Yok artık! Beni kimse kapatamaz

Handan Özcan 33 yaşında. Doğma-büyüme İzmirli. 1.74 boyunda, 55 kilo. 34 beden elbiselere sığıyor. Yüzünde dedelerinden kalma bir Kafkas güzeli havası hakim. “Babamın soyu Çerkezlere dayanıyor” diye anlatıyor gururla. Yürüyüşüne, endamına bakıldığında tam bir manken havası var. O da, 20 yaşındayken bu havayı hissetmiş ve yapılan mankenlik tekliflerinden birini kabul edip İzmir Hilton’da bir gözlük defilesine çıkmış. Hiç tecrübesi olmamasına karşın ünlü mankenlerle aynı podyumu paylaşmış. Çok başarılı bulunmuş. Ardından başka teklifler olmuş ama o, tek defilelik deneyimini “ilk ve son” olarak noktalamış. Bu nedenle fiziğine bakıp da kendisine manken diyenlerde “Ben manken değil, iş kadınıyım. Benim başımda birçok başka şapka var. Onlarla uğraşıyorum” diyor.

Handan Özcan İzmir’in tanınmış ailelerinden. Babası bina giydirme ve alüminyum doğrama üretimi yaparken “artık bana yeter” diye işini Handan’a ve 4 yaş büyük inşaat mühendisi abisi Hakan’a bırakmış, şimdi evde emekliliğin tadını çıkarıyor. Fabrika iki kardeşin yönetiminde.

ENDÜSTRİ MÜHENDİSİYİM PENCERE DE VİDALARIM

Evin tek kızı olduğu için el bebek gül-bebek büyütülmüş Handan Özcan. Başarılı okul yaşamını İzmir 9 Eylül Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü 2001 yılında bitirerek noktalamış. Okul sonrasını şöyle anlatıyor: “Okul bitmişti. Artık kanatlarımla uçmayı, kendi ayaklarım üzerinde yürümeyi öğrenme zamanı gelmişti. Ailem İzmir’de kalmamı istiyordu ama ben oğlak burcunun inadı, hırsı ve kendine güveniyle başka işlerde çalışıp hayatı öğrenmek istiyordum. İzmir’den taşınıp İstanbul’a yerleştim. Bir derginin reklâm bölümünde çalıştım. Sonra Akmerkez’deki bir mağazaya yönetici olarak geçiş yaptım. Oradan da bir jean firmasında buldum kendimi. Firmanın Adana’daki üretim fabrikasında kumaştan başlayarak işi öğrendim. Fabrikanın İzmir’deki şubesinin açılışında bulundum. Yüzde 5 hisse verdiler ama babamın isteğini kıramayıp kendimi bizim fabrikada buldum. Bina giydirme malzemeleri üretiyoruz. Kısa sürede işi öğrendim. Şimdi ürünleri de vidalayabiliyorum. Makinede alüminyumları da kesebiliyorum.”

TEKLİFİ KABUL EDİNCE BAŞKAN YARDIMCISI OLDUM

İzmir’in gece hayatının da tanınmış simalarından olan Handan Hanım İzmir’in Bayraklı ilçesinde oturuyor. Politikayla bulaşmasının da 4,5 yıllık bir geçmişi var. Çevresinde ihtiyaç sahiplerine yardım etmesiyle tanınıyor. AKP ile çocuklar için bir eğitim proje sırasında tanışmış: “Bayraklı’nın ilçe olması da o zamana rastlamıştı. AKP’li kadınlar ev ziyaretlerine gidiyorlardı. Beni de davet ettiler. Ev, ev dolaşarak partinin politikalarını anlatıyorduk. Bu ziyaretler çok hoşuma gitmişti. Kısa sürede birçok kişiyle yıllardır görüşen arkadaşlar gibi dost olmuştum. Kısa sürede sivrildim. Bana ‘sende potansiyel var. İnsanları etkiliyorsun. Partiye kayıt ol’ dediler. Çevremde hiç AKP’li yoktu. Ama yeni tanıştığım o insanların önerisini kabul ettim. Dedem sıkı Ecevitçi, ailem Özal taraftarı. Ben de AKP’li oldum. Sonra birçok projede keyifle çalıştım. Birçok konuda AKP’li olmayan arkadaşlarıma gidip onlardan da maddi yardım alıp ihtiyaç sahiplerine dağıttım. Sahada olmak çok keyifliydi. Bölgede kongre olacak diye İzmir İl Başkanı Bayraklı’ya gelmişti. Vatandaşlar beni çok methetmişler, o da duymuş. İl Başkanı benimle çalışmak istediğini söyledi. 3 ayda başkan yardımcısı oldum. Yürütme sorumlusuydum. Benim bu yükselişim yankı yaptı tabii...

