Yetiş Ayşe

Haberin Devamı

KÜRTAJ CİNAYET MİDİR?

Merhaba Ayşe Hanım,

Ben Ankara’da serbest olarak avukatlık yapan bir kadın okuyucunuzum.

Aynı zamanda Ankara barosu kadın hakları merkezinde görev yapıyorum.
(bunu söylememin nedeni kadınlar konusundaki hassasiyetimin bilinmesidir)

Düzenli olarak köşenizi okumaya çalışıyorum. Günlük yaşamın sıkıntısında gülümseten yazılarınız, hayata renk katıyor. Bunun yanında Yetiş Ayşe köşenizi de takdirle izliyorum.
 
Ancak bugün okuduğum bir yazı beni derinden etkiledi,
ne diyeceğimi bilemiyorummmm.
 
Bir kadın bir çocuğuna bile bakamazken, nasıl ikincisini dünyaya getirmek ister ve siz ona ben de Allah’ın verdiği canı
sadece onun almasını düşünüyorum dersiniz. Bunu anlayabilmek mümkün değil.
 
Bu ülke bu zihniyet yüzünden bu hale gelmedi mi??? Çocuk esirgeme kurumları bu halde çocuklarla dolu, annesi babası tarafından bakılamadığı için terk edilmiş.

Haberin Devamı

Anne olmak sadece doğurmak değildir bana kalırsa.

Allah rızkını verir mantığı, vermediği ve vermeyeceği ortada, daha ne diye doğrulur bu çocuk, ona sorulsa bence o da dünyaya gelmek istemez.
 
Kürtajı cinayet gibi göstermek 21 yy.a yakışır bir davranış değildir, sizin gibi modern ve aydın birisinin de bunu desteklemesini size
yakıştıramadım.

Kürtaj günah diye bu ülkede çocuk yaşta, çocuk kadınlar anne olmak zorunda kalıyorlar. Üstelik kendisine tecavüz eden bir adamın çocuğunu dünyaya getiriyorlar. Olan yine kadınlara oluyor yani.
Daha söylenecek çok şey var aslında ama zamanınızı almayın, sadece sizinle bu düşüncelerimi paylaşmak istedim. Kusura bakmayın.

İyi çalışmalar.

Av. İdil Yalçıner Şimşek

CEVAP: İdil Hanım gerçekten tartışılması gereken bir konu bu sizin yazdıklarınızın çoğuna da katılmamak mümkün değil.

Özellikle de tecavüze uğrayan çocuk yaştaki kızlarımız açısından kürtaj tabi ki iyi bir çözüm olabilir.

Ancak bana akıl danışan okurumuz evli ve sadece bir çocuğu var. Yani öyle 8-10 çocuğu olup da 11.’sine hamile değil. Bu nedenle benim yanıtım da bu yönde oldu. Hatta dikkat ettiyseniz kendisine yasal kürtaj süresini de hatırlattım cevabımda.

Haberin Devamı

Genel olarak karşı olduğum sonucuna varılmasını istemem. Ancak yine de son kararı verecek olan anne ve babadır. Bizler sadece fikrimizi söyleyebiliriz.

Şimdi bu tartışmalı konuda ben de sevgili okur dostlarıma soruyorum; siz kürtaj konusunda neler düşünüyorsunuz? Hadi yazın yayınlayıp tartışalım bu konuyu.

EVDE YAPABİLECEĞİMİZ İŞ ARIYORUZ

Ayşe Abla merhaba,

Yine sana yazasım geldi. Öncelikle Veli Bey ile mutlu bir hayat diliyorum. Hayırlısı neyse o olsun ama evlenmenizi çok isterim.
Ablacığım ben hala işsizim. 2 arkadaşımla birlikte evde bir şeyler yapıp ailelerimize destek olmak istiyoruz.

Arkadaşlarım evli ve ikisinin de yeni bebekleri oldu, Poyraz ve Demir adında, onların çocukları var diye çalışmaları zor; bense bahtsız bedevi zaten.

Haberin Devamı

Küçükçekmece’de oturuyoruz, evde yapabileceğimiz her iş olur. Yardımcı olabilecek birisi bulunursa çok seviniriz.
Seni çok seviyorum.
Öpüyorum
D. 

CEVAP: Sevgili D., çok güzel bir düşünce bu. Bu şekilde evlere iş veren pek çok iş var. Gelinlik ve abiye kıyafetlere boncuk işlemekten tut da bilgisayar başında yapılabilecek işlere kadar. Okur dostlarımızdan bu konuda destek bekliyorum. Cevapları sizlere ileteceğim. Seni, Poyraz’ı, Demir’i ve arkadaşlarını öpüyorum, sevgiler.

……………….


GEBZE’DEKİ SEVGİ EVLERİ

Merhaba Ayşe Hanım,

Ben sizin yazılarınızı her zaman takip edemesem de vakit buldukça okumaya çalışıyorum. Birkaç ay önceki yazınızda yazmış olduğunuz Gebze’de bulunan kimsesiz çocukların kaldığı sevgi evleri adlı kuruma ait telefon numarası veya herhangi bir iletişim adresini öğrenmek istiyorum. Bu konuda yardımcı olursanız sevinirim.
İlginiz için teşekkürler.

Haberin Devamı

CEVAP: Bana son ulaşan bilgide herhangi bir yardım talepleri bulunmadığı bildirilmişti. Ancak yine iletişime geçip talepleri olması durumunda sana bilgilerini ileteceğim. Bu arada aşağıda bu tip kurumlardan çıkan kızlarımızla ilgili başka bir mail yayınlayacağım belki o da ilgini çekebilir.


…………………

OTURMA GRUBU BAĞIŞI - BAHÇELİEVLER KIZ YURDUNDAKİ KIZIMIZIN ACİL İHTİYACI

Sevgili Ayşe Aral,

Sosyal hizmet il müdürlüğüne bağlı yurtlarda kalmakta olan koruma altındaki çocuklarımızın 18 yaşına geldiklerinde yine devlet tarafından bir işe yerleştirilip altı ay kira yardımı yapılmak üzere yurttan ayrıldıklarını hepiniz biliyorsunuzdur.

İşte Bahçelievler kız yurdunda kalan  ……. adlı kızımız da bu nedenle yurttan ayrılarak bir eve çıkarıldığı için kendisinin acilen yatak, gardırop, yemek masası, sandalye, halı(kilim) ve kuru bakliyat gibi erzaka ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaçlarını karşılamak üzere yardımlarınızı bekliyor, en derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Haberin Devamı

Korunmaya muhtaç çocuklar kom. Başkanı

Mualla Say

CEVAP: Bu kızlarımızın 18 yaşına geldiler diye kapı önüne konmaları gerçekten üzücü. Onlara destek olmak hepimizin borcudur. Lütfen herkes evinde kullanmadığı fazla eşyalarını, giyecek ve her türlü yiyecek yardımlarını bana iletsin ki bu kızlarımızın da geleceğe karşı bir umutları olsun.
………………

ÖDÜLLÜ TASARIMCI İŞ ARIYOR

Merhaba Ayşe Hanım,

Öncelikle, bütün samimiyetimle, yazılarınızı ilk günden beri takip ediyorum ve sizi çok beğeniyorum. Tüm samimiyetinizle hayatınızı yazmanızın birçok insana özellikle biz kadınlara hem destek hem de örnek olduğunu düşünüyorum.

Siz tabi ki bunları herkesten duyuyorsunuzdur, ben lafı çok fazla uzatıp zamanınızı almak istemiyorum. Ama siz nasıl samimiyetle yazıyorsanız, benim de samimiyetime inanın ki sizi severek takip ediyorum.
 
Şu an bu e-postayı yazarken çok gerginim. Umarım bir yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermem. Ayrıca, şimdiden yazım hatalarım için kusura bakmayın. İnanın ellerim buz gibi oldu.

Kendimden kısaca bahsetmem gerekirse, adım G, 26 yaşındayım, …. Koleji, üstüne … iç mimarlık mezunuyum ve İstanbul’da yaşıyorum.

