Yeter! Söz milletin...

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

YPK'nın İstanbul yanlışları

CHP Samsun Milletvekili Murat Karayalçın, Yüksek Planlama Kurulu'nun (YPK) İstanbul ile ilgili kararlarını eleştiriyor. Trakya-Marmara Bölge Planı hazırlanmadan İstanbul'la ilgili karar alınmamasını istiyor. İstanbul'un ikiye bölünmesi ve 3. köprü konusundaki 'yanlışları' şöyle sıralıyor:

‘‘Her şeyden önce İstanbul'un 2 ayrı kente dönüştürülmesi, sanıldığı gibi iki yaka arasındaki mal ve yolcu taşımacılığını azaltmayacaktır. Özellikle 1. Boğaz Köprüsü'nün fiili kullanım biçimi bunu büyük ölçüde engelleyecektir. Ancak Valilik ile bağlantılı kimi işlemler bir ölçüye kadar azaltılabilir. 10 küsür milyonluk kentin yerleşim dokusunun büyük ölçüde biçimlenmiş olduğu göz ardı edilmemelidir.

Ayrıca kentte iki ayrı yönetim yapısının kurulması, hele eğer iki Büyükşehir Belediyesi olacaksa yepyeni sorunların ortaya çıkmasına neden olabilecektir. Kaldı ki, fiziki yapısı İstanbul'a benzesin benzemesin, dünyanın öteki büyük kentlerinde de bu tür düzenlemeler yoktur. Kentlere biçim verecek olan şey, idari kararlardan çok, iktisadi ve fiziksel düzenlemelerdir.''

Karayalçın, 3. köprü yerine tüp geçidin daha uygun bir çözüm olduğunu belirterek şöyle devam ediyor: ‘‘YPK'nın İstanbul kararlarıyla ilgili bir başka eleştirim işin biçimsel yönüyle ilgilidir. Alınan kararlar benim eleştirilerimin tersine, doğru da olabilir. Ancak İstanbul'un geleceği açısından çok büyük önem taşıyan bu kararlar, bir saydamlık içinde tartışılarak ve İstanbulluların katılımıyla alınmalıdır. İstanbul Belediye Meclis üyelerinin en az YPK üyeleri kadar bu konuda hakları olduğu inancındayım'' diyor.

TRAKYA-MARMARA BÖLGE PLANI

‘‘İstanbul için alınacak yapısal nitelikli ve kalıcı kararlar mutlaka Trakya ve Marmara için hazırlanmış bir bölge planı içine oturtulmalıdır. Çanakkale Boğaz Köprüsü'nün ya da Tekirdağ Limanı'nın kapasitesi dikkate alınmadan, İstanbul için 3. köprü konusunu eksik tartışmış oluruz.

Trakya'nın geride kalan alanlarını nasıl kullanacağımızı kararlaştırmadan İstanbul'un ikiye bölünmesini nasıl kararlaştırabiliriz?

7. Beş Yıllık Kalkınma Planı'nın öngördüğü bölge planlama çalışmaları maalesef hâlâ başlatılmamıştır. Türkiye bu konuda akıl almaz bir gecikmeyi yaşamaktadır.

Ancak Trakya-Marmara bölge planı hazırlıkları hemen başlatılabilir. Bu yöremiz için yapılmış zaten çok sayıda çalışma, çok geniş ölçüde toplanmış veri ve bilgi, yaşanmış çok önemli deneyimler bulunmaktadır. Bu nedenle Trakya-Marmara bölge planının temel parametrelerinin hızla ortaya konabileceği kanısındayım. Önerim, YPK toplantısında İstanbul için alınan kararların bu çalışmadan sonra bir kez daha ele alınıp tartışılmasıdır. Ayrıca İstanbul yönetimi bu YPK toplantısına çağrılmalıdır. Hiç kuşkusuz İstanbul'un sivil toplum örgütlerini de karar alma sürecine katacak bir sistem oluşturulmalıdır. Ülke olarak İstanbul'da bir kez daha ünlü Karadeniz fıkrasını anlatan 'muz kabuğu'na basmamamız için bu öneriler ve başkalarını önemle dikkate almalıyız.''

Başbakan Yardımcısı olduğu dönemde 7. Beş Yıllık Kalkınma Planı çalışmalarını yürüten Karayalçın'ın önerisi dikkat çekici değil mi?

Bursa izlenimleri

Tatlıses: Oxford, Urfa'ya da gelecek

Bursa Demirtaş beldesindeki Yeşilşehir 2. kısım konutlarının temel atma törenine İbrahim Tatlıses de, Cavit Çağlar'ın oğlu Mustafa Çağlar'ın konuğu olarak gelmişti.

Cumhurbaşkanı Demirel kürsüden ‘‘Bursa'da ne varsa, Şanlıurfa'da da o olacaktır'' derken, en çok alkışlayanlardan biri de Tatlıses'ti.

Tatlıses'in, Çağlar'ın konutlarından beş adet almak istediği söyleniyordu.

Kendisiyle sohbet ederken bir şey öğrendik. Tatlıses, GAP bölgesinde konut inşaatına başlayabilir. ‘‘Düşünüyorum. Bakacağım, kısmet artık.''

Tatlıses, Cavit Çağlar'ın 8 yıllık kesintisiz eğitime yaptığını açıkladığı 500 milyarlık destekten çok mutlu olduğunu, kendisinin de Şanlıurfa'da 65 milyara 16 derslik bir ilköğretim okulu yaptırdığını söyledi.

Geçmiş yıllarda eğitimi konusunda bir soruya kızarak,‘‘Devlet Urfa'ya Oxford getirdi de biz okumadık mı yani...'' sözünü hatırlatarak şöyle dedi:

‘‘Urfa'ya yakında Oxford'lar gelecek, bunu iyi bilin...''

Bursa'ya getirdiği konuklarıyla teker teker ilgilenen Cavit Çağlar, en iddialı projesine başlarken ‘‘sıkıntılar'' yaşadıklarını söylüyor. 1977'deki Bursa Nazım Planı'na göre, bölge ‘‘mutlak korunması gereken tarım toprağı'' olarak geçiyormuş. Ancak 1990'lara doğru bölgede yoğun bir gecekondulaşma görülmüş. 1992'de konut yapımına başlamak istemiş. Ancak devlet bakanıyken, konu RP'liler tarafından Meclis'e getirilmiş. Çağlar, ‘‘O tarihte Meclis'te Şevket Kazan, burası plansız ve ruhsatsız derken, RP'li belediyenin (1989-94) verdiği ruhsatları kürsüden gösterince mahçup olmuşlardı.'' diyor.

Baro, Mimarlar Odası ve RP'den ayrılan milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır'ın açtığı yeni bir dava sonucunda bölgenin imar planı ile inşaat ruhsatı geçen haziran ayında iptal edilmesi olayını soruyoruz Çağlar'a...

Çağlar, yeni bir başvuru üzerine şimdiki DYP'li Belediye'nin yeni mevzi imar planı yaparak ruhsatı yenilediğini söylüyor: ‘‘Her şey usulüne uygundur. Kaçak inşaat söz konusu olamaz. Ruhsatları alınmıştır. Geçmişi hatırlayın. Demirtaş'ı gecekondu sarmış, yürüyordu. Şu an 1600 dönüm olan araziyi 15 yıldan beri topladım. Bugünkü değeri 70 milyon dolardır, ilk etap konutların yapımı için de 200 milyon dolar yatırım yaptık. Tamamı 2 milyar dolarlık Türkiye'nin en büyük projesidir. Biz çağdaş Bursa için varız, kimse de usulsüz bir iş yaptığımızı sanmasın...''

Yazarın Tüm Yazıları