Biz tabuları yıkıyoruz ve başörtüsünün sadece yaşlı teyzelere ait bir şey olmadığını ispat ediyoruz” diyor.
- Buna karşılık AK Parti’nin kurucu üyesi MKYK üyesi Ayşe Böhürler dergiye daha şüpheci bir gözle bakıyor:
“İslam zaten modernliği teşvik eden bir dindir. Ama Gucci giymek bir kadını daha modern yapmaz...”
* * *
Bu farklı görüşler, muhafazakâr kesimde, “Hayat tarzı” konusunda bir tartışmanın başladığını gösteriyor.
Ayrıca, muhafazakâr kesimde de bir “beyaz Müslüman” çizginin çizilmekte olduğu anlaşılıyor.
Nilüfer Göle’nin “modern mahrem” teorisi bir kere daha haklı çıktı.
Müslüman kadın artık evden dışarı çıkıyor.
Bakalım “türbanlı Türk erkeği” de gettosundan çıkabilecek mi...

Haberin Devamı

ÖCALAN’DAN SON HABERLER

Dünkü yazım üzerine Adalet Bakanlığı bir açıklama yaptı. Öcalan’ın durumunda benim anlattığım şeyler hakkında yeni bilgiler veriyorlar.
AYDINLATMA Öcalan’ın odasındaki ışığın sürekli yandığını yazmıştım. Bakanlık, ışığın gece saatlerinde kapıdaki küçük pencereden görünecek şekilde azaltıldığını belirtiyor.Bu da “onun güvenliği için yapılıyormuş”.
BAŞINDAKİ KİST Yazımda “Öcalan’in başında tehlike yaratmayan bir kist” bulunduğunu belirtmiştim.
Bu kist 2009 yılında alınmış.
GAZETELER Ben gazeteleri avukatların getirdiğini yazmıştım. Gazeteleri toplayıp haftada 2 gün     idare veriyormuş.

Yazarın Tüm Yazıları