Evet, sizden çekinerek bir şey isteyeceğim. Aslında tam olarak ne istediğimi ben de bilmiyorum. Kısaca anlatmam gerekirse, ben ağustos ayından beri dayım tasarımcı M’ye, maddi bir karşılık beklemeksizin, yardımcı olmaya çalışıyorum. Dayım bu ülkeye gelmiş sayılı yeteneklerden biridir. Daha önce hem yurt içinde hem yurt dışında işler yapmış.

 İşleri ödüller almış, kendisini röportajı yayımlanmıştır. Vitray, yağlı boya, iç mekân tasarımı, endüstriyel tasarım... Belki çok klişe olacak ama gerçekten tasarım ve sanat alanında elinden gelmeyen iş yoktur.

Ama gelin görün ki, herkesin başına gelebilecek olan bazı talihsizliklerden dolayı şu anda maddi, manevi çok kötü bir durumda.

Ailece çok üzüldük, ancak şu son 7-8 aydır her şeyi geride bırakıp işimize odaklanmak istiyoruz. Ama iş yok! Kendimi sorumlu hissediyorum ve bir şeyler yapmak istiyorum.

Bir tek dayım için değil, kendim için de. Sürekli tükettiğim hiçbir işe yaramadığım düşüncesine artık gerçekten dayanamıyorum.

Bencillik yapıp başka yerlere başvuruyorum ama o da yok. Bütün sırtımda strese bağlı döküntüler oluştu. Ama biz bunları unutup sadece iş, sanat yapmak istiyoruz.

Evet, dediğim gibi o kadar gergin yazıyorum ki, elim ayağım 

Konumuza dönecek olursak, reklam verecek ya da halkla ilişkiler kampanyalarına ayıracak bütçemiz olmadığından kendi imkânlarımızla bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.

Çeşitli tasarım dergileriyle de irtibata geçmeye çalıştım ama hiç bir geri dönüş alamadım. Sizden isteğim, eğer mümkünse web sitemize bir göz atar mısınız? Belki sizin ya da bir tanıdığınızın ihtiyacı olur. Ya da bana "G. şöyle bir şey yapabilirsin" diye en ufak bir fikriniz tavsiyeniz bile çok değerli. Kendimi inanılmaz bir çıkmazda hissediyorum. Bakmak isterseniz web adresimiz:
 “…..”

Bu kadar uzun bir e-posta yazarak zamanınızı aldığım için özür dilerim.

Kafamı toparlayabildiğim kadarıyla düzgünce kendimi ifade etmeye çalıştım umarım başarabilmişimdir.

Veli Bey'e ne diyeceğinizi çok merak ediyoruz, umarım sizin ve sevdikleriniz için her şeyin en güzeli, en huzurlusu, en mutlusu gerçekleşir.

Son bir şey daha söylemek istiyorum, babam panik atak hastası ve bir panik atak hastası yakını olarak tam olarak ne hissettiğinizi bilemesem de anlayabiliyorum. O da tamamen hayatınızdan
çıkar umarım.

Kendinize iyi bakın
G.

CEVAP: Sevgili G., iş konusundaki çabalamanı çok iyi anlıyorum. Sizin gibi kendi işini yapanların zaman zaman maddi sıkıntılar çekmesi maalesef sıradan bir hal aldı ülkemizde. Bu kadar güzel işlere imza atan, ödüller kazanan bir ustaya eminim benim okur dostlarım da işlerini teslim etmek isteyeceklerdir. Bu durumda bana gelecek talepleri sana yönlendireceğim. Başarılar diliyorum.

…………….

 ACİL YARDIM

Merhaba Ayşe Hanım,

Yazılarınızı keyifle okuyorum. İyi yürekli birisi olduğunuza inanıyorum. Bu nedenle sizden bir ricam olacak.

Bir tanıdığımın bebeği çok hasta. Doğuştan gelen bir rahatsızlığı nedeniyle doğduğu günden beri hastanede yatıyor.

Annesinin üç kızı daha var. 2, 5, 6 ve 8 yaşlarında bu kızlar anne diye her gün ağlıyorlar çünkü anneleri yaklaşık 8 aydır bebeğine bakmak için hastanede kalıyor.

Bebeğin babası asgari ücretle bir fabrikada çalışıyor. Buna rağmen bunca ay mücadele ettiler.

Son duruma göre bebeğin çok acil karaciğer nakli olması gerekiyormuş. Karaciğer nakli olursa iyileşecekmiş yoksa ölecekmiş.

Hastaneden 45 bin TL para istemişler. Bu ailenin bunu ödemesine imkân yok.

Köşenizde bu durumu anlatır, hayırsever insanların bu aileye yardımcı olmasını sağlar mısınız?

Eren bebek iyileşirse annesi eve dönecek, geride kalan üç kızın yüzü gülecek.

Lütfen yardımcı olun.

Züleyha 
 

CEVAP: Böylesine önemli bir ameliyatı devlet karşılamıyor mu? Bu durumu Sayın Bakanımıza da ileteceğim eminim en kısa zamanda bir çözüm üretilecektir bu minik yavruya. Tabi görüşebilmem için bana bebeğin hangi hastanede bulunduğu ve tam ismi gibi detayları iletmen gerekiyor.

………………..


OLUMLU YA DA OLUMSUZ DÖNERSENİZ SEVİNİRİM
 
Ayşe Hanım merhaba,
 
Dün gece yayınladığınız yazınızdan sonra bu maili atmaya karar verdim. Konuya direk girmek istiyorum.

Ben 27 yaşında evli ve 1 kız annesiyim.17 yaşındayken annem ve babam ayrıldı, 25 Mart’ta 10 sene dolacak. Ben ayrıldıklarında lise sondaydım ve lise sonda günlük tutmaya başladım ve 2-3 sene sürekli olmasa da devam ettim. Evlendikten sonra da ara ara yazdım, çoğu kez yazdıklarımı yakmak, yırtmak istedim.

2.kez okuyamadım bana o günleri tekrar yaşattığı için. En son kararım günlüklerimi kızım için saklamaktı dün gece Veli Bey’le Uludağ maceranızı okudum ve yattım uyku tutmadı.

Aklıma siz, yazılarınız, tv deki programınız ve yazarlık geldi. İşte o an günlüğümü kitap haline getirmek istedim. Amacım şu; çiftler ayrılabilir, kendilerine ayrı yollar çizebilir, bir daha birbirlerini görmeyebilir; ya çocuklar? Yaşadıkları? Söyleyemedikleri?

Bunları birinin söylemesi lazım! Bu 10 senelik zaman zarfında olan sadece çocuklara oldu, biraz anneye. Çok az yara aldı dediğim ama yanıldığım babaya oldu. Çiftler benim günlüğümü okumalı ve 1 değil 2 kere düşünmeli.

Ben bu konu için sizi rahatsız ettim, bana akıl vermenizi ve yönlendirmenizi, hayat tecrübenizden dolayı rica ediyorum. Şimdiden teşekkür ederim.

Not1: Veli Bey’e Begüm’e ve yardımcınıza selam.
Not2: Mailimde imla harflerine dikkat etmedim ve kontrolünü yapmadım, düzeltmeleri yaparken vazgeçmekten korktum.

CEVAP: İmla hatalarını biz gazeteye aktarırken düzeltiyoruz ki herkes rahatça okuyabilsin, merak etmene gerek yok anlayacağın.
Kitap konusu gerçekten güzel bir konuya benziyor, değerlendirmende yarar var.

Bana sevgili okur dostlarımdan bu konuda çok fazla talep geliyor; elimden geldiğince, vaktim elverdiğince okuyup, destek olmaya çalışıyorum.

……………….

KADERSİZ

Merhaba Ayşe Hanım, ben daha önce de yazmıştım.  İnanın yüzüm tutmuyor. Ama başka çarem yok.

Ben 5000 TL Ayda 150 TL geri ödemeli bir yardım istemiştim. Biliyorum benden daha zor durumda olanlar vardır. Allah hepimizin yardımcısı olsun.

İnanın her kapıyı zorladım olmuyor. Banka kredi verilmiyor kızımın babası yüzünden.

Çok çaresizim. Ne olur bana da yardım edin.

Sizi çok seviyorum.

