Yeteri kadar erteleme ve bekleme oldu, artık iç piyasa hareketlenir

SEÇİMDEN kısa süre önce Dun & Bradstreet Bilgi ve Danışmanlık Danışma Kurulu Başkanı Dr. Selim Seval’le “Türkiye Kredi Risk Haritası”nı konuşmak üzere buluştuğumuzda piyasanın nabzını şöyle yansıttı:

Haberin Devamı

- Kime sorsak, “İşler durgun” diyor. Herkes 30 Mart sonrasına kilitlenmiş durumda.
80 bin 904 şirketin nabzının elllerinde olduğunu vurgulayıp ekledi:
- En büyüğünden küçüklere kadar her şirkette birçok işin seçim sonrasına ertelenmesi söz konusu.
Yeteri kadar erteleme ve bekleme oldu, artık iç piyasa hareketlenirArdından geçen hafta içinde Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin Denizli’deki bir günlük seçim turunu izleyip, sohbet ettik:
- Ortam dinlemesinin Dışişleri Bakanlığı’ndaki en gizli toplantıya kadar uzanması öncesinde 2-3 gün para piyasaları olumlu seyir izledi. Bunu neye bağladınız?
- Piyasalar pazartesiyi (bugün) satın alıyordu. Nitekim kesin veri olmamakla birlikte 2 günde 5 milyar dolara yakın para girişi söz konusu.
Seçim ortamının tüm piyasalarda erteleme ve bekleme havasını yaygınlaştırdığını anımsattı:
- Yeteri kadar erteleme ve bekleme yaşandı. Artık piyasalarda canlanma bekliyorum. Seçimin bitmesi, piyasaları genelde olumlu yönde etkiler.
Bu beklentisini büyüme verisine dönük öngörüsüyle güçlendirdi:
- Uluslararası kuruluşlar Türkiye’nin bu yıl yüzde 2-2.5 büyüyeceği tahminleri açıklıyor. Göreceksiniz, ülkemiz bu yıl yine dünyada en hızlı büyüyen 3-4 ülke arasında yerini alacak.
Yılın ilk iki ayında yabancı sermaye girişinin “iyi” olduğunu savunup ekledi:
- Ekonomi, evrensel standartta işleyen demokrasi ve hukuk sistemiyle birebir ilişkilidir. Uluslararası sermaye dünyanın her yerinde kendini hukuken güvende hissetmek ister.
Türkiye’nin uluslararası sermayeye ihtiyacının olduğunu anımsattı:
- Evrensel standartta işleyen demokrasi ve hukuk ortamını sağlamak durumundayız.
17 Aralık operasyonundan itibaren yaşananlar, özellikle hukuk sistemi konusunda dünyada da kafalarda soru işaretleri uyandırmadı mı?
Twetter’a, YouTube’a erişimin durdurulması, demokrasi konusunda şüpheye yol açmadı mı?
Bu durumda tüm piyasalarda canlanma beklemek fazla iyimserlik olmaz mı?

Haberin Devamı

4-5 seçimdir böyle kuyruk görmedim

DÜN sabah erken saatte eşim Emine Munyar’la sandığa erken gidip, kalabalığa kalmadan oyumuzu kullanmayı planladık. Saat 08.40’da Esenyurt’taki Yenikent İlköğretim Okulu’ndaki 1004 nolu sandığa yöneldik. Daha o saatte kuyruk uzamıştı. Bir sandık görevlisi, şu izlenimini aktardı:
- 4-5 seçimdir bu sandıkta görev yapıyorum. Bu saatte böyle kuyruk görmedim.
Daha sonra abim emekli hakim Mahmut Munyar, Bursa Barosu’nun oluşturduğu, eski Başbakan Yardımcılarından Ertuğrul Yalçınbayır’ın da görev aldığı “Seçim Danışma Birimi”nden şu uyarıyı yaptı:
- Muhtar adaylarının pusulasını yanlışlıkla belediye zarfına
koyan seçmenler var. Yasaya göre o oylar iptal edilir. Ancak, burada kötü niyetin olmadığı dikkate alınıp, o oylar geçerli sayılmalı.
Acaba muhtar pusulası yüzünden kaç oy iptal edildi?

Haberin Devamı

11 milyon 454 bin kişi sosyal yardım alıyor bu sandığa yansıyor

BİR süredir aklımdaydı, dün sandıkların kapanmasına bir saat kala Türkiye’de kaç kişinin sosyal yardım aldığına ilişkin verileri taradım. Haziran 2013’te Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın açıkladığı bir veriyi buldum:
- Aylık geliri asgari ücretin 3’te birinden az olan 11 milyon 454 bin kişi sosyal yardımdan yararlanıyor.
Bulabildiğim alt açılımlara da baktım:
- 2 milyon 95 bin 636 aile kömür yardımı alıyor. 1.4 milyon kişi 65 yaşını doldurmuş, güçsüz, engelli ve kimsesiz kontenjanından sosyal yardımdan yararlanıyor.
2003-2012 dönemindeki parasal veri de şöyle:
- 11 milyar 854 milyon lira sosyal yardım verildi.
Bu verilerin içinde belediyelerin sosyal yardımları yer almıyor.
Sandıktan çıkan sonuçları değerlendirirken “sosyal yardım” etkisini unutmamak gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları