Yine yeşillendi fındık dalları

TANRIM! Ne tuhaf bir ülke burası...

Tam “O eski günler artık geride kaldı... Artık askerler politik alanda söz sahibi değiller” konusunda hepimiz elbirliğiyle ikna olmuşken...

Haberin Devamı

Bir de ne görelim?

Tıpkı eski günlerde olduğu gibi...

Yine raconu asker kesmesin mi?

İşte bakın:

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un son 30 Ağustos mesajında “açılım” için çizdiği kırmızı çizgiler karşısında bütün partilerimiz nasıl da “Bana demedi / Ona dedi” oyunu oynamaya başladılar?

AKP “Çok güzel bir mesaj” dedi... MHP “İktidarın dersi verildi” dedi... CHP “Gecikmiş bir ders” dedi...

Hiçbirinin aklına “Paşa! Bu senin işin değil... Bırak da biz halledelim” demek gelmedi...

Bunun yerine...

“Bana demedi / Sana dedi” mavrası çevirdiler.

Bu durumda bize de “Yine yeşillendi fındık dalları” türküsünü söylemek düştü...

Müstehcen neşriyat algısı nasıl değişti?

ESKİDEN...

Muhafazakar camia, merkez medyaya “boyalı basın” der, “arka sayfa güzelleri”ne, plajlardan yansıyan erotik fotoğraflara şiddetle muhalefet ederdi...

Dikkat dikkat!

Bu algı değişmiştir...

İşte bakın:

Haberin Devamı

Başında “Şeriat Yolunda Yürüyenler Sürünenler” kitabının yazarı meşhur Sadık Abi’mizin oğlunun bulunduğu Sabah Gazetesi’ne...

Maşallah!

Bu konuda hiçbir kasma yok...

Ne kasması yahu!

Hürriyet’ten çok daha cevval ve atik oldukları bile söylenebilir...

Sahil beldelerinden gelen iç gıdıklayıcı fotoğraflara iki tam sayfa ayırıyorlar... Ele geçen uygun malzemeyi en iyi şekilde değerlendiriyorlar... Arka sayfaya mutlaka bir güzel konduruyorlar...

Ne diyelim?

Belki de bu işten öteden beri en fazla şikayetçi olan Tayyip Bey’in, hem damadına, hem de damadının kardeşine “emri bil maruf / nehyi anil münker” yapması gerekiyor.

Aziz mübarek günde amma sevap olur ha!

Umreye gidiyoruz

VAKİT tamam... Umreye gidiyoruz...

“Çağrı” filmi izlendi... Tövbeler edildi... Tespihler çekildi... Ali Şeriati’nin “Hac” kitabı okundu... Nadire İçkale’den “sosyetik umre” konusunda küçük bir brifing alındı... Mustafa İslamoğlu’nun eserlerine göz atıldı... Ruh dinlendirildi... Namaz takkeleri alındı... Ertuğrul Özkök için şık bir ihram ayarlandı... Ipod’lara ilahiler yüklendi... Nihat Hatipoğlu Hoca Bedir Harbi’ni canlandırdı... Prof. Azmi Hamzaoğlu’dan “Ahmet Hakan’ın kol kırıklığı umre seyahatine mani teşkil etmemektedir” vesikası alındı... Ali Bulaç ile bir iftar yapıldı ve son taktikler alındı... Kanat’ın kulakları çınlasın, parmak arası terliklerimiz bile hazır...

Haberin Devamı

Yani kutlu yolculuk için her şey tamam...

Hemen söyleyeyim:

Yaman kardeşimiz Sebati Karakurt da tetikte... O kadar tetikte ki... İkide bir “Şeytan taşlayacak mıyız?” diye soruyor... Karşı taraftan “Sen de mi Sebati?” yanıtının gelme ihtimalini bile göz ardı ederek...

Neyse...

Allah izin verirse...

Ertuğrul Özkök, Ahmet Hakan ve Sebati Karakurt’tan müteşekkil mütevazı kafilemiz, bu cumartesi kutsal topraklara doğru yola çıkacak...

Dönüşte her şeyi ama her şeyi anlatacağım... Söz...

Hangi olay ile hangi devir bitti

Nurettin Hasman-Eda Taşpınar çiftinin olaylı ayrılığının ardından Eda Taşpınar’ın “Sosyeteden çekiliyorum” açıklamasıyla o muazzam İKONCAN DEVRİ yerle yeksan olmuştur...

Haberin Devamı

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un 30 Ağustos mesajına sıkıştırdığı birkaç cümleyle düdük çalmış ve KAFAYA GÖRE TAKILMA DEVRİ sona ermiştir.

Gözümüzün nuru, biricik haberleşme aracımız Twitter’ımızın popüler olmasından itibaren SMS’LE BALIK AVLAMA DEVRİ gayet arkaik kalmıştır...

Serdar Ortaç’ın “En büyük şair” ya da “yitik ozan” falan ilan edilmesinin ardından TÜRK ŞİİRİ hakkın rahmetine kavuşmuştur...

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “Devlet hiçbir zaman yanlış yapmaz” şeklindeki açıklamasıyla devr-i Süleyman yeniden hortlamış, SİVİL ÇANKAYA DEVRİ tükenmiştir...  

Yazarın Tüm Yazıları