Teşekkürler

CEVAP: Sevgili Kadersiz, henüz herhangi bir yardım talebi gelmedi ancak eminim benim sevgili okur dostlarım sana yardım edeceklerdir. Belki bir kişinin bütün parayı ödemesi mümkün olmayabilir ancak ne demişler damlaya damlaya göl olur.

……………….

1.800 TL BİR PARAYA İHTİYACIM VAR

Öncelikle selamlar. Bir süredir ben de okur kervanınızın bir yolcusuyum.
 
Yazdıklarınız ve yaşadıklarınız bazen; "Aaaa hadi yaa, demek ilerleyen yaşlarda böyle olacak" dediğim.
 
Bazen de; "Yok artık" diye tepki verdiğim ama nedense her sabah köşenizi okumayı kendime görev haline getirdiğim beni gerçekten mutlu eden, bazen şükretmemi sağlayan, bazen içimde anlamsızca kelebeklerin uçuşmasına neden olan yazılar.

Kısaca kendimden bahsedecek olursam eğer;
 1 yılı aşkın bir süredir İstanbul’da tek başıma yaşıyorum. Turizm organizasyon sektöründe part-time çalışıyorum. Şu an da bir ilaç firmasında kongre departmanında dönemsel olarak çalışıyorum. 3 ay sonrasına Allah kerim.
İstanbul’a gelme nedenime kısaca değinecek olursak eğer;
doğduğum yerde kaldığım 20 küsur yıl boyunca öp öz babam tarafından bazen sadece oturduğum için, bazen de banyoya gittiğim için kovulmama neden olan bahanelerden sıkılarak şansımı denemek istemem.

Geldiğim günden beri sürekli çalışıyorum. Sevgili babamın adıma çıkartıp kullandığı ve ödemediği kredi kartı borcu, ev kirası, hala daha zulmetmeye devam ettiği annem ve kardeşime destek olmaya çalışıyorum aynı zamanda ama hiç bir zaman halimden şikâyet etmedim.
İyi ki benim ailem böyle iyi ki ben de böyle bir aileye sahip olduğum için çalışmayı, insanlarla savaşmayı öğrendim diyorum her zaman.

Ama çok utanarak sizden bir konuda yardım istemek zorunda kaldım artık. Bankaya faiz ödemekten gerçekten yetişemiyorum artık.

Benim geri ödemek koşuluyla 1.800 TL bir paraya ihtiyacım var. Bunu söylemeye gerçekten çok utanıyorum çünkü durumu benden daha kötü olanlar var.
Ben belki bir şekilde idare ediyorum ama artık köşeye sıkıştım. Bu sadece aklımda kalacağına en azından denedim demek için yazılmış bir yazı belki de en azından kimseyle paylaşmadığım,  paylaşamadığım iç dünyamı azıcık da olsa susturabilmek için.
 
Rica: eğer olur da bu yazımı yayınlarsanız lütfen memleketimi, yaşımı, adımı vs. yazmazsanız sevinirim. Yaşadığım zorlukları belki az çok tahmin edebiliyorsunuzdur.

Mailboxınızı gereksiz yere doldurduğum için şimdiden özür dilerim.
Keşke bu kadar kötü olmasaydı da her şey, mecbur kalmasaydım.

CEVAP: Tek başına ayakta durabilmek, üstelik ailene bakabilmek ne kadar zordur az çok tahmin edebiliyorum. Benim eposta kutum her zaman sizlere açık, her zaman da teker teker cevap vermeye gayret ediyorum. Bazılarını bu köşeye taşıyamıyorum ya da taşımıyorum. Ancak pek çok okur dostumuza maddi ve manevi destek sağladık şimdiye kadar. İnşallah senin sorununa da bir çözüm üretebiliriz. Sevgiler.

…………

UMARIM YETİŞİRSİN AYŞE ABLA


Merhaba Ayşe Abla

Kolon kanseri olan bir arkadaşımız var. Çalıştığım özel şirketten bir arkadaşımın ev arkadaşı, kendisi kolon kanseri. Tedavi olmuş ve hastalık 1 sene önce tekrarlamış.

Kendisi çalışamıyor (geçirmiş olduğu operasyonlar nedeni ile)
Aile desteği de yok.(Hatta ailem diyebileceği kimse yok)
Para yok, pul yok doğal olarak; “Yaşam hakkın da yok” deniliyor.

