Yine Gürün Han'ı yakarlar korkusu

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Susurluk kurbanı Ömer Lüftü Topal davası sadece polisiye değil, ekonomik bazı ipuçları da sunuyor izleyenlere...

Örneğin, Ömer Lütfü Topal'ın ortağı Ali Fevzi Bir önceki günkü duruşmada kumar rantının boyutu hakkında bir rakam verdi:

- Ömer Lütfü Topal'ın, 14 veya 15 kumarhanesi var. Ancak Sheraton Oteli'ndeki kumarhanenin yüzde 25 hissesi bana, diğer yüzde 25 hissesi de Sami Hoştan'a aittir. Diğer bütün kumarhanelerde Topal'ın İsrailli ortağı var. Ancak, son dönemlerde Topal, bu İsrailli ortağına para vermiyordu. Topal öldüğü zaman, İsrailli ortağı çocuklarından 46 milyon dolar alacaklı olduğunu belirterek parasını istedi. Bu parayı ya tahsil ettiler, ya da ediyorlar.

Topal'ın yabancı ortağına borcu 46 milyon dolar... Gecelik kazancı 3 milyon dolar... Ama Topal'ın ismi vergi listesinde yok.

Yani kazancı, borcu, hukuğu ayrı dünyada kayda geçiyor. Kibarca ‘‘kayıtdışı ekonomi’’ olarak andığımız dipsiz kuyuyu besliyor.

***

Bu köşede bir ay kadar önce çıkan ve kara parayla mücadelede yetersiz önlemleri eleştiren yazıya, eski bakanlardan Ali Naili Erdem'in 9 Ekim 1997 tarihinde yazdığı yanıt, elimize ancak dün ulaştı.

Erdem, 31 Mart 1975 tarihinde kurulan ve 5 Haziran 1997 erken seçimine kadar işbaşında kalan Birinci Milliyetçi Cephe Hükümeti'nin Milli Eğitim Bakanıydı. Mektubunu aynen yayınlıyoruz:

‘‘‘Kara Para Niyetine Vergi Takibi Başladı' yazınız bir anımı canlandırdı. Rahmetli Yılmaz Ergenekon Maliye Bakanı, Başbakan Süleyman Demirel'in huzurlarındayız.

Sevgili Ergenekon sakin bir üslupla ‘‘Bu vergi kaçırma işini çözüyorum. İstanbul'a fevkalade yetenekli uzman arkadaşlarımı gönderdim. Kısa süre içinde vergide oynanan şeytanlıkların üstesinden geliyoruz' sözlerini tamamladığında bizler hayli rahatlamıştık.

Sanıyorum bu konuşmadan iki gün sonraydı. Yine sayın Başbakan'ın huzurlarındayız. Sayın Demirel, ‘Yılmaz, müfettişlerini geri çek. Gürün Han yanıyor. Bunlar İstanbul'u yakacaklar' dedi.

Müfettişler geri çekildi.’’

***

Gürün Han, 22 Eylül 1975 tarihinde yandı. 528 şirketin ticari defterleri kül oldu, vergi takipi imkânsız hale geldi. O gün bugündür kamuda, ‘‘Yine Gürün Han'ı yakarlar’’ korkusu başgösterdi.

Kimseden kazancının hesabı, vergisi sorulmadı.

Turgut Özal, döviz krizi yaşanır korkusunu bahane etti, kaçakçıları affetti, hayali ihracatçılara madalya taktı, sesimiz çıkmadı.

Gecede 3 milyon dolar kazanan kumarhaneler, vergi ödememek için zarar beyan etti, ‘‘Aman üstüne gitmeyelim, sonra kumar yeraltına iner’’ diye tırstık...

Örnek çok, yer dar... Ama tek bir soru...

Halimiz Gürün Han enkazından daha mı iyi, korkunun ecele faydası var mı?

Yazarın Tüm Yazıları