Yol haritası günü kurtardı ama

TÜRKİYE ile Ermenistan arasında ilişkilerin normalleşmesi için izlenecek yol haritasının tamamlandığı açıklandı.

Açıklamanın Ermenistan Dışişleri Bakanlığı tarafından da aynı saatlerde yapılmış olması, iki ülke arasında süren gizli görüşmelerde bir yere gelindiğini gösteriyor.

Ama yine de aklımı kurcalayan sorular var.

Mesela, bu sadece 24 Nisan tarihini kazasız belasız atlatmak için yapılan bir son an manevrası mı?

Obama’ya uzatılan bir kurtarma simidi mi?

Çünkü ABD Başkanı’nın bugün yapacağı konuşmada soykırım sözcüğünü telaffuz etmesi Türkiye’yi çok fena rahatsız eder. Bu da Washington’ın işine hiç gelmez. Üstelik de Irak’ta Kerkük nedeniyle işlerin karıştığı bu sırada.

Ama Ermenistan ile normalleşme dönemi, kozmetik bir çare değil, ilişkileri güçlendirecek gerçek bir değişim olmalı.

***

NORMALLEŞMENİN yol haritası konusunda uzlaşma sağlandığını duymak sevindirici. Bu kolay olmadı. Yaklaşık iki yıldır süren gizli görüşmeler sonucu bir noktaya gelinmesi çok olumlu. Ama yol haritası her şey demek değil. Esas olan siyasi liderlik.

Ermenistan’daki durumu derinlemesine bilemiyorum ama Türkiye’de kimse taşın altına elini sokmaya yanaşmıyor.

Normalleşmenin siyasete yansımasını, politik karşılığını hálá göremiyorum ben.

Muhalefet partileri olan biten konusunda habersiz. Bilgilendirilmiyorlar. Destek vermeleri için en ufak çaba harcanmıyor.

Sadece iç politikada değil, Azerbaycan’ın endişeleri de ciddiye pek alınmıyor.

Öyle olsaydı Başbakan Erdoğan, rahatsızlıklarını Türkiye’ye gelerek duyurmak isteyen Azeri kadın milletvekillerini sert bir üslupla eleştirir miydi?

Onların sadece muhalefet temsilcilerini değil mutlaka AKP’li yetkilileri görmeleri için de zamanında gereken yapılmaz mıydı?

Bunların hiç biri olmuyor ama Başbakan Erdoğan her fırsatta, Karabağ konusu çözümlenmedikçe Ermenistan ile sınırın açılmayacağını tekrarlıyor.

O böyle dedikçe hem Washington’dan, hem de Erivan’dan, "normalleşme ön koşulsuz olacak" açıklamaları geliyor.

***

ÖNKOŞUL
meselesi Türkiye gibi Ermenistan ve Azerbaycan kamuoylarının da aklını karıştırıyor.

Güney Kafkasya’nın istikrar bölgesi olmasını istemeyen güçlere de ortalığı karıştırmak için gün doğuyor.

Azerbaycanlı bir dostumun söylediği gibi, Karabağ sorunu çözülmeden bölgede normalleşme imkansız.

Bu sır değil. Bölgede yumuşama için kolları sıvayan ABD başta olmak üzere herkes bunu biliyor.

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın önceki gün Kongre’de yaptığı konuşmada, Karabağ sorununun çözümüne destek konusunda Azerbaycan hükümetine güvence vermesi, Amerikalı diplomatların önceki gün Ermenistan’da, dün de Azerbaycan’da bulunmaları bir tesadüf değil.

Evet ön koşul yok. Kafkasya’daki bütün "normalleşme"lerin Karabağ’dan geçtiğini haritayı da yolu da çizenler biliyor.

Önemli olan kamuoylarının aydınlatılması, normalleşmenin zihniyet ortamının yaratılması. Clinton’ın Kongre’yi aydınlattığı gibi hükümet de muhalefetin soru işaretlerini gidermeli.

Bunlar yapılmadan yol haritası, bir 24 Nisan’ı daha geçiştirme çabası olarak kalır. Çok yazık olur.
Yazarın Tüm Yazıları