Yeter!Söz milletin

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

İster inan İster inanma!..

Ülkemizde, Avrupalı'ya göre 'antidemokratik' sandığımız bazı gelişmelere dikkat çekmek istiyorum. Avrupalı uyguladığı zaman 'normal', biz uyguladığımız zaman 'antidemokrat' sayılan iki örnek vermek istiyorum.

Demokrasinin beşiği sayılan Hollanda'da Adalet Bakanı Sorgdrager, ırkçıların partisi olarak bilinen CP'86'nın-Centrum Partij'86 (Merkez Partisi 86)- kapatılması için mahkemeye başvuracağını açıkladı. Geçtiğimiz hafta parlamentodaki bir soru üzerine yazılı bir açıklama yapan bayan Sorgdrager, Hollanda yasalarına göre kıyım ve ırkçılık yasaklarını hiçe sayan bu parti için şunları söyledi:

‘‘Bize göre ortada demokratik süreci ciddi bir şekilde tıkayan eylemler içinde olan bu partinin yasaklanması ve kapatılması lazım. CP'86, demokratik hukuk devletinin kendilerine tanıdığı hareket serbestliği sınırlarını aşmıştır. Bu nedenle yargıya başvurarak bu partinin yasaklanmasını ve hatta kapatılmasını isteyeceğim.’’

Bakan, mahkeme sonucundan emin olmak için devlet avukatları ile istişareye başladı.

İSTANBUL’A GÖÇ

İstanbul'a Anadolu'dan göçün sınırlandırılması tartışılırken, bunun antidemokratik olacağı ve ülke içinde sınır saptayarak pasaport kullanma gibi bir mecburiyet getirmenin insan haklarına da aykırı olacağı görüşleri ağırlık kazanmıştı.

Kaldı ki, demokrasinin beşiği Hollanda'nın büyük kentleri ve küçük köylerinin belediyelerinin çoğu, ülke içi göçü sınırlamıştır. Rotterdam'da ikamet eden bir Hollandalı bazı şartları yerine getirmediği takdirde Amsterdam'a göç edemez. Bu göçün gerçekleşmesi için göç isteyenin Amsterdam kentinde resmen bir işe girmesi veya bir işyeri açması şarttır.

İkamet ettiğim Amsterdam'ın sınır komşusu Abcoude köyünün nüfusu 5 bindir. Bu köye göç etmek isteyen kişinin burada iş bulması imkânsızdır. Zira bu köyde işyeri yoktur. Ama bizim belediyemiz kendi kuralını koymuştur: ‘‘Bu köyde ikamet edecek olan kişinin kiralayacağı evin aylığı 2000 Gulden'den -1000 dolar-, satın alacağı evin değeri de 300 bin Gulden'den -150 bin dolar- aşağı olmayacak.’’

Görülüyor ki yerel yönetimler, ‘‘Benim sınırlarım içine girecek kişi işsiz, fakir ve aç olmamalı’’ tezine çok dikkat ediyorlar.

Bu uygulama ile insanların gezme ve ziyaret özgürlüğü kısıtlanmıyor. Sadece iskan özgürlüğü kısıtlanıyor. Bunu uygulamak da zor değil. Ev kiralamak veya satın almak isteyenler, belediyelerden 'iskan izni' almak mecburiyetindedir. Aksi takdirde kiralama veya satış geçerli olmaz. Bu kısıtlamayı delenler vardır. İkamet izni olan bir ailenin evinde bir oda kiralayabilirsiniz. Ama o evde bir odanın boş ve gereksiz olduğunu ispatlamak durumundasınız. ‘‘Ben çocuğumla aynı odada yatarım’’ diyemezsiniz.

ÖZGÜRLÜKLER-DEMOKRATİK HAKLAR

Görülüyor ki, dışarıdan göç edeceklerin özgürlükleri kısıtlanırken yörede yıllardır vergisini verip kurallara uyan halkın demokratik hakları korunuyor.

İstanbul'a göç eden işsiz, evsiz barksız insanların kent halkına yüklediği külfeti hesaba katarsanız, Hollandalılar'ın bu konudaki haklılığı anlaşılır. İstanbul'da yeri olmayan kişilerin kent halkına yükledikleri külfetleri düşünün bir kere. Gecekondularla çirkin kentleşmenin yanında, basit görülen bir su tüketimi bile işin ciddiyetini ortaya koyar. İstanbul'da yaşamaya hak kazanmış halkın suyunu tüketmek, onların demokratik haklarına el uzatmak olmuyor mu? Kanalizasyon, trafik, elektrik, çöp, işsizlik gibi etkenler de cabası.

Şimdi denilecek ki: ‘‘Türkiye'nin şartları ile Hollanda'nın şartları aynı değil. Anadolu'daki insan aç olduğu için yaşam mücadelesi yapma hürriyeti olmalı.’’ Bu da doğrudur. Ama bu ülkenin genel bir sosyal ve ekonomik sorunudur. Bunun çözümü şarttır. Ne var ki, birine demokratik hak verilirken, diğerinin haklarını göz ardı etmemek lazımdır. Tıpkı Hollandalılar'ın yaptığı gibi...

İlhan KARAÇAY-HOLLANDA

Tek-çift plaka

İSTANBUL'da tek-çift plaka uygulanmalıdır. Yollarda geçen zamana, eziyete yazık değil mi? Hayvan gibi değil, insan gibi otomobilimizi kullanalım. Bu uygulamadan ülkemizin kazancı da en az yılda 1 milyar dolardır.Dr. İsmail MERSİN-ŞİŞLİ

MESAJ PANOSU

ERENKÖY İstasyon Caddesi sakinlerinden: Y.Asım Arsoy Sokağı'ndaki bir evin bahçesinden akan kanalizasyon suları ortalığı kapladı. Buradan öğrenciler geçiyor. Kadıköy Belediyesi ve İSKİ duyarsız kalıyor.

BAHÇELİEVLER Soğanlı halkından; M. Kemal Paşa Caddesi, ne belediyelerin ne de İSKİ'nin dikkate aldığı bir yerdir. Sorunları ilettiğimizde aldığımız cevap şudur: 'O semtte altyapı sorunları var, önce onu düzelteceğiz.'' Bunu diyenler bizden oy istemesin.

İŞÇİ PARTİSİ'nin Devrimci Cumhuriyet için Eğitim Kurultayı (A. Ali Yücel'in anısına) 6-7 Aralık tarihlerinde Ankara'da Türk-İş Genel Merkezi Konferans Salonu'nda yapılacak.

HÜLYA AVŞAR'ın, doğacak bebeğini şimdiden reklam pazarına çıkarmasını ben de şiddetle kınıyorum. Duyarlı insanlarımıza, Avşar'ın reklamına çıktığı Molfix ürünleri almamasını öneriyorum. M.SEVGİ-ANKARA

Yazarın Tüm Yazıları