Yeşil karta başvuruyor, kabul edilmiyor.
Hastaneler onkoloji servisleri ayrılmış ölüm riskin yüksek diye oradan oraya sevk ediliyor. Eee edilse ne olacak, sağlık para gerektiriyor, sadece bir hastane alırız diyor ama bilmem kaç ay bekletiyor.

Kısacası sen zaten öleceksin be kardeşim çek acını öl, işte bizim sana bakacak ne doktorumuz var, ne sağlığımız. Paran da yok ki reklamımız olsun deniliyor arkadaşımıza ve elimizden bir şey gelmiyor.

Bugün konuşurken ben Hürriyet okurum Ayşe Aral ilgileniyor bu durumlarda elimizden bir şey gelmez belli ki torpil işliyor ama bir şansımızı deneriz dedim, sana bu maili atmaya karar verdim.

Durum vahim mi dersen, evet çok vahim lavaboya bile gidemeyen bir insan var. İstiklal’de ona sahip çıkan arkadaşlarıyla yaşıyor, ambulans bile almıyor ama öldürmeyen Allah da öldürmüyor işte. Tedavisi varken tedavi de olamıyor.

Dilerim bu Gökmen için bu sefer yaşam’a yetişirsin Ayşe Abla
Sevgiler.

Detaylı bilgi almak istersen ev arkadaşın telefon numarasını veriyorum
 
CEVAP: Şimdiden geçmiş olsun. Sağlık konusunda bu sistemi aklım almıyor. Hasta insan önce tedavi edilir sonra para alınacaksa alınır. Hatta hiç alınmasa tabi ki çok daha da güzel olur. Ama paran yoksa hizmet de yok mantığı sözkonusu bile olmamalı.

Buradan okur dostlarımıza duyuralım ki belki bir hastane tedavisini üstlenmek ister. Ben de bu arada gerekli temasları yapayım. Bana daha detaylı bilgi vermenizi rica ediyorum.
 
…………..


SEVGİLİM BENİMLE NEDEN UYUMUYOR?

Ayşe Hanım,

Siz çok ama çooookkkk tatlısınız. Bu yüzden size bir şey sorabilir miyim? Ben psikolog muyum demeyin siz çünkü bize iyi geliyorsunuz.

Sevgilim benimle birlikte olduktan sonra benimle uyumuyor ve ben kendimi berbat hissediyorum. Ama aramızda bunun dışında anlaşamadığımız konu da yok aslında. Bana gerekçe olarak ben birisiyle uyuyamıyorum diyor.  Ne yapmalıyım, şaştım kaldım. Puffff
CEVAP: Gerçekten enteresan bir durum. Ben psikolog değilim ama bir psikologa danışmakta yarar olduğunu düşünüyorum. Belki okurlarımız arasında bir psikolog varsa soruna cevap verebilir.
 

…………………


BEBEK KIYAFETLERİMİ VERMEK İSTİYORUM
 
Merhabalar Ayşe Hanım,

Köşenizdeki yardım edin lütfen başlığıyla size ulaşan hanımefendi için çok üzüldüm. Ben de 4,5 ay önce doğum yaptım. Dünyalar tatlısı bir kızım var.

Gözlerim doldu okurken. Ben de henüz işe başlamadığım için maddi olarak çok fazla bir yardımda bulunamam ancak kızımın küçülen kıyafetlerini vb., ayarladıklarımı adres, isim, telefon bırakırlarsa seve seve gönderebilirim.

Sevgilerimle

Esen

CEVAP: Esenciğim harikasın, bebek kıyafetleri eskimeden çocuk büyüyüveriyor böyle elden ele dolaşması çok güzel. Sana gelen talepleri ileteceğim. Sevgiler, öpüyorum seni ve bebişini.

………….. 


YARDIM ETMEK İSTİYORUM


Selamlar,

Benim ikizlerim var. Haliyle küçülen kıyafetlerimiz oluyor.
Küçük çocuğuyla iş arayan bayana, doğacak bebeği için kıyafet göndermek isterim.
Mail adresini verebilir misiniz?

Z.

