Yetmiş parlamenterin imzası

YETMİŞİ bulmak hiç kolay olmadı Geçen hafta Strasbourg’da Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde eş zamanlı seyreden birçok olay ve girişim arasında, AKP’li Murat Mercan başkanlığındaki Türk parlamenterler heyetinin Kıbrıs ile ilgili girişimi de vardı.

Avrupa’da siyasetin ısınması, her tarafın soğuktan buz kestiği bugünlere rastladı. Kıbrıs da artık Avrupa’nın siyasi gündeminde önemli maddelerden biri olduğu için gündemdeki yerini alıyor.

Türkiye’nin Kıbrıs’ta çözüm arayışını canlandırmak istemesi de bu açıdan destek buldu.

Aralarında Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkelerin de bulunduğu Avrupa Konseyi’ndeki girişim sonucu, iki gün içinde 70 parlamenterin imzasını alan bir deklarasyon ortaya çıktı.

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün açıkladığı eylem planına destek veren deklarasyonda, Kıbrıs’ta bugünkü durumun kabul edilemeyeceği vurgulandı ve yeni bir çözüm sürecinin başlatılması gerektiği üzerinde duruldu.

Bugüne kadar gerçekleşen çözüm girişimlerinin başarısızlığa uğradığı belirtilirken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin üzerine düşeni yapmasına rağmen, çözümsüzlükten en fazla mağdur olan taraf olduğunun altı çizildi, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi KKTC’ye uygulanan ambargoları kaldırmaya çağrıldı.

Sonucu ne derece etkileyeceği tartışılır ama Avrupa Konseyi’nde Türkiye’nin girişimine verilen bu destek önemli.

Çünkü, bu tip deklarasyonlar için imza bulmak kolay değil. Hele de konu Kıbrıs olunca.

Tabii imzalar arasında desteklerini almak daha kolay olan ülkelerin parlamenterleri de var. Ama imzalara bakıldığında "Biz bizi destekledik" havası yok. Azerbaycan parlamenterlerinin yanı sıra AB Parlamento gruplarının önde gelen isimleri de var listede.

* * *

AMERİKAN
Kongresi’nden de destek geldi. Demokrat Robert Wexler ile Cumhuriyetçi Ed Whitfield’in imzalarını taşıyan açıklamada Kıbrıs sorununa çözüm arayışı desteklenirken, KKTC’ye ambargonun kaldırılması çağrısında bulunuldu.

Türkiye’nin açılımına İtalya, İspanya gibi birçok ülkenin desteğini de hesaba katarsak, Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Avrupa Birliği üyeliği üzerinden kendi çözümünü Ada’ya dayatma taktiğinin ters tepmeye başladığını görmek mümkün.

Ada’daki yabancı Büyükelçilerin KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile görüşmesini yasaklamaya kalkmasından da sinirlerinin giderek bozulduğu anlaşılan Rum Lideri Papadopulos’un da artık bu işin böyle yürümeyeceğini fark etmeye başladığı seziliyor.

CİA HAPİSHANELERİ VE SUÇ ORTAKLARI

AVRUPA Konseyi’nde geçen hafta Parlamenterler Meclisi’nde CIA’nın Avrupa’daki gizli hapishaneleriyle ilgili rapor da açıklandı. Raporu hazırlayan İsviçreli Senatör Dick Marty’nin raporuna göre, Avrupa’da, insanların kaçırılıp işkence yapılmak üzere bazı ülkelere götürüldüğü artık kesin. Eski yargıç Marty çok önemli bir konuya da değindi; "Bu insanlara işkence yapıldığı ve yapılacağının o ülkelerin bilgisi dışında olması imkansızdır."

Bu operasyonlar kadar onlara suç ortaklığı yapan ülkeler de mercek altında. Skandal giderek büyüyor.
Yazarın Tüm Yazıları