ROL MODELSİN DİYORLAR İMZA YETKİM VAR

İzmirli bir genç kadın olarak kıyafetlerinin her zaman modern olduğunu vurgulayan Handan Özcan ‘Rol modelsin’ tanımlamasına katılmadığını söylüyor: “AKP’nin İzmir vitrinisin diyorlar. Buna katılmıyorum. Benim parti içinde imza yetkim var. Vitrin için kimseyi getirmezler. Ben İzmir’li bir iş kadınıyım. Kıyafetimin çizgileri partiye girmeden önce ne ise şimdi de o. Maya neyse yoğurt öyle çıkar. Ben bu kıyafetlerimle Ankara’ya gittim, Tayip Bey ile de tanıştım. Hiç kimse giyinişime bir şey söylemedi. Çünkü kıyafetlerimde anormal olan bir şey yok. İl binasında 11 kadın var 3’ün başı kapalı. Başı açıklar arasında Ebru Aker’in annesi de var.
Türbanın kendisini rahatsız etmediğini de vurgulayan Özcan bu konudaki duygularını şöyle dile getiriyor: “Bir kadının başının kapalı olması beni rahatsız etmiyor. Kendi kararı. Ben kapatırmıyım? Çok zor. Herkes ‘eşin isterse kapatırsın’ diyor. Diretmeyle hiçbir yere varılmaz. Şimdilik bekarım ama ileride eşim istese de yapmam. Çünkü türbanı hiç hayal etmedim. Bu benim siyasal yaşantımı engeller mi? Hayır. Ben buraya milletvekili, bakan olabilmek için girmedim. Vatandaşa hizmet için girdim. Ve bundan keyif alıyorum. İnsanlar AKP zorla insanların başını kapattırıyor diye düşünüyor. Yok, öyle bir şey. Bizde her kesimden insan var. Çevremdeki kadınlarda türban korkusu var. ‘Seni de kapattıracaklar’ diye uyarıda buluyorlar. Yok artık! Ben istemediğim hiç bir şeyi yapmam.

BİKİNİ DE GİYERİM ŞARAP DA İÇERİM

Yaz aylarında denize gittiğimde bikinimi giyerim. İçkiyle aram çok iyi değil. Nadiren şarap içiyorum. Gece eğlenmek için çıktığımda herkes içki içmemi ister ama ‘ben sevmiyorum’ cümlesinden bıktım. ‘Otomobilimle geldim. İçkili direksiyona oturmam’ diyorum, kurtuluyorum. Hac ve umre planım da yok. Ramazanda oruç tutmaktan keyif alırım. Bünyem çok güçlü olmadığı için 30 gün tutamam ama iftar saatlerindeki o telaş bana keyif verir.

2 GÜNDE 48 TEKLİF ALDIM

AK Parti İzmir İl Başkan Yardımcısı ve İl Genel Sekreteri olduktan sonra mini etekli tuvaletiyle gazetelerde haberleri çıkan Handan Özcan, “Partililerden çok destek aldım. Haberlerimin çıkmasının ardından birçok kişi aradı. Esas ilgiyi de Facebook’ta gördüm. Sanal ortamda çok sayıda kişi bana olumlu tepkilerini yazmış. Tabii ki birkaç kişi eleştirmiş ayrıca da 2 günde 48 erkek de benimle tanışmak istediğini yazmış. Bu tür mesajlar günden güne de artıyor bunun için o mesajları da okumadan siliyorum.