CEVAP: Tabi ki seve seve. Desteğin için çok teşekkürler. Bebişini de seni de öpüyorum.

…………….


BANKADA İŞ İMKÂNI


Ayşe Hanım,

Birkaç arkadaşıma cv yi gönderdim, aklıma bir de siz geldiniz, olsa olsa Ayşe Ablamız bize yardımcı olur diye.

Bir arkadaşım var üniversite mezunu aynı zamanda Aöf’te işletme 1.sınıfta.
 
Kendisi bir bankada işe başlamak istiyor. Ne bileyim yetiştirilmek üzere aslında, zamanla çok daha iyi yerlere gelebileceğinden şüphemiz yok. Sadece kimse şans vermiyor, oysaki çok istekli, gönüllü, saygılı ve ekip çalışmasına yatkın, verilen görevi hakkıyla yerine getirebilecek biri.

Küçük bir iş olabilir bir bankada. Yeter ki bir yerden başlayıp, tutunabilsin.

Ufacık bir iş imkânı sadece beklediğimiz. Bir iş görüşmesi, bir tanışma faslı, bir imkân beklediğimiz.

Tanıdığınız, aracı olabilecek kişiler ile paylaşmanızı umut ediyor ve ekte arkadaşımızın cvsini gönderiyoruz.

Yardımcı olabilirseniz inanın tahmin bile edemezsiniz ne denli mutlu olabileceğimizi.

Yardımlarınıza ve desteğinize ihtiyacımız var.

(Ben tanıdıklarıma ilettim cv’yi ve sizin de bu yardımı pas geçmeyip en azından köşenizde paylaşacağınızı bildiğimizden paylaşmak istedik.)


Teşekkürler,

Saygılarımla,


Merve

CEVAP: Sevgili Merve, okur dostlarımın arasında biliyorum ki pek çok banka müdürü ve çalışanı da var. Eminim onlar bu kadar yetenekli ve istekli bir çalışana bir şans vereceklerdir. İnşallah en kısa sürede hak ettiği işe kavuşur arkadaşın. Sevgiler.

…………….


ALMANCA VE FRANSIZCA ÖĞRETMENLERİ İŞSİZ


Bizler Almanca ve Fransızca öğretmenliği mezunlarıyız. Hazırlık ile beraber 5 yıllık eğitim hayatımızın sonrasında, kpss ile atanmayı bekledik.

Her atama döneminde “acaba Almanca ve Fransızca’ya ne kadar kontenjan ayrılır?” diyerek, gözümüz kulağımız yapılacak açıklamalarda oldu.

2010’da Türkiye’deki tüm düz liselerin, Anadolu lisesine dönüştürülmesi haberi ile büyük sevinç yaşadık. Fakat gelin görün ki, atama yapılan 96 branş arasında Almanca ve Fransızca öğretmenlerine yer verilmemiştir.

Şayet bizler sesimizi çıkarmazsak 2020’de de durum değişmeyecektir! Binlerce işsiz Almanca ve Fransızca öğretmen adayı ordusu oluşacaktır.

Hâlbuki Türkiye Avrupa birliğine girecek ülkeler arasında yer almaktadır. Avrupa birliği ise vatandaşlarından ana dillerinin yanında, iki Avrupa dilini bilmelerini istemektedir. Avrupa komisyonu tarafından da, Barselona 2002 zirvesinde alınan karar ile “anadil + 2 yabancı dil” hedefinin gerçekleştirilmesi için, dil öğrenimi ve çeşitliliği teşvik edilmiştir (European Commission, 2009:6).

Görüldüğü üzere, Türkiye’deki, ikinci yabancı dilin konumu, Almanca ve Fransızca öğretmenlerinin işsizliğinden öteye gidememektedir.

Şu an birçok mezunumuz ailelerinin eline bakmaktadır. Durum gerçekten içler acısıdır. Yaşları 30’a dayanan ve 30’u geçen birçok işsiz Almanca ve Fransızca öğretmen adayı ümitsizlik içindedir.

Çoğumuz evlilik planlarımızı da ertelemek zorunda kaldık. En kötüsü de, bizleri bunca yıl maddi ve manevi olarak destekleyen, bizler için çabalayan ailelerimize oldu. Her kpss döneminde, bizlerden cevap bekleyen ailelerimize karşı tekrar boynumuzu bükmek zorunda bırakıldık.

İkinci yabancı dil öğretmenleri olarak bizler artık beklemek istemiyoruz, her atama döneminde hüsrana uğramak istemiyoruz. Okullarda öğrenciler istekli olduğu halde öğretmen yetersizliğinden 2. Yabancı dil okutulamıyor. Durum böyleyken Meb neden ikinci yabancı dile hiç kontenjan vermiyor?


…………….

HAKİMLİK VE KAYMAKAMLIK YAŞ SINIRI


Merhaba,

Maliye bakanı memur adaylar için güzel bir haber verdi, maliye bakanlığının bir a grubu kadrosunda görev alabilmek için üst yaş sınırını 30’dan 35’e yükseltti ve twitter üzerinden diğer kurumlar da bu yeni düzenlemenin uygulanması için destekte bulunacağını ifade etti, kendisine soru yönelten memur adaylarına.

Binlerce hukuk ve İİBF mezunu vatandaş Avrupa’da oldugu gibi hakimlik ve kaymakamlık üst yaş sınırın kaldırılmasını talep ediyor. Bazıları ise Avrupa’nın bazı ülkelerinde olduğu gibi 45'e yükseltilmesini talep ediyor.

Bu konu twitter'da tüm gazetecilere ve siyasilere anlatılıyor ve kendilerinden destek isteniyor. Duyarlı olan gazeteci ve siyasiler destek vereceklerini söz verdiler ama gerisi gelmedi, uygulamanın zaman kaybetmeden hayata geçirilmesi isteniyor çünkü mevcut ilanların hepsinde 30 yaş sınırı var.

Vizyon sahibi ve çağdaş düşünen her vatandaş bu hususa önem vermeli. Türkiye artık dar kalıplardan, engellerden kurtulmalı. Yaş sınırı kanunla düzenlendiyse bu kanunu yapan insanlar değil mi?
………….


KPSS A

Ayşe Hanım konuyla ilgilendiğiniz için teşekkür ederim. Size konuyu özetlemeye çalışayım.

Kpss a grubu olarak anılan kariyer mesleklerin hemen hepsinde 30 yaş sınırı var. Geçtiğimiz günlerde maliye bakanımız kendi bakanlığı bünyesinde pek çok kariyer meslek için bu sınırı 35’e çekti. Bir kısmı için de yönetmelik değişikliğini başbakanlığa gönderdiğini bildirdi.

Ancak özellikle kaymakamlık ve hâkimlik başta olmak üzere diğer kariyer mesleklerde henüz yaş sınırı 30.

22 yaşında okulu henüz bitirmiş bir kişi çok ders çalışarak belki sınavı kazanabilir ama hangimiz bu yaşta biri tarafından yargılanmak isteriz?

Ya da devleti ilçede simgeleyen kaymakamın 23 yaşında olması ne derece yeterli olur? Takdir edersiniz ki bu tarz meslekler sınavlarda sorulan soruları bilmekten de öte belli birikim ve olgunluk taşımayı gerektirir.
Bu da istisnalar hariç 30 yaş ve üstünde mümkün olur. Olaya bir de kişi açısından bakıldığında okuldan mezun olduktan sonra askere giden biri en iyi ihtimalle 1 yıl buradan, yüksek lisans yaparsa da en iyi olasılık 2,5 yıl buradan toplamda 3,5 yıl yitiriyor. Bu süreler adeta cezalandırır gibi 30 yaşa eklenmiyor. Son olarak Avrupa Birliği’ne girme sürencinde bir ülke olarak oradaki olayları takip etmemiz gerekir ki Avrupa’da pek çok ülkede kaymakamlık ve hâkimlik gibi olgunluk gerektiren mesleklere girmek için en az 35 yaşında olma şartı aranılmaktadır.

Vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederim. İyi çalışmalar.

Önemli not: Önümüzdeki haftadan itibaren Yetiş Ayşe'de yenilikler olacak. Kısa zamanda neler olacağını sizinle paylaşacağım.

Yazarın Tüm Yazıları