“Yetmez ama evet”, “Çalıyor ama çalışıyor yani”ye dönüştü

Elinize büyük bir güç geçtiğini düşünün. Millet adına karar verme mekanizması sizde.

Haberin Devamı

Üstelik bu gücü vatandaşınızdan alıyorsunuz, çünkü onlar sizi seçti. Elbette sizi denetleyecek birileri de olacak ancak öyle bir pozisyondasınız ki, o denetleme mekanizmasıyla bile oynayabilirsiniz.
Doğru adımlar atarak kolayca zengin olabilirsiniz, çevrenizdekileri zengin edebilirsiniz, ailenize ve yakınlarınıza imtiyaz sağlayabilirsiniz... Üstelik çok seveniniz var. Senelerce sizi sorgusuz sualsiz güven besleyen ve seven bir kitle... Hep alkışlanıyorsunuz, hep övülüyorsunuz, hep “ortamın yaranılması gereken adamı” sizsiniz.
Herkes size çalışıyor, herkes sizin gözünüze girmeye çalışıyor, el üstünde tutulan ve itina edilen bir numaralı insansınız.
Kendinizi bu koşullar altında düşünün. Çürümez misiniz?
“Hayır efendim, çürümem” diyenlerin dahi kayda değer bir kısmı böylesine ekstrem bir güç ve para denizi içinde kendini kaybedecektir.
Eğer ideal bir dünyada yaşasaydık, bu koşullarda çürümeyecek insanların siyasetçi olması gerekirdi, değil mi? Belki uzak bir gelecekte çürüme/kendini şaşırma potansiyeli olmayan insanların belirlenip memleket yönetimine ancak onların geçebileceği bir sistem olur, kim bilir...
Bugüne kadar ülke yönetimine geçen, eline güç alan herkes battı bu “yolsuzluk” balçığına. Milletin gözünün içine baka baka türlü numaralar çeviren siyasilerle dolu Türkiye tarihi, malumunuz. Bugün de gelenek devam ediyor.
Eğer Türkiye bir insan olsa, karakter özelliklerinden biri olarak yazılabilir kenara “yolsuzluk” huyu.
Can çıkar huy çıkmaz derler ya...
Büyüklerimiz “Yolsuzluk dün vardı, bugün de var, gelecekte de olacak” diyorlar.
Geçmişte yolsuzluk yaptığı sırada memlekete hizmet vermeyi unutan siyasetçilere o kadar alışmışız ki... Bizim cebimizden çıkan vergilerle hizmet veren, çalışan belediyeler, bugün “vay be” oluyor.
Koşullar böyle iken... “Yetmez ama evet”çiler yerini “Çalıyor ama en azından çalışıyor”a bıraktı, hayırlı olsun.

Haberin Devamı

“Nasılsa çalacak, bari çalışıyor olsun!”

Ne kadar kanaatkar bir düşünce değil mi? “Nasılsa memlekette rüşvet hep olacak, bari hem çalan hem çalışan bir yönetici olsun...”
Televizyonda bir hanım kızımız bir tartışma programında “Keşke bakanların alabileceği rüşvet minimuma inebilse” demişti ya.
“Yetmez ama evet”ten “Çalıyor ama en azından çalışıyor”a dönüşen zihniyetin simge cümlesi olsa yeridir...

* * *

Haberin Devamı

Hem iyi çalışan, hem güç, pohpoh, para karşısında çürümeyecek, milletin parasını yemeyecek, yedirmeyecek insanlar dünya üzerinde yaşıyor, bunu biliyoruz.
İşte biz, böyle adamlar siyasetçi olsun istiyoruz. Yazarınız biraz saf ama çok insani bir istek bu, sevgili rastgele yaşamak zorunda bırakılan, sahipsiz Habitus okuru.
İnsana verdiği değer ve hayat koşulları itibariyle yaşanmaz, iş yapılmaz, çocuk doğurulmaz, sokakta yürünmez bir ülkeye dönüştü Türkiye.
“Çalmıyor ve çalışıyor, helal olsun” dedirtecek adamlar millete hizmet etsin...
Her bir vatandaşının hakkı, en az “bugünün imtiyazlı siyasileri kadar” korunsun...
Çok şey istiyoruz, biliyorum ama...
2014’ten tek dileğim bu.

Yazarın Tüm Yazıları