Yüksek faizler o kadar yüksek mi?

GEÇEN yıl faizlerin düşüşü, uygulanan istikrar programına olan güvenin bir sonucu olarak yorumlanmıştı. Halbuki, istikrar programına olan güven fazla değildi.

Uygulanan kur politikasına olan güven nedeniyle faizler düşmüştü. Kurlar faizlerin kılavuzu olmuştu.

Bu yıl işler tam tersine döndü. Faizler kılavuzlarını kaybettiler. Dalgalı kur sistemiyle döviz piyasasında belirsizlikler arttı. Kurlardaki belirsizlik, finansal piyasalardaki göreli getirilerin belirsizliği anlamına gelir. Dolayısıyla, TL faizleri bu belirsizliği içerecek bir biçimde oluşur. Çünkü, mali sistemimizin yarısı döviz cinsindendir.

ŞARTLAR

Ekonomi politikalarını oluşturanlar bizlerin geçmişe değil, geleceğe bakarak bekleyişlerimizi oluşturmamızı isteseler. Yine de, geçmiş deneyimlerimiz doğal olarak beklentilerimizi oluşturan en önemli etkenlerdir.

Temmuz ayının ilk on gününde dolar yüzde 3.4 artmış. Haziran ayında doların değer artışı yüzde 6.9. altının getirisi ise yüzde 6.7 olmuş. Son üç ayın getiri şampiyonu yüzde 34.7 ile borsa olmuş. Dolar yatırımları yüzde 25.1 kazandırmış. TL yatırımları çok daha düşük. Son altı ayda doların getirisi yüzde 78.3 olurken, aynı dönemde borsa yüzde 24.3, TL yatırımları yüzde 18.3 getiri sağlamış.

Bu verilerle TL yatırımlarının dolar cinsinden kárlı olabilmesi için faizlerin yüksek seyretmesinden başka bir çıkar yol yoktur. Aksi takdirde, TL'ye yatırım yapmanın ekonomik bir anlamı kalmayacaktır. Kaldı ki, siyasi belirsizlikler, IMF ile tepişmeler ve siyasetçilerin uygulanan programı sahiplenmemesi gibi faktörler, kurlar üzerinde yarattığı belirsizliklerle faizleri daha da tırmandırmaktadır.

IMF de bundan şikáyetçidir. Büyük bir olasılıkla gelecek hafta IMF ile yapılacak toplantılarda bu konu sıkça gündeme gelecektir. Çünkü, faizlerin şimdiki düzeyi, yapılan planların oldukça üzerindedir. Bizden yeni önlemlerin alınması talep edilecektir. Güven tesis edici yaptırımlar önerilecektir.

Ekonomideki küçülmenin tahminlerin de ötesinde gerçekleşeceği düşünülürse, iç borçların milli gelire olan oranının umulanın çok üzerinde gerçekleşeceği kesindir. Faizlerin de planlananın üzerinde gitmesi, bu oranı daha da yükseltmektedir. Sonuçta, iç borçların sorunsuzca idare edilmesi olasılığı giderek azalmaktadır.

PLANLAR

Nisan ayı içinde yapılan iyimser hesaplarla faizlerin şu sıralarda yüzde 60-70 civarında olması umuluyordu. Yıl sonuna doğru da faizlerin yüzde 50'lere gerilemesi bekleniyordu. Radikal gelişmeler olmadıkça, faizlerin bu seviyelere gelmesi çok zor görünüyor. Böyle bir gelişmeye ne siyasi ortam, ne de uygulanan politikalar imkán veriyor.

Bu şartlarda faizler yüksek denebilir mi?

Yapılan planlara göre faizler elbette çok yüksek. Fakat, planlama başka, uygulama başkadır. Uygulama planlanana uymadığında, doğal olarak hedeflere de ulaşabilmek mümkün olmuyor. Bu açıdan bakıldığında, içinde bulunduğumuz şartlarda, faizlerin o kadar da yüksek olmadığı anlaşılıyor.

Faizlerin daha da yükselmemesini, piyasaların kendi ayaklarına kurşun sıkmaktan şimdilik korktuklarına borçluyuz.
Yazarın Tüm Yazıları