Yine iş başa düştü, kadınlara

LEFKOŞA

TELLERİN
arasından ara bölgeye geçiyoruz.

Sağda çok, çook eskilerden kalma güzel bir ev. Verandası ve pencerelerinde kum torbaları.

Savaşı devam ettiremedik bari anısını yaşatalım endişesi gibi hastalıklı bir anlayışı yansıtıyor.

Telleri, duvarlardaki kurşun izlerini, kum torbalı pencerelerin metruk evlerini geçerken, Kıbrıs’ın kırık ruhunu hissediyor insan.

Çözüm umutlarının üzerinde tepinen Papadopulos’un silindirleri, Brüksel’de yakıt alırken, Kıbrıslı Türk ve Rum kadınları Türkiye ve Yunanistan’dan gelen kadınlarla birlikte Ada’da adil çözüm umutlarını yeniden yeşertmeye çalışıyorlar.

Kardak krizinden sonra kurulan Türk-Yunan Kadın Barış Girişimi Winpeace’in deneyimlerini Kıbrıslılarla paylaşıyorlar.

Toplantı, gerginliğin en fazla hissedildiği günlere rast geliyor. Gerginliğin kaynağında sadece AB ile Türkiye’nin müzakerelere başlayıp başlamayacağı belirsizliği yok.

Kıbrıs sorununu, çözmeden halletmeye çalışan Rum Yönetimi’nin Brüksel’i seferber etmesinin yarattığı gerginlikten söz ediyorum.

* * *

BU adanın aklı başında Türkleri ve Rumları, taraflardan birini yok sayan tutumun, adanın zaten içselleştirdiği çatışma ruhunu beslediğinin farkındalar.

Türkler ve Rumların kaygısı farklı.

Dinlediğim Rum kadınlar, bölünmenin kaçınılmaz hale gelmesinden endişeli.

Türkler ise artık hiçbir yerde kendilerinin esamisi okunmamasından kızgın ve umutsuz.

Cumhurbaşkanı Talat’ın, önceki günkü görüşmemizde ‘KKTC kurumları muhatap alınmıyor. Yarın öbür gün bu takışmaya yol açacak’ sözleri de bu duyguyu yansıtıyor.

* * *

YUNANİSTAN
Winpeace’ten Sue, toplantının sonunda ‘Bir itirafta bulunacağım’ diye ayağa kalkıyor ve devam ediyor:

‘Buraya gelirken, Kıbrıs’a işgal topraklarına gideceğimi söyledim arkadaşlarıma. Ağzım alışmış. Ama şimdi kuzeyde geçirdiğim iki günden sonra terminolojimi değiştiriyorum. Ben bölünmüş bir ülkeden geliyorum diyeceğim soranlara.’

Avrupa bu işin sonunu göremiyor. Gene önce kadınlar fark ediyor ve kolları sıvıyorlar.

Barışın, ne Avrupa’ya ne de siyasi çıkarlara terk edilemeyeceğinin bilinciyle harekete geçiyorlar. 3 Ekim’de ne olursa olsun Kıbrıs sorunu sürecek çünkü.
Yazarın Tüm Yazıları