Yeter! Söz Milletin

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

(I)

Sevdiklerimize yeni yılda kitap armağan edelim

Büyük Atatürk'ün deyişiyle ‘‘Eğitimdir ki, bir ulusu ya özgür, şanlı, yüce, bağımsız bir toplum halinde yaşatır, ya da ulusu tutsaklığa ve sefalete sürükler.’’

Ülkemizdeki genel eğitim ortalamasının çok düşük seviyede olduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız. Eğitimin yeterli olmadığı yerde; bilim, sanat, edebiyat, demokrasi, özgürlük, insan hakları ve her türlü toplumsal düşünce, bir kısım azınlığın tekelindedir.

Cehaletin olduğu yerde sefaletin olacağı, din ve inanç hürriyetinin, özgürlüğün ve demokrasinin ‘‘bir kısım azınlık’’ tarafından istismar edileceği, buna meydan vermemek için mutlaka okumak gerektiği insanlarımıza anlatılmalıdır. Gelişmiş ülkelerle yarışabilmek için, okuma alışkanlığını bir an önce hayata geçirmek zorundayız.

Gencinden yaşlısına, her yurttaşın eğitim ve öğrenimine gereken önemi vermek, devletin temel politikası olmalıdır.

2000'e iki kala, ‘‘1998 yılı Türkiye'de okuma yılı’’ ilan edilerek insanlarımızın kütüphane, kitaplık ve kitapçılara gitmeleri teşvik edilmeli, kitap okumaları sağlanmalıdır.

Gazetelerimiz, radyo ve televizyon kuruluşlarımız, ‘‘1998 yılı Türkiye'de okuma yılı’’ etkinliklerini başlatmalı, okuma sevgisini, kitap armağan etme alışkanlığını teşvik etmelidir.

En iyi armağanın kitap olduğu, okuma tembelliğini terk edip, okuma alışkanlığına adım atmamız gerektiğini anlatmak; bu ülkeyi seven, bu ülkede yaşayan aydınlarımızın başlıca görevlerinden biri olmalıdır.

Ahmet POLAT

Alacağına şahin vereceğine karga

DEĞERLİ basınımız sayesinde sorunlarımızı dile getirme fırsatını bulabiliyoruz. Adaletin oluşmadığı toplumumuzda bize sağladığınız bu hizmet için sizlere müteşekkiriz.

Zat-ı alinize arz etmek istediğim konu, devlet gaspı ile ilgili. Bu sorun, yüzlerce hatta binlerce istimlak mağdurunu kapsıyor. 25 yıl önce büyük ümitlerle emeklilik güvencesi düşüncesiyle alıp vergisini ödediğimiz Bornova'daki arsam Karayolları'nca istimlak edilmiş, arsamdan fiilen yol geçirilmiştir. İki yıldır 'ödenek yok' deniliyor. Biz ödenek bekliyoruz. Yıllardır bekleyenler var. Devlet herhalde gecekonduculara ve mafyaya kaptırdığı arazilerinin acısını bizlerin arsalarını gasp ederek çıkarıyor.

Gasp kelimesi tuhaf veya ağır olabilir, ancak bedelini ödemediği arsayı alıp kullanması bence gasptan daha ağır bir kelime ile ifade edilmeli.

Devlet, alacağına şahin vereceğine serçe olduğu ve adil olmadığı müddetçe kendisine nasıl güvenilmesini bekleyebilir?

Ersen GÜRPINAR-Balçova/İZMİR

FB'de istenirse neler yapılıyor

İNGİLİZCE bir atasözü vardır: ‘‘If there is a wish there is always a way.’’ Yani, istek varsa her zaman bir yolu vardır.İşte Fenerbahçe'ye gönül vermiş bir grup arkadaş, kulübe hiçbir mali yük getirmeden eskiden çöplük ve pislik yuvası olan, sarhoşların barındığı bir yıkıntıyı üç ay gibi kısa bir zamanda tüm Fenerbahçeli üyelerin yaranlanabileceği üç katlı modern bir tesis haline getirmişler. Bu tesiste resim sergileri düzenlenebileceği gibi, toplantılar, tiyatro, sinema gösterileri vb. bir dizi sosyal etkinlikler yapılabilecektir. Böylece hem üyeler birbirlerini daha yakından tanıma imkânı bulabilecek, hem de daha kaynaşabilecektir. Bu durumda yıllardır süren kısır grup çekişmeleri de bir nebze olsun sona erecektir. Bu görevleri yapan Fenerbahçeli arkadaşlar, kurdukları bu vakfa 'Birleşik Fenerbahçeliler Vakfı' adını vererek birleşmede bir adım daha atmışlardır.

Bu güzel tesisi tüm Fener camiasına kazandırmakta öncülük eden arkadaşlardan Aziz, Dursun, Orhan ve Cemalettin ile işbu vakfa maddi, manevi katkılarıyla yardım eden tüm Fenerbahçeliler'e, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Şen ve arkadaşlarına teşekkür ederim. Ayrıca tüm Fenerbahçeli üyelerin bu örnek tesisi görmelerini ve bu tesisten yararlanmalarını dilerim.

Uğur Bozyiğit, FB Yüksek Divan Kurulu üyesi-KADIKÖY

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'ne etki yapacak kimse olmadığı gibi dünyada da yok. Etmeye kalkanlar ağzının payını alır. Kimse, Anayasa Mahkemesi'ni by-pass edemez’’ dedi.

(Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden)

(II)

Sevdiklerimize yeni yılda kitap armağan edelim

Büyük Atatürk'ün deyişiyle ‘‘Eğitimdir ki, bir ulusu ya özgür, şanlı, yüce, bağımsız bir toplum halinde yaşatır, ya da ulusu tutsaklığa ve sefalete sürükler.’’

Ülkemizdeki genel eğitim ortalamasının çok düşük seviyede olduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız. Eğitimin yeterli olmadığı yerde; bilim, sanat, edebiyat, demokrasi, özgürlük, insan hakları ve her türlü toplumsal düşünce, bir kısım azınlığın tekelindedir.

Cehaletin olduğu yerde sefaletin olacağı, din ve inanç hürriyetinin, özgürlüğün ve demokrasinin ‘‘bir kısım azınlık’’ tarafından istismar edileceği, buna meydan vermemek için mutlaka okumak gerektiği insanlarımıza anlatılmalıdır. Gelişmiş ülkelerle yarışabilmek için, okuma alışkanlığını bir an önce hayata geçirmek zorundayız.

Gencinden yaşlısına, her yurttaşın eğitim ve öğrenimine gereken önemi vermek, devletin temel politikası olmalıdır.

2000'e iki kala, ‘‘1998 yılı Türkiye'de okuma yılı’’ ilan edilerek insanlarımızın kütüphane, kitaplık ve kitapçılara gitmeleri teşvik edilmeli, kitap okumaları sağlanmalıdır.

Gazetelerimiz, radyo ve televizyon kuruluşlarımız, ‘‘1998 yılı Türkiye'de okuma yılı’’ etkinliklerini başlatmalı, okuma sevgisini, kitap armağan etme alışkanlığını teşvik etmelidir.

En iyi armağanın kitap olduğu, okuma tembelliğini terk edip, okuma alışkanlığına adım atmamız gerektiğini anlatmak; bu ülkeyi seven, bu ülkede yaşayan aydınlarımızın başlıca görevlerinden biri olmalıdır.

Ahmet POLAT (Kitapçılar Derneği Başkanı)

FB'de istenirse neler yapılıyor

İngilizce bir atasözü vardır: ‘‘If there is a wish there is always a way.’’ Yani, istek varsa her zaman bir yolu vardır.İşte Fenerbahçe'ye gönül vermiş bir grup arkadaş, kulübe hiçbir mali yük getirmeden eskiden çöplük ve pislik yuvası olan, sarhoşların barındığı bir yıkıntıyı üç ay gibi kısa bir zamanda tüm Fenerbahçeli üyelerin yaranlanabileceği üç katlı modern bir tesis haline getirmişler. Bu tesiste resim sergileri düzenlenebileceği gibi, toplantılar, tiyatro, sinema gösterileri vb. bir dizi sosyal etkinlikler yapılabilecektir. Böylece hem üyeler birbirlerini daha yakından tanıma imkânı bulabilecek, hem de daha kaynaşabilecektir. Bu durumda yıllardır süren kısır grup çekişmeleri de bir nebze olsun sona erecektir. Bu görevleri yapan Fenerbahçeli arkadaşlar, kurdukları bu vakfa 'Birleşik Fenerbahçeliler Vakfı' adını vererek birleşmede bir adım daha atmışlardır.

Bu güzel tesisi tüm Fener camiasına kazandırmakta öncülük eden arkadaşlardan Aziz, Dursun, Orhan ve Cemalettin ile işbu vakfa maddi, manevi katkılarıyla yardım eden tüm Fenerbahçeliler'e, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Şen ve arkadaşlarına teşekkür ederim. Ayrıca tüm Fenerbahçeli üyelerin bu örnek tesisi görmelerini ve bu tesisten yararlanmalarını dilerim.

Uğur Bozyiğit- FB Yüksek Divan Kurulu üyesi-KADIKÖY

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'ne etki yapacak kimse olmadığı gibi dünyada da yok. Etmeye kalkanlar ağzının payını alır. Kimse, Anayasa Mahkemesi'ni by-pass edemez.’’

(Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden)

Kim sorumlu?

Esentepe'den Tülay TÜRKKAAN'dan: E-5'in Çağlayan'dan Esentepe Subay Evleri'ne kadar olan bölümü zifiri karanlık. Boğaziçi Elektrik'e soruyoruz, Karayolları'na sorun diyorlar. Karayolları da, biz burasını bir protokolle Büyükşehir Belediyesi'ne devrettik diyor. Büyükşehir'in Beyaz Masa'sı da, elektrikten değil, yolun bakımından sorumlu olduklarını söylüyorlar. Ama Büyükşehir'in Yol Bakım ve Onarım Müdürü Zühtü Demirbağ'ın 30.10.1997'de imzaladığı protokole göre, Büyükşehir aydınlanma işinden de sorumlu görülüyor. Söyleyin bana Büyükşehir, Karayolları'ndan sadece ağaç mı dikmek için bu yolları aldı?

MESAJ PANOSU

KAPKAÇÇILAR... H.Cezayirlioğlu, geçen perşembe günü 4.Levent Koza Sitesi'nde 08.10'da eşinin çantasını kapanlara karşı Levent Karakolu'nun etkisiz kaldığını söylüyor. ‘‘Güpegündüz, bayanların çantalarına musallat olan lüks arabalı ve iyi giyimli çeteye karşı bizi koruyun’’ diyor.

Yazarın Tüm Yazıları