Altı ay önce geldi, Yandım Ali’nin Nadya’sı oldu

Güncelleme Tarihi:

Altı ay önce geldi, Yandım Ali’nin Nadya’sı oldu
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 24, 2006 22:42

Genç bir kızken, Ukrayna güzellik kraliçeliğine; oradan da dünyaya ve Türkiye’ye açılmış Anna Babkova. Onu ocak ayında ’Son Osmanlı-Yandım Ali’ filminde, güzel Nadya olarak izleyeceğiz. Çekileceği öne sürülen aşk sahneleriyle şimdiden magazin gündemine oturdu. Tempo dergisi bu haftaki sayısında Anna Babkova ile yapılan özel söyleşiye yer verdi.

Türkiye’ye ne zaman geldiniz?

- İlk olarak bir buçuk yıl önce geldim. Şimdi altı aydır buradayım. Türkçe öğrendim, öğretmenimle çalışıyorum...

n Nadya rolü size nasıl geldi?

- Önce Tanrı sayesinde. Sonra kendi sayemde çünkü böyle bir film ve rol için doğru insan olmak lazım. Ayrıca beni seven insanlar yardımcı oldular.

n Daha önce Ukrayna’da film çekmiş miydiniz?

- Hayır bu ilk sinema deneyimim. Böyle bir şey yapacağım hiç aklıma gelmemişti.

n Türkiye’ye geldiğinizde burada ne yapmayı düşünüyordunuz?

- Ben modelim. Ukrayna güzeli oldum 2004’te. Burada da bazı programlara katıldım, bazı davetler aldım, işlere gittim, televizyona çıktım. Sonra bu film olanağı doğdu.

n ’Son Osmanlı-Yandım Ali’ filminde canlandırdığınız Nadya karakteri için ne diyeceksiniz?

- Nadya’yı kendime çok benzetiyorum. Yabancı bir ülkeye gelmiş, orada yaşıyor. Kendi başına ayakta kalmaya çalışıyor. Ona yardımcı olan insanlar var. Onların söylediklerini dinliyor. Ali’ye áşık oluyor.

n Ama Ali, Defne’yi (Cansu Dere) seviyor...

- Evet, gerçek hayatta olduğu gibi. Birçok insanı aynı anda sevebilirsiniz. Defne’ye áşık ama beni de seviyor ve minnet duyuyor. Çünkü arandığı zaman ben ona bakıyorum, ilgi, sevgi gösteriyorum.

n Bu ilk filminiz. Motor dedikleri zaman ne hissettiniz?

- Birincisi Türkçem bütün senaryoyu okuyup anlamama yeterli değil. İlk kez elime alınca şok oldum. Senaryonun tercüme edilmesini istedim. Rolümü çalışırken, Türkçe konuşabilmek için savaş verdim. Bazen, "Ben bunu yapamayacağım" diye moralim bozuldu, sonra çekimler başladı, rahatladım.

n Oyunculuğu sevdiniz mi?

- Çok sevdim. Çok ilginç. Oyunculuk ve modellikten çok daha zor. Modellik de zor ama oyunculuğun yanında hiç kaldığını şimdi anlıyorum. Kendimi çok daha fazla açmam gerekiyor.

n Ukrayna sinemasında rol almak zor mu?

- Evet çok zor. Bir kere çok az film yapılıyor. Sinema sektörü yeni gelişiyor. İkincisi de Ukrayna’da güzel kadın çok var. O yüzden rekabet çok yoğun.

n Evet, padişahımız Kanuni Sultan Süleyman’ın karısı, büyük aşkı Hürrem Sultan da Ukraynalıydı

- Evet, Roxalana. Bu çok özel bir hikáye. Yoksul bir Ukraynalı kızın buralara kadar gelip, Sultan’ın karısı olması inanılacak gibi değil. Babası kilisede çalışıyordu. Türkler onu köyünden kaçırıyorlar. Aslında tarlada falan çalışmak üzere satılacak ama kızıl saçlı çok güzel bir kız olduğu için, esir pazarında güzelliğiyle dikkat çekiyor. Birisi padişah için iyi bir hediye olur diye düşünüyor. 15 yaşında saraya götürüyorlar. Orada eğitim görüyor. Sultan’ın karşısına çıkardıkları zaman, Sultan onu çok beğeniyor. Sonra da evleniyorlar. Çok akıllı bir kadın. Türkçe öğreniyor. Müslüman oluyor.

n Hürrem Sultan’ın öyküsü Ukrayna’da bu kadar ayrıntılı biliniyor mu?
/images/100/0x0/55eb1d40f018fbb8f8ac0962


- Evet, diziler, filmler var. Ayrıca okulda Osmanlılar öğretildiği zaman Roxalana’nın öyküsü de öğretiliyor. Ukrayna’da çok ünlüdür. Onunla gurur duyuyoruz.

n Siz nasıl bir aileden geliyorsunuz?

- Küçük bir şehirde doğup büyüdüm. Yoksul bir aileden geliyorum ben de. Annem kilisede, babam fabrikada çalışıyordu. Sovyetler Birliği varken, neredeyse herkes fabrikada çalışıyordu zaten. Annemin sayesinde müzik eğitimi aldım. Günde altı saat piyano çalışıyordum. Ben oynamak isterdim ama piyano çalmam gerekiyordu.

n Ruslana, Türkiye’de çok popüler...

- Evet, Eurovision’u kazandı. Biz de onu çok seviyoruz. Kültür Bakanlığı’nda çalışıyor. Akıllı ve saygı görüyor.

n Oyunculuk için nereye kadar gidebilirsiniz?

- Farklı karakterleri canlandırmaktan mı söz ediyorsunuz?

n Zorlukları kastediyorum. Bu soru genelde aşk sahneleri için sorulur. Mesela Nadya’nın bazı aşk sahnelerinin olacağı medyaya yansıdı...

- Herkes "oooh aşk sahneleri", "ooh sevişme sahneleri" deyip duruyor. Bazı aşk sahneleri olacak ama ben Ali’nin hayatını kurtaracağım esas olarak.

n Film ünlü bir çizgi romandan uyarlandığı için Nadya bilinen bir karakter. Ayrıca bazı oyuncuların aşk sahnelerinden dolayı bu rolü oynamak istemediği medyada iddia edildi.

- Ben güzel bir şey yapacağım, güzel bir sahne olmasına çalışacağım. Bu o kadar da önemli bir şey değil benim için. Güzel bir vücudum var, zaman zaman nü fotoğraf çektirebilirim. Epey iç çamaşırı defilesinde yer aldım. Ama herkes bakarken sevişme sahnesinin nasıl çekileceğini de bilmiyorum.

n Kariyer meslek dışında hayatta ne yapmayı seversiniz?

- Ben çalışmayı çok seviyorum. Hayatımın yüzde 90’ı çalışmak, yüzde 10’u da dinlemekle geçiyor. Yorulduktan sonra dinlenirken çok mutlu oluyorsunuz...

n Planlarınızda evlilik yok gibi...

- Şu anda hayatımda kimse yok. Yalnız değilim, çevremde beni seven insanlar var. Ama özel biri yok. Şu anda planlarımda evlilik yok ama evliliğe kapalı değilim. Beni sevecek benim de seveceğim biri hayatıma girerse her şey çok daha ışıltılı, çok daha farklı olur.

Bizde kadınlar güzel, sizde erkekler...

Ukraynalı kadınların güzel olmasının hem artı hem eksi yönleri var. Kadınlarımız güzel ama erkeklerimiz o kadar yakışıklı değil. Türkiye’de erkekler çok yakışıklı ama kadınlar Ukraynalı kadınlar kadar bakımlı değil. Ukraynalı kadınlar kalabalık içinde hemen fark edilir. Çok fazla ev kadını yoktur bizde. Kadınlar önce okuyup iş sahibi olmayı sonra evlenip çocuk sahibi olmayı düşünüyor genellikle.

Mesela başbakanımız Yulia Tymashenko çok güçlü bir kadın. O benim için çok iyi bir örnek. Yoksul bir aileden geliyor. Yani hayata çok iyi bir yerden başlamıyor ama şimdi o kadar güçlü ki, başbakan olduğu zaman Forbes dergisi onu, "Dünyanın üçüncü en güçlü kadını" olarak değerlendirdi. Çok akıllı bir kadın.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!