Yöresel Cehalet Küresel Isınmaya karşı

Geçen sene kuraklık haberlerini verirken "Küresel Isınma"yı dillerinden düşürmeyen gazetecilerimiz, yazarlarımız, editörlerimiz, spikerlerimiz bu sene sel haberlerini verirken "Küresel Isınma"yı unutuverdiler nedense.

Oysa kuraklık kadar aşırı yağışların nedeni de Küresel Isınma olabilir. Küresel Isınma dünyanın her yerinde, her an kuraklık yaşanacağı anlamına gelmiyor. İklimlerin dengesinin bozulması, dolayısıyla hava durumunun kararsızlaşması anlamına geliyor.

Ancak Küresel Isınma’nın ne geçen seneki kuraklıkla, ne de bu seneki yağışlarla ilgisi var. İki senedir az karlı geçen kışlarla da, üç ve dört sene önce kar fırtınalarıyla geçen kışlarla da ilgisinin olmadığı gibi. Şu anda yaşadığımız meteorolojik olayların nedeni Küresel Isınma değil doğal iklimsel döngüler. Küresel Isınma’nın hissedilebilir etkilerini ısınma devam ederse bundan ancak yirmi, otuz yıl sonra sezebileceğiz.

Küresel Isınma da çok önemli bir sorun elbette ama bizim şu anda acilen savaşmaya başlamamız gereken çok daha önemli bir sorunumuz var. O da Yöresel Cehalet.

Küresel Isınma tehditini algılamaya başlamamız olumlu bir gelişme ve küreselleşmemizin bir sonucu. Dönemsel bir kuraklığı Küresel Isınma’nın sonucuymuş gibi algılamamız ise Yöresel Cehalet’imizin...

- Büyük şehirlerimizdeki hayatın canlanıp, renklenmesi küreselleşmenin; bu şehirlerdeki barajların doluluk oranlarının yağışlı geçen yaza rağmen artmaması Yöresel Cehalet’in...

- Gelişen temizlik kültürüyle birlikte su kullanma oranının artması küreselleşmenin; Tayyip Erdoğan’ın Belediye Başkanı olmasından bu yana geçen 15 yıl boyunca İstanbul’un su ihtiyacını karşılamaya yönelik tek bir majör projenin hayata geçirilmemiş olması Yöresel Cehalet’in...

- Ağaç evler gibi farklı tatil seçenekleri sunan konaklama merkezlerinin açılması küreselleşmenin; bu kampların yöneticilerinin kamp alanı içinde riskli yerlere çadır kuran müşterilerini uyarmaması Yöresel Cehalet’in,

- Dev alışveriş merkezlerinin açılması küreselleşmenin; çocukların bu alışveriş merkezlerinin yürüyen merdivenlerinden düşüp ölmesi ve kimsenin ceza almaması Yöresel Cehalet’in...

- Sigara dumansız yaşama özgürlüğü getiren yasanın çıkartılması küreselleşmenin; bu yasanın uygulanmasında çuvallanılması Yöresel Cehalet’in...

- Hızlı tren projelerinin devreye girmesi küreselleşmenin; hızlı trenin raydan çıkması Yöresel Cehalet’in,

- İnternet kullanımının yaygınlaşması küreselleşmenin; İnternet’in sansürlenmesine olanak veren AKP yasasının çıkartılması Yöresel Cehalet’in eseri. Küresel Isınma da çok önemli tabii ama Yöresel Cehalet’i aşmadan, Küresel Isınma için de hiçbir şey yapamayız.

Firefox’u boykot etmek için entelektüel birikim gerekir

Halkla ilişkiler şirketi sahibi Ali Saydam, "Firefox’u boykot ediyorum" diye ilan etmiş Akşam’daki köşesinde.

Hayırdır, ne alaka diyerek okudum yazısını. Efendim Ali Eren Bey diye bir dostu varmış da, mektup yazıp bilgilendirmiş kendisini.

İnternet tarayıcısı yazılımı Firefox’u açmış dostu. Karşısına "add-on"ların "dictionaries & language packs" bölümü çıkmış. Ve ne görsün Ali Bey’in dostu Ali Bey bu bölümde? Birkaç bin kişinin konuştuğu dillerin bile sözlükleri varmış da, dünyada 150 milyon kişinin konuştuğu Türkçemiz için bir "dictionary" layık görülmemiş. Ali’nin dostu Ali çok içerlemiş bu işe,"Bu durum size de ilginç geldiyse lütfen; Firefox veya Mozilla’ya da bu durumu sorgulayan mail’inizi yazıp gönderin", diye tavsiyede bulunmuş (Türkçe konusunda bu kadar hassas olan Ali Eren Bey’in Türkçeleri dururken "dictionary" ve "mail" gibi kelimeleri kullanmayı seçmesi de ayrı bir muamma ya, hadi neyse).

Ali Saydam da hak vermiş Ali Eren dostuna. "Bundan sonra Firefox’a elimi sürmem", demiş.

Firefox açık kaynak kodlu bir sistem. Mozilla isimli kár amacı gütmeyen kamu yararına çalışan vakfın ürünü. Kodları herkese açık olduğu için dünyanın dört bir yanından binlerce gönüllü yazılımcı tarafından ortaklaşa geliştirilmiş bir yazılım. Firefox, günümüzün en önemli sosyal ve teknolojik ürünü olan İnternet’in insanlığın ortak malı olduğunu ve bu nedenle her zaman açık ve herkes tarafından erişilebilir olması gerektiğini savunan bir felsefenin ürünü.

Firefox’un kendisi gibi eklentileri de (Türkçe konusunda çok hassas olan Ali Eren Bey’in "add-on" dediği şeyler) dünyanın dört yanındaki gönüllüler tarafından geliştiriliyor. Yani Firefox’un sözlük eklentileri arasında Türkçe’nin olmaması Firefox’un ya da Mozilla’nın değil bizim kendi ayıbımız. Demek birkaç bin kişinin konuştuğu dilleri konuşanlar arasından bile kendi sözlüklerinin eklentilerini geliştirenler çıkıyor ama 150 milyonluk Türkçe konuşan nüfustan bir Allah’ın kulu çıkıp Türkçe sözlük eklentisi yazmıyor.

Ali Saydam bizim kendi ayıbımız olan bir konudan dolayı Firefox’u boykot etmeye kalkışmadan önce Türkçe harfleri inatla desteklemeyen cep telefonu markalarını boykot etsin, edebiliyorsa.
Yazarın Tüm Yazıları