Yılbaşı gerginliğini gidermenin 8 yolu

İŞTE yine bir yılbaşı gerginliği baş göstermiş durumda...

Haberin Devamı

Bir yerlerde esrarengiz bildiriler dağıtılıyormuş, “Yılbaşında eğlenmeyin... Müslüman millete yakışmaz” diye...

Bir yerlerde de birtakım adamlar, eğlence mekanlarında nutuklar çekiyorlarmış, “Yılbaşı Hıristiyan adetidir” falan diye...

Buna mukabil, “Ne Hıristiyanlığı? Biz bir yıl bitiyor, yeni bir yıl başlıyor diye kutlama yapıyoruz” tarzı savunma temrinleri...

* * *


Üzülüyorum bu tartışmaları gördükçe...

Belki de bu yüzden...

Bu bitmek, tükenmek bilmeyen yılbaşı gerginliğini asgariye çekmenin sade, basit ve anlaşılır yolları üzerinde bir çalışma yaptım...

Hem “Eğlenmeyin” diyenleri...

Hem de “Eğlenirim” diyenleri...

Rahatlatacak bir plan çıkardım...

İşte 8 maddelik “uzlaşma planı”.

* * *


BİR:
Şu birkaç gün dilimizden şu cümleyi eksik etmeyelim: “Herkes kendi hayatını yaşar”.

İKİ:
“Millet” diye yekpare bir bütün olduğunu unutalım... Bir millet var... Ama milletin bazısı eğlenir, bazısı eğlenmez... Bazısı yılbaşı kutlar, bazısı kutlamaz... Bu fikri olgunluğa erişelim...

 

ÜÇ: Yılbaşı kutlaması yapanlara “safahat ehli”, “yoldan çıkmışlar”, “doğru yola getirilmeleri gereken insanlar” muamelesi yapmaktan vazgeçelim...

Haberin Devamı


DÖRT:
Yılbaşı kutlaması yapmayanlara “yobaz”, “zevksiz”, “eğlencesiz” muamelesi yapmaktan vazgeçelim...


BEŞ:
Yılbaşında Noel Baba’lı eğlenceler düzenleyenler ile yılbaşında Mekke’nin Fethi’ni kutlayanlara aynı anlayış çerçevesinde yaklaşalım...


ALTI:
Dindar olanlar, herkesin dindar olduğu bir memlekette yaşamadıklarının, dindar olmayanlar da herkesin dindar olmadığı bir memlekette yaşamadıklarının farkına varmasını sağlayalım...


YEDİ:
Yeni bir yıl geliyor diye bütün bir geceyi muhasebe yaparak, ibadet edip Kuran okuyarak geçiren de bizdendir, yeni bir yıl geliyor diye eğlenen de bizdendir..

SEKİZ: İlkeler basittir: Kimse kimsenin hükümdarı değildir... Kimse kimsenin yaşam tarzına karışamaz... Kimse kimsenin kıyafetine karışamaz... Kimse kimsenin eğlencesine karışamaz... Kimse kimsenin ibadetine karışamaz...


DOKUZ:
Türbanı savunurken ne diyorduk: “Sana ne benim kıyafetimden”. O zaman yılbaşını da “Sana ne benim eğlencemden” diye savunabiliriz... Tabii eğer “ilke” bizim için bir anlam ifade ediyorsa...

 

Vavien’in karnesi


TAYLAN BİRADERLER:
Coen Biraderler’in çakması değiller kesinlikle... Öz be öz yerlisi durumundalar...

TAŞRA ATMOSFERİ: İyi bilirim ben taşra sıkıntısını... Taşranın bezdiriciliği, bunaltıcılığı, fenalığı, münafıklığı bu kadar mı güzel yansıtılır? Helal olsun... Vallahi helal olsun...

ENGİN GÜNAYDIN: Burhan Altıntop karakterine sığmayacak kadar iyi bir oyuncu olduğunu biliyordum...

BİNNUR KAYA: Yok böyle oyunculuk... Oynamıyor, yaşatıyor...

SETTAR TANRIÖVEN: En büyük övgüyü o hak ediyor... Büyük sanatçı değil, bir dev o...

FARGO: Tamam, Fargo’yu andırıyor ama hiç önemli değil... Bu kadar yerlileştirebildikten sonra istersen Seven’ı bile taklit edebilirsin.

SONU: Herkes sonuna takmış... Bence sonu bile güzel...

AKSAN: Tokat aksanı... Ne fazla vurgulu... Ne de az... Kararında aksan dedikleri bu olsa gerek...

HİKAYE: Baştan sona iyi anlatılmış bir hikaye... Dengeli, abartısız, gerçekti, vurucu... Sömürmüyor, namuslu...

SERRA YILMAZ: Belki de aksayan tek karakter onunki... Peruk tam bir yabancılaştırma efekti yaratmış...

DİYALOGLAR: Bir tane fazla kelime yok... Bir tane bile... Daha ne olsun...

Haberin Devamı


UYARI:
Sakın, Türk sinemasından bezdik falan deyip sırt çevirmeyin... Bir “baş yapıt”ı kaçırmış olursunuz...

Yazarın Tüm